9 Ağustos 2007 Perşembe

ETİ

ETİ(Hitit-Hatti)DİLİ
ETİ (Hitit-Hatti) Dili : Hitit ve Hatti ifadeleri temsil eden Tevratta ki Etileri temsil eden “het” adından kaynaklanmaktadır.
Hitit ve Hititce adı maalesef yanlışlıkla Naşice hint-avrupai gramer sentaksi içermekte, çok miktarda Hattice(etice) ve akkadca ve Sümerce ideogramlar bulunmakta.Hititlerin yurdu hattice yani Hatti yurdunun dili,kendi dillerine Naşice adını verdiler.Hind-Avrupai Naşili diline “hititce “veya açıklık uğruna Naşice diyoruz.Yani Hattililerin dili Neşalılara verilmişti. Anadolululara yapılan bu haksızlığı düzeltme çabaları boş çıktı. Ve hind-avrupalılar bu Hitit ismiyle anılan Anadolunun yerli halkına ait kültürüne, mitolojisine ve uygarlığına sahip çıktılar.
Prof.Ekrem Akurgal’a göre Hitit tarihi 4 devreye ayrılır:
1.Hatti uygarlığı mö.2500-2000 yıllar arası.
2.ilk şehir devletleri mö.2000-1750 bu devir son Neşa kralı Anıtta’nın sarayı yıkılınca devir son bulmuş.
3.Krallık devri mö.1750-1450 ve İmparatorluk devrimö.1450-1180 yıl.arası Hitit kültüründe bariz olarak görülen Hatti unsurları.
Hattiler yüksek ve entelektüel seviyede bulunduklarını, Mezopotamya dışında çağın ilk uygar milleti olduklarını gösterir.Hititler,Hattilere ait olan yer ve şahıs adlarını aynen benimsemeleri iki unsur arasındaki kaynaşmayı gösterir.
Son kral Telipunu öldükten sonra Hitit devleti muhtemelen kuvvetli Huri-Mitanni idaresi altında idi.
Hattuşil,Hitit kralı, Mısır hiyeroglif ve metinde Hetasar şek. geçer.
1-Hatti-sil veya Hatt-sul , Türkçe Hatti-cul “Hitit pınarı”
2-Tudhaliya: şöylede okunabilir.
Tudhaliyas (Tod-kali-yaş “toy(kuşu),ebedi yaş(ında”
3- Hattusili /Hattusil adı şöyle okuyoruz.
a-Hatti-si-li (Türkçe:Hatti-isi-li “Hitit tanrılı”
-Arnuvanda (erin 0ngdi “yiğidin kurtuldu”
-Puduhepa(Bedük Apa “Büyükata” Türkçe: Apa iti “anatanrıça Türkçe Bedük

Tanrı: Me-t/ ma-ta: kral ülke Tanrı Midas “ülkesinin kralı” Bu ifadeyi aynen kullanmış.
Naşice bir kelime: Ulipana- “kurt” (Ulip-ana “kurtana” prof. Sedat Alp. Ulipana kelimesini Latince. Wolf kelimesine daha yakın
Ulip>,ulp,> wlf>, wolf bütün ifade ise ulipana >, wlifana,> wolf-ana kurt-ana veya (dişi) kurt şek. yorumlanır.
SÜMER DİLİNİN ÇÖZÜMÜ İlk defa Dr.Hincks Edward, kilise rahibi olup Mezopotamya’da Samilerden önce yaşamış olan bir millet tarafından icad edildiğini fark etti.
İlk Sümer dilini keşfeden Rawlinson, Sümerce,Türkçe,Fince ve Macarca ile yakın akrabadır diyor.
Sami medeniyetinin asıl dayandığı medeniyet, Büyük Sümer gerçeğidir.Fakat hangi ırka mensup oldukları bilinmeyen millet diye yazıyordu.Hala bugünde devam etmektedir.
Hz.Nuh ve oğulları doğuya doğru gittikleri zaman Şınar(Sümer) diyarında bir ova buldular ve orada yerleştiler.Sümerliler yaklaşık bundan beş bin yıl önce yazılı tarihi başlattılar.
Prof. Aydın Sayılı;Sümerlileri şöyle özetliyor: Sümerliler yazıyı icad etmişler, tarihte ilk kez okullar kurmuşlar. Sümer dili okullarda Hz.İsa zamanına kadar okutulmuş. Örneğin
Tufan geleneği, Ernest’e göre sümerde oluşmuş.Sümerlilerin torunu Gılgameş’ın tufandan nasıl kurtulduğunu anlatır.
