30 Aralık 2007 Pazar

TARİH SÜMER’LE BAŞLAR

MÖ.3.bin de Uruk şehrinin kralı Gilgameş olup onun döneminde Sümerler aşağı Mezopotamyada bir çok şehirler kurmuşlar.
Sümer ananelerine göre Tufandan sonra ilk krallık Kiş şehrine verilmiştir.
İlk kanun yapan Sümer kralı Lipit-İştar’dır.Ama şimdiye kadar Babilli Hammurabi zannediliyordu.
Sümerler yer ve gökteki bütün olayların değişmez bir nizam içinde cereyