30 Aralık 2011 Cuma

ALP KELİMESİ VE ALPİN IRKININ YURDU

Türk Tarih tezinin açtığı dünyayı çevreleyen geniş ufuk. Türk Dil tezinin dünyasını hazırladı.Buna karşı; Türk Dil tezinin saydamlığı büyük ışık, tarih bilimine karanlık kalmış uzak ve derin köşeleri aydınlatmağa başladı. Eğer Türk dil bilimi ilk insanı tanımağa muktedir olabiliyorsa bu, Türk dil bilimininkelime fosillerini ( ölmüş dil olmalı) konuşturmasındandır. Çünkü Türk Jenisinin(yani türk genlerinin )şaşmaz eseri, Güneş Dil Teorisi, ilk insanın ses parçasını ve ilk anlamlı sözünü bulup meydana çıkarmış.

Ruh ve fikir parçası olan kelime, çıktığı gövdenin soyut halinden birer zerre taşır ve yaptığı strüktürde sahiplerinin fiziki özellikleri değişime uğramadan yaşar.Böyle olduğu içindir ki andropos ile alakalı bilimlerin hepsine birden Antropoloji denir.

Türk tarih ve Türk dil bilimleri; bu iki ve ikiz kardeş böylece Türk antropolojisini yapmak yoluna girmiş bulunuyor. Bu bilimin uyuşma anlamı şudur:

Tarih mesela bir Alpin ırktan ve onun hayatından bahseder. Anthropoloji’nin (somatoloji) şubesi; bunların fiziksel niteliğini tespit eder.

Arkeoloji eski kültürü kazı yaparak bulup çıkarır.

Dil bilimine gelince o bütün bunların doğruyu söylemesini temin eder.

Şimdi bu Alp kelimesi bize neler söyleyebileceğini lengüistik bakımdan tetkik eder.Kelime bir fosildir.(yani

Ölmüş bir kelime), bugünkü dillerde yaşayan onun ancak yansımaları ve izleri vardır.Avrupanın ortasında toplu olan ve başka dillerde serpinti halinde yaşayan bu izlerin önce tablosunu yapalım ve eşleri ile karşılaştıralım.

A-Dağ anlamına Alp: Heredot’a göre Alpis bir nehir adıdır ve dağ adı olarak onu ilk defa Polybios kullandı.

B- Yüksek yayla ve mera olarak Alp :

Bu kelime yüksek Almancada “albe” yüksek dağlarda mera. Servius; bu kelimenin keltçe olduğunu söyler.

C-Cesaret ve kahramanlık anlamına alp

Albion=( greekçe) kahraman ve ejderha Neptün’ün Herkül tarafından öldürülmüş cesur oğluna Albion adı verirlermiş. Bu kelimeyi Spenser ; FaerieQueene adlı eserinde kahraman anlamında kullanmış.

D-Beyaz ve Işık anlamında Alp

Latincede alpes(alp dağlarının adı) Etrüskler aracılığıyla Kelt’lerden gelmiş olması gerekir. Eskiler yüksek dağlar der. En yüksek Almancada “elbiz” diye geçer.

E-Beyaz maden anlamına alp

F- Beyaz balık anlamına alp:

G- Beyaz su anlamına alp:

Elbe= Romalılarda albis, albios, albis,alba, Çek dilinde; laba ya dönmüştü. Gitmek, akmak ( nehir için) anlamına gelen alp aslındandır.

H- Hayal ve peri anlamına alp:

Alp(orta yüksek Almanca (cemi Alpen) inasılanlamı ; beyaz ve buhari bir hayalettir.

I-Kadın ve erkek adı olarak alp:

Alb-isia= (Kelt) kadın adı. Aleba= kadın adı olup, Keltçedir.

Albana=( Kelt)kadın adı.

Albanus= (keltçe) erkek adı (kahraman manasında)

İ-Cin, fena ruh anlamına Alp:

Elf = Anglosakson aelf, indogermenalp’ine ilgilidir.

J- Kabus anlamına Alp:

Alp: Bu kelime çeşitli lehçelerde alp, alf, alb olarak kullanılır.Cadı, çocukların kağıttan yapılmış ejderi ve ateş alevinin görünüşü demektir.

Alp: eski yüksek almanca alp(b) gulyabani, cadı, peri, hayalet ve kabus demektir.

K- Türk lehçelerinde dağ anlamına alp(b)

Alp- (Uygurcada) yüksek demek.

Elpe- (garp) zirve (Güney Anadolu derlemesi)

L- Cesur ve kahraman anlamına alp

Alp- (Uygurca, Çağatayca ve Garp dillerinde) cengaver,cesur,kahraman, muharip demek)

M- Beyaz ve ışık anlamında alp.( Not: ayrıntılardan bahsedilmedi)

N-Hayal ve peri anlamına alp

Elip- (Yakut,Kar. Alip)= yiğit dev, orman ruhlarında birinin adı.

O- Kadın ve erkek adı olarak alp

Elife- Elif-(Anadolu’da) kadın adı.

Ö- Cin,fena, ruh, kabus anlamına alp

P- Kabus anlamına alp

Albastı- 1.(Kırgız,Kazan, Koman,Kırım,Garp) geceleri kırlarda insanların önüne çıkan ve ateş(alev) şeklinde görünen hayalet.

Anadolu Alpinlerin İstasyonu:

Kembriç Üniversitesi Hocalarından A.C. Haddon derki: Asya’nın Batı yaylaları, başka brakisefal bir ırkın niteliklerinin bulunduğu yerdir. Bu ırkın uzun ve kısa boyluları vardır. Asla mongoloid değildir. Alpin ırk HinduguştanBritanyaya kadar yayılmış. Haddon’unharitasında alpin ırk, Hinduguş ve İran yaylası üzerinden Anadoluya girmiş ve Van gölünden boğazlara ve oradan Anadolu’yu boylu boyuna doldurduktan sonra Balkanlara ve oradanda Avrupa merkezlerine doğru yayılmış.

Kaynak: Belleten c.ı, H.ReşitTankut,prof.