Sümerce,Macarca ve Türkçe gibi Sümercede bitişken dildir.
Örneklere devam:
Ud(öküz,boğa)
Şuruppak: Tufan öncesi sümer şehir devleti. Hz.Nuh’un Sümerce karşılığı olan kral Ziusudra’nın şehri Arkeolojik kazılarda burada mö.2500 yıl.dan kalma okul kitaplarıtaya çıktı.
Dicle ırmağının diğer Sümercesi İdi-gat veya İdiglat tır.
Balih, tufandan önce Kış kralının adı olup Türkçesine Bölük denir.
Balih,Tufandan sonra kurulan I.Kiş çağı kralının adı mö.3000 Türkçe Bölüg/Bölük(aktif, bölen,taksim eden” )anlamındadır.Bu isim Hz.İbrahim’in atalarından Eber’in oğlu Peleg ile
eşdeğer olup, Taberi tarihinde Balig şeklinde verir.
Pa-şe (bakşi “bahşi, hoca,rahip)
Nin-e-ve(ana tanrıça) Nin şehri (Nin-evi “Ana-evi)
Uru-kagına (Sümer kralı),< Türkçe Urug-ı –gün-e “soyu güneş tanrısına( ulaşır)
Gun-gun-um (Sümer kralı)< Türkçe Gün-gün-üm “güneş,benim güneşim”.
Trigan(Guti kralı)< Türkçe, Ta(n)rı-gün “güneş tanrısı”
Palakinatim (Sümer-kralı)< Pala-kin-at-im Türkçe< Bala kün at-im “bebek ğüneş-tanrısı,(benim)adım.
Bahina(Sümer kral)< Ba-kin-a< Türkçe Ba(k)-kun-e “bak güneşe”
Bal-bat-ki “Türkçe Bal-bat-ık (memleketki orada) Baal batık (batmış)ifadesini kullanım Asur kralı Sargon 2, dir. (Türkçe Kt-batuk-a Hatti/eti)
Batık-ya; Etilerin Battığı memleket, Kapadokya”
Kapadokya adı, Elamca kelimeden türemiş.
Antropolojik açıdan: Sümerliler kara saçlı, esmerlerdir. Kısaca kara başlı halkdır.
An, Enki, Enlil ve Ninhursag kara-başlı halkı yani Sümerlileri yarattıktan sonra…
Krallığın…’si gökten indirildikten sonra Tanrı An,Enlil,şehirlerini kurdu. Sonra Sümerlilerin Paşısu kral Ziusudra, Dev bir (gemi) inşa etti. Yedi gün yedi gece tufan memleketin her tarafını sardıktan sonra kral Ziusudra, Utu’nun önünde diz çöküp dua etti,// Kral bir öküzü ve bir koyunu kurban kesti.
FRİGLER, Trak kökenlidir. Dr.Georgios Nakrasas’ın Anadolu ve Rum Göçmen.Kökü.

HZ. ADEM, HAVVA ve NUH
İnsanın yaratılışı ile ilgili bir Akkad “yaratılış” şiirinde anlatıldığına göre, tanrılar, kestikleri iki sanatkar” (Lamga) tanrının kanlarından Ullegarra ve Zallegarra adlı iki insan yaratırlar. İlk bu iki insanın anlamları bilinmeyen bu isimleri Sümercedir.
Ullegarra> (türkç. Ulan-olan-kara!)
“oğlan-ola-kara> /erkek, kara saçlı yaratılsın! Anlamları açık Türkçe Ula/u/an/ogla “genç adam olmak,yiğit” kara “kara,kara-saçlı, esmer, “ol-olmak,yaratılmak
Zal-le-garra >Türkçe-sümerce Zal-ola-kara “kadın ola(yaratıla)kara Sümerce burada Zalkal “kadın kelimesinin Farsça adı. Zal “yaşlı kadın. Böylece, Ula(n)-ola-kara ! ve Zal-ola-kara adlı bu iki insan Acaba kutsal kitaplarda kadınların 2.sınıf vatandaş olarak kabul görmesinin arkasında Sümerlilerin Havva’nın bu çifte mecazi anlamımı yatıyor.? Sorusu hiçte mantıksız görünmüyor. Böylece Ulan olan kara ve Zal(sal)-ola-kara ! adlı bu iki insan, hem kara başlı halkın Sümerlilerin kendilerine verdiği isim tufan efsanesinde geçer.
Ziusudra(sümerde hz. Nuh’un adı)<
(İzi-su-ta(n)ri “Rab,su tanrısı”)
Hz.Nuh’un Sümerce karşılığı olan bu adı Türkçe izah edebiliriz.
İzi-usu-tra Türkçe(2.diyalektiki) İzi-su-ta(n)rı ana Türkçe
İdi-sub-tengri “Rab,su tanrısı “isim,huri/Hitit fırtına tanrısı.
Kramer’e göre, Sümer tufan efsanesinde,Un tanrı An ve fırtına tanrısı Enlil, Ziusudra’ya ebedi hayat vermiş ve güneşin doğduğu Dilmun denilen diyara “tanrıların bahçesine göndermiş.
(at-ı; ismi “adı; ismi”) demek Sümerce örnek: İşme-Dağan (isme-Dağan)< ism-e Doğan < türkç. İsm-i doğan (şahin) ; Simudarra< Türkçe ism-i ta(n)rı;
İsme-şamaş < ism-i şems “adı Güneş(tanrısı)” ki burada kök elimeler ism ve Şems(güneş)” Arapça alıntılardır. Örneğin: Sümer kralı Ur-nam-mu ‘un ismini biz Türkçe Er-nam-ı (er yahut yiğit onun adı, şöhreti”) şeklinde okuduk,
Bu nam kelimesini başka Sümer kral isimlerinde (Lugalannamundu, Nammakhni), Sümerce kelimede(namlulu,namlugal)müşahade ettik.
Sipat çoban(lar); siba “çoban”> Türkçe çupan “çoban” Sümercede sipad (çoban)dır.
Marduk “Buzdağ” Tanrı EA (Enki) aynı zamanda Marduk Babil şehrinin tanrısı idi. “yani vali olabilir.” Eski Gritlilerin ve Truvalıların İda/ idi (tanrı) dağı; Mahmut Kaşgarinin şu sözleri önemli: “yere batası kafirler (Müslüman olmayan Türkler) göge tengri derler. Yine bu adamlar ulu görünen her şeye Tengri derler.
Sümerce gişge(> Türkçe: köşige “zayıf gölge”)
Sümerce gişge, gölge kelimenin karşılığı.
Gılga-mış “gölgemiş “o büyük gölge imiş..
Ulu tanrılar Gılgamış’ı fiziki ölçülerde yarattılar.: boynu altı? Metreden uzun ( en bir endaze) gögsünün genişliği iki metre olup, çok büyük cüsseli bir adamdı. Babil destanı (Babel “Tanrı kapısı) “Rab bütün dünyanın dilini orada Babil’de karıştırdı.
“Rab dedi: iŞte tek bir kavimdirler, hepsinin bir tek dili var… sonuçta birbirinin dilini anlamasınlar diye, onların dilini orada karıştıralım. Ve Rab onları bütün yeryüzü üzerine dağıttı… Bundan dolayı onun adına Babil denildi; Çünkü Rab bütün dünyanın dilini orada karıştırdı.
Sümerce dil
Ekrem Akurgal: I. Lagaş çağının kralı mö.2600 de Sargon destanında şu ifadeler geçiyor.
Annem çocukluğunda değiştirilmiş, babamı hiç tanımadım. Fırat’ın kıyısındaki Azupirani şehrinde doğdum.
Bahçivan iken İştar benden sevgisini hiç esirgemedi. Ve dört artı(….) yıl krallık yaptım.
Kara başlı halkın hükümdarı oldum.
Sargon doğduğu şehir Fırat’ın Su-şehri Türkçe İssi/ıssı “sahibi, koruyucu Su şehri. İlginç bir özetde
Prof. Albright’den Sümerliler artık yoktu. Mö.2000 de yaklaşık 5000 adet Sümerce tablet yazılmıştır.
Akkadça yazı dilini bizzat Sümerliler yarattı.Sümerliler, bilhassa Arapçadan bol miktarda alıntı yaparak suni bir yazı dili ortaya çıkarmışlar.
Hammurabi sülalesine gelince, başta sami kanı taşısa bile, onlar kendilerini kara-başlı halk yani Sümerli telakki ediyorlardı. (bence sebebi yazı ve medeniyeti hak ve hukuku bilen kavim olduğu için kendilerini Sümerli hissediyorlardı.)
Tevrat’ta da Hamurabi(Amrafel) adıyla sumer kralı olarak geçer. Sonunda Hamurabi ile birlikte Elam,Larsa krallarına tabi olarak(yani emrine girip) Filistin taraflarına hücum ederler.
Sonunda Arami hz.İbrahim’e yenilirler. (Tekvin) Mö. 1762 yıl .da Hamurabi, ülkesinde hz.İbrahim’e yer vermiş ve Mezopotamyalı müttefiklere karşı savaşmışlar. Ve Kenan, Het’in babası yani Hititlilerin babası oldu demektir.Kısaca Het(hitti) demektir. Ve Kenan’ın oğullarından biridir.
Ve Rab onları bütün yeryüzü üzerine oradan dağıttı.(Tekvin) İbranice balal “ bozmak, karıştırmak” Babil kelimesinin esas anlamı. Yani asıl Sümerce adı KA.DİNGİR.RA.Kİ ifadesinin anlamı “Tanrı kapısı” olarak saptadı. Yine Ka.Dingir.ra.ki “kapı” Tanrıya şehir. Sonuçta Sümerlilere akraba olan Elamlılar, Hitit-Hattiler, Huriler(Mitanniler) ve Urartular tarafından da son ek olarak kullanılan “MEŞ” hecesidir.
Muhtemelen Perizzi (pürüz demek)ler İranlı olup Sümer ırkından gelmişlerdir. Perez (Aramca da engel demek). Şimdi Farsça olarak kullanılır.
Hz. İbrahim’in dostları ve savaş arkadaşlarının adları Türkçe Babur/Babür, Farsçası bebr(kaplan
demek)
KAPADOKYA KRALLIĞININ KÖKENİ
Suriyelilerle barbar dili konuşan ve beklide Avrupa’dan göçe zorlanarak sürülmüş asıl halkın son kalıntısı olan bir kavmin birleşmesinden meydane gelmiş gözüyle bakarlar. Hayvan yetiştirmişler. Güzel sanatlar zevki yok. Tarihi kanıtların yok rağmen Suriyelilere çok yaklaştırılır. Antropolojik olarak Kapadokya halkı ile Arabistan ve Yukarı Suriye halkıyla aynı kökten gösterir.Memlekette yaygın Yunan tanrılarının adları olmaması sonradan Rumlar tarafından Kapadokya tanrılarına verilmiş.
ASUR egemenliği
Asur devletiyle birleşen Kapadokya.
TÜRKLER
Dünyanın en eski ve devamlı kavimlerinden biri olup yaklaşık 4 bin yıllık tarihe sahiptirler. Orta Asya’da ki ana yurttan başlayan sürekli göç hareketleri Türklerin aynı zamanda nüfusça kalabalık olduğunuda gösterir.
Diğer milletler toplu yaşadıkları için onların durumunu tetkik etmek mümkündür. Halbuki Türkler dağınık oldukları için türk kitleleri birbirinden farklı gelişme yolları takip ettiğinden türk tarihini belirli zaman içerisinde değerlendirmek kolay değildir. Türkler asırlarca yeni iklimler, yeni yurtlar aradıklarından tarihleri değişik bölgelerde geçmişdir.Bu bakımdan her devirde ayrı yerlerde başka başka türk toplulukları ile türk ve devletlerini görmek mümkün haliyle türk denilince, tek bir topluluğun belirli bir yerdeki tarihi değil. fakat türk adı ile veya hususi adlarla anılan ve ayrı hükümdar ailelerinin idaresinde görünmekle beraber , dili,dini töresi ve gelenekleri ile aynı milli kültürün hamili olan türk zümrelerinin çeşitli bölgelerde ortaya koyduğu tarihlerin bütünü anlaşılmalıdır. Bir kısım Türkler bozkırlı tipinde taşamış diğer kısım yerleşik hayata bağlanmış bir bölgelerde iktidarın zirvesi nüfusu kaybederken diğer bölgelerde iktidarın zirvesine çıkan Türkler vardı.
TUBİTAK’ın DNA testi:
Türklerin akrabaları Japonlar,Pencaplılar ve Afrikalıların yanı sıra Ruslarında Türklerle aynı kan özellikleri taşıdığı ortaya çıktı. Kayn: Milliyet gazetesi tarih: 28.03.2004
TÜRK ADI:
1- Herodot’un doğu kavimleri arasında zikrettiği Targıtlar.(j.v.Hammer 1832)
Tevrat adı geçen Yafes’in torunu Togharma (Hammer) diğer taraftan eski Hind kaynaklarında tesadüf edilen Turukha veya Turuşka’lar (H.Z.Koşay) vb bizzat Türk adını taşıyan Türk kavimleri sanılmış.İran menşeli Zend-Avesta rivayetleri ile İsrail menşeli Zend Tevrat rivayetlerinde de Türk adı aranmış. Nuh’un torunu Yafes’ın oğlu Türk(al-Tabari, al-Masudi, İbn al-Aşir, ibn Hurdazab, Gardizi, Kaşgarlı Mahmud veya İran rivayetinde ki hükümdar Faridun’un oğlu Turac veya Çince transkriptin de iki hecelidir. (Tu-kue veya Tu-chüeh.
Türk (olgunluk çağı) (Divanı Lügatit Türk), Takye; deniz kıyısında oturan adam. Orhun kitabesinde daha ziyade Türk tabiri, devlete bağlı halk, tebaa manasındadır.
Türk kelimesinin “Altaylı (Ceyhun ötesi, Turanlı) kavimleri ifade etmek üzere 420 tarihli bir Pers metininde geçer daha sonra isim olarak 515 tarihli olaylarda Türk-Hun tabirinde geçer. Fakat türk kelimesinin Türk devletinin resmi adı olarak ilk kullanan siyasi teşekkül Göktürk imparatorluğudur. Fakat bu ad kavmi bir olmayıp, siyasi bir addır. Daha sonra Çin kaynaklarında Garp ve Bizansta, Araplarda Türk adı geçmiş. Coğrafi olarak Toupxia (Turkhia) tabiri ilk defa Bizans kaynaklarında tesadüf edilmiş. 6.yy da bu tabir Orta Asya için kullanılmış. M.10.YY Volga’dan Orta-Avrupa’ya kadar olan sahaya bu ad verilmiş. Şarkı Türkiye=Hazarların ülkesi, “Garbi Türkiye=Macar ülkesi. m.13.yy da Türk (Kölemen)devleti zamanında Mısır ve Suriye’ye de “Türkiye” deniliyor.Anadolu’ya ise m.12.yy dan itibaren Türkiye olarak tanınmıştır.
TÜRK SOYU VE ANTROPOLOJİSİ
Çin yıllıklarında veya Garp kaynaklarında (Türk, Atila ve Hunları) Türkler daha çok Moğul tipinde şekillenir. Türkler Moğol ırkından değiller ama Türkler Moğolları idareleri içine almış.Moğollar Türklerle uzun göçlere katılmış. Türkler mö.3.binden bu yana “beyaz ırka mensupturlar. Yeryüzünde mevcut üç büyük ırk grubundan Avrupai adı verilen grubun “Turanı” tipinde ki brakisefal Türklerin, kendilerini, başka dolikosefal mongoloidler olmak üzere diğer ırklardan ayıran antropolojik çizgilere sahip oldukları anlaşılmıştır.Bariz vasıfları, beyaz renkli, düz burunlu, değirmi çehreli yani ay yüzlü,hafif dalgalı saçlı, orta gürlükte sakallı ve bıyıklı olan” Bu tanımda etkili olan uzak şark ve orta şarkta asırlarca ikametin ve anayurt dışındaki bölgelerde coğrafi şartların sebep olduğu değişiklikler dikkate alınmıştır. Ayrıca Tevrat’ta nakledilen ananelere göre Türk soyu (ham ve samdan değil, yafesten türemiş olarak) beyaz ırktan gösterilmiş. Asya’lının has çekik gözlü, siyah düz saçlar,çıkık elmacık kemikleri antropolojik kalıntılardır.
Turan tipine örnek: Orta- Asya, Maveraünnehir ve diğer yakın şark Türkleri beyaz tenli, koyu parlak gözlü, değirmi yüzlü(ay yüzlü badem gözlü ) endamlı, sağlam yapılı erkek ve kadınlarıyladır.
Not: Turkıya adı ilk defa ms.6.yy da Bizans kaynaklarında tesadüf edilmektedir. M.6.yy tabiri , Orta-Asya için kullanılıyor.
Anadolu’ya , Orta-Asya’dan gelen türk göçlerinin ana sebebi birinci elden yüksek olasılıkla kuraklık olduğu kanaatindeyim.Şimdi Küçük Asya’da ki kuraklık, Anadolu’ya göç sebeplerini doğrulamaktadır.

ANTROPOLOJİK ÖGELER:
Türklerde kafatasının arka kısmında bulunan küçük tümsek, OrtaAsya kökenli olduğunu belirten etnik işaret. OrtaAsyalılar da özel olan kürek dişi ve buna bağlı sinedondik özelliklere sahiptir.Gözleri, epikantik asya tipi iç göz çukurludur.
ALPIN IRKI:
Uzunca boylu, sarışın ve dalgalı saçlı, geniş kafalıdır.
Beyaz ırkda denir. Çoğunlukla uzun boylu, sarışın,mavi gözlü, dar burunlu, dalgalı saçlı, uzun kafalı(dolikosefal)dır.
ALP IRKI Dağlarda yaşıyan brakısefal halkdır.Asya’nın batı yaylaları brakisefal ırkın vasıflandığı yer idi.Alpistan ,alpin ırkı vasıfları bakımından en zengin bir durakdır.Çünkü orada uzun ve kısa boylu mongoloid olmayan bir halk yaşar.
NEGROİD IRK
Afrika negroları(siyah), uzun boylu, geniş yayvan burunlu, dar kafalı, çekik çeneli, iri ve kalın dudaklı, kıvırcık saçlı ve koyu kahve renkli derilidir.
KOKAZOİD IRK
Derisi açık renkli, göz rengi açık maviden koyu kahve rengine kadar değişir. Saç sarı,siyah düz ve dalgalı, kıvırcıkda olabilir.Burun dar dar ve yüksek, nadiren sık ve geniş, dudak ince, boy orta ve uzundur.Beden de kıllıdır.
ASYA MONGOLOİDLERİ
Mongol sarı çoğunlukla kısa boylu,açık kahve renkli veya sarı derili ne dar, ne basık burunlu, geniş kafalı,düz koyu renk saçlı, çekik badem gözlü.
ANTROPOLOGLARIN IRK TANIMI:

Boy uzunluğu veya kısalığı, saç rengi kıvırcıklığı veya düzlüğü,kafatası şekli(kısa veya yuvarlak kafamı?, uzun kafamı?, orta kafamı? veya dinarik kafamı?) Göz formu yani badem şeklimi, iri mi, küçükmü, gibi, burun şekli (doğru burun, yunan burnu, basık burun, gaga burun, düşük burun,akıtma burun, pat burun, kemerli burun, minkari burun, kalkık burun), yüz şekli ve deri rengi diye devam eder. Sonuçta tip kavramı kalkıyor, yerini genetik stok kavramı almaktadır.Genetisyenler bir tek genden Allah bilir nasıl oluyor, bir çok genlerden geliyormuşcasına büyük irsi farklılıklar doğabileceğini göstererek değişmezci teorilere ve bu arada ırkçılığada son bir darbe indirdiler.Artık biyolojik olaylar daha derinlemesine alınıyordu.Kültüre olaylara yakınlaştırılabiliyordu.Kavramlar hayali daha doğrusu ırk kavramı tarif olunmuyor.Yerini genetik miras alıyordu.Dr.Ümit Meriç,makale 1978 Fransızcadan çeviri tıpkı basım.
DİNARİK IRK
Kafatasları bariz brakisefal , uzun boy,düz veya karga burun, ayrıca kafatasları görece kısa ve yüksek olmasıdır. Kafası hipsisefal ve brakisefal. Arnavut (Dinarik ırk) yahut Adriyatik ırk. İskoçya’nın kuzeyinde ki adalarda yaşadıkları tesbit edildi. Diğer yandan Norveç’in güney doğusunda yaşarlar. Alp adamıyla karışmışlar.
BİLİMSEL KAFATASI ÖLÇÜMÜ
Burnun ucundan kafanın arkasına kadar olan bölüm 155 mm, bir kulaktan öteki kulağa (kafanın üstünden) 182 mm. geliyorsa, siz gerçek bir arı ırk ve saf Türksünüz. Kaynak: Prof.dr. M. Yaşar İşcan Not: Yaşar beyin demek istediği kültür türkü tarifi olmalı.Aslında a-Braki kafa b-doliko kafa c- mesokafa d.-dinarik kafa başka bilmiyorum.Yani dünyada ki kafa tipleri bu kadar.


Anadolu’da Selçuklular zamanında Müslüman Türkler gayri müslüm kadınlarla evlendiler.Hatta esir kadınların güzelleriyle de evlendiler.
Bürokrat veya halktan olan Türkler Ermeni kadınlarla evlendiler.Kay:Anadolu’da Bir Arada Yaşama Tecrübesi,Dr.Yaşar Şeker

OSMAN HAMDİ BEY VE MÜZECİLİk
Yüksek bürokrat çocuğudur.Fransız kültürünü benimsemiş.Avrupa’da eğitim görmüş diplomattır.
Sayda’da kazı yapmış, çıkan lahitleri(blok mermer veya taşın içi oyularak yapılmış taş mezar) 1887 yılında İstanbul arkeoloji müzesine getirmiş. Fenike krallarına ait olan lahitler deniz yoluyla vapurla taşınmış.Abdulhamid aleyhine çalışmış yani istibdatçı (keyfe bağlı idare)demiş.
Abdulhamid için bir kere olsun müzeye gelmedi demiş.
İskender lahdi, Ab.Hamid döneminde yabancı bir hükümdara çoktan hediye edilmiş olacağından bahsedermiş. MS.1910 yıl.da ölmüş.
BERGAMA TAPINAĞI
MS.1832 ile 1837 yıl. arasında kazı yapan Texier Bodrum’da bir türk hamamında gördüğü, sanat eseri mermer küpü alıp Paris Luvr müzesine gönderdi. Eser Roma dönemine aittir. Bu mermer vazoya yani küpe Fransız sefiri 100 bin kuruş vermişti. Fakat Texier ise 12500 Fransız lirasına pazarlık etmişti. Fakat sahibi vermemiş. Sonra Sultan Mehmet, Lui Filip’e hediye etmişti.Almanlar İstanbul hükümetinden izin aldılar. MS.1879 kazı çalımasına başladılar. 1880 yılında mimari eserler çıkarıldı. 94 büyük friz ile 30 küçük mermer friz ve bir çok mimarlığa ait mermerler çıkarıldı.
Bergama’da çıkan her şeyi antlaşma gereği Almanya’nın Berlin şehrine nakledildi.Yaklaşık 462 sandık eser, Dikili iskelesinden Berline gitti. Sonra Atina Poleas mabedi çıkarıldı, tekrar 1883 den 1914 yılına kadar çalıştılar. Almanya’ya çoğunu götürdüler.
Kay: Belleten c24,s94 Arif Müfid Mansel

ZAGROS DAĞLARI VE KÜRTLER
Zagros dağları, İran’ın Güney-Batısında yer alan dağ sırasıdır.
Sırvan(Diyala) ırmağından Şiraz kentine kadar 900 km boyunca uzanan dağların genişliği 150 km.dir. Yüksekliği 3600 m. aşan dorukları devamlı kaplıdır. Dağların arasında yer alan ve yüksekliği 1500m. aşan düzlüklerde üzüm yetişir.Kuzey Irak dağlık bölgesi ortalama yüksekliği 2440 m. dağ bölgesidir. Dağ sıraları arasında genelde akarsular bulunur. Yörelerdeki yayla ve vadilerde genelde aşiretler halinde Kürtler yaşar. Bölge çoğunlukla ormanla kaplıdır. Nüfus.1.979.530-
Dilleri: Batı İran dili, Farsça ve Peştu dillerinden sonra üçüncü büyük İran dil öbeğini oluşturan Kürtçenin bir çok lehçesi var. Kuzey lehçeye kurmançi, orta lehçeye sorani adı verilir.Güney lehçeye zazaca ve corande Kürtçe, lehçesi arasında.
KÜRTLER
İran’ın batısında ki Zagros dağları yöresind, İrak’ın kuzeyinde ve doğu Anadolu’da yaşıyan bir topluluktur. Ermenistan’da ve Rusya dahil 14milyon tahmin ediliyor.
KÖKENİ:
MÖ.1000 yılında Sümer yazıtında Kar-da-ka, Asur tarihinde Kur-ti-e Helen döneminde Korduene, Roma’da Gordoya gibi adlarla ilişkilendirilir.
Bazı tarihçiler mö.401 tarihinde Irak’ın bugünkü Zaho kenti yakınında Ksenofon’a ve onbinlere saldıran Karduklardan geldikleri görüşündeler.Doğu bilimci Vladimir Minorski Kürtlerin İran asıllı olduğu ve Urmiye gölü çevresinden Güneye göç ettikleri görüşündedir. Diğer Doğu bilimci N.J.Marr ise Kürtlerin kökenini Gürcülere bağlamış..Bazı tarihçilerde Kürtleri Orta Asya’dan Batıya göç etmiş Türk boyu olduğu görüşündedirler.
Kürt(Arapça:kurt; çoğulu: Ekrad) Ms. 7.yy da Müslüman olunca Ekrad adı kullanılıyor.Bu ad genelde Mezopotamya’nın Kuzey ve Doğusunda ki dağlık kesimde yaşıyan aşiretler için kullanılıyor.
İranda ki yerleri:Hazar denizi boyunca uzanan Elburz sıradağları,Basra körfezinden kuzeye doğru ilerleyen Zagros dağlarıdır.
Yirmibeş Kürt Beyini, Osmanlı padişahı I.Selim 1514 yıl.da Osmanlı imp.luğuna bağladı.

HARRAN
Harran kelimesi mö.2.bin yılında çivi yazısıyla Harran kazısında tablette yazılı olduğu görüldü.Hz.Ömer ms.640 da harranı fethetmiş.
Abbasiler döneminde Harran üniversitesi kuruldu.Harranda Sin tapınağı bulunmaktadır.(sin:ay)
UR ŞEHRİ Sümer ülkesinde ortaya çıkmış ve Sümercedir.

HZ.İBRAHİM, İbni Sad’a göre Harranlıdır. İslam tarihçilerinin bir kısmına göre Sus’da doğmuş diğer kısmına görede Harran’da doğmuş. Tevrat’a göre Kusa’da doğmuş. Tekvin’e göre Hz.Abraham karısını, gelini Sarayı ve torunu Lut’u yanına alarak Kenan iline gitmiş.
İbrahim (as) Ur şehrinde Nuh tufanından 1263 sene sonra doğmuş. Mö.4.bin yılın sonlarına ait olayları anlatılış şeklini Sümerce tabletlerde rastlanmaktadır. İbraniler ,İbrahim’in başkanlığında Mısır’a gitmiş. İbrahim ile Hammurabi çağdaştır. Nemrud büyük olasılıkla Hammurabi’dir. İbrahim(as) uzun zaman Kudüs’de yaşamış.
Hz.İsmail(İbrahim’in oğlu) mö.1910 da doğmuş.Baba İbrahim mö.1820 de ölmüş.Hz.İbrahim Arap ırkından değil. ama oğlu İsmail Arap kızıyla evlenmiş ve arap ırkına karışmış. Baba İbrahim ile oğul İsmail Kabeyi inşa etmiş.Kay:Neşet Çağatay,İslam öncesi Araplar.

SAMİLERİN ANAYURDU (Mezopotamya,Suriye ve Filistin)
Sümerlerin şiir ve hatıratlarında yaşattıkları Tilmun adası bugünkü Barreyn adasıdır.Bu halk Bahreyn adasından çıkıp Mezopotamya’ya gelmişler.
Sümer kralı Şarrukin in hayatı hakkında ki efsane Hz.Musa’nın hayatıyla aşağı yukarı aynıdır.Mö.13.yy da yaşamış Şarrukin(Sargon)’in anası çok fakir ve kimsesizdir.Nehir’e sepet içinde çocuğunu Fırat nehrine bırakmıştır. Musa (Sargon, diğer adı Şarrukin) yı nehirden çıkaran ve sahiplenen bahçivandır. Musa büyüyünce cesur, gözü pek, azimli ve yakışıklı birde kuvvetlidir. Agade kraliçesi Ammunit Hz.Musa’ya aşık olmuş ve Musa Samilerin hükümdarlığına yükselmiş. Kay: Neşet Çağatay, İslam öncesi Araplar.

CENGİZ HAN VE MOĞOLLAR
Asıl adı Temuçin olup ms.1167 de Moğolistan da doğdu. Devlet kurdu ve adını Cengiz han yaptı.
Moğllar; Çinli,Koreli ve Japon ırkları temsil etmektedir.
Oğuzlarla, Moğolların beden yapıları fsrklıdır. Oğuzlarla, Moğollar ayrı kavimdirler.
Örneğin Barlas adı Moğolcadır. Kay: Resmli Tarih Mecmu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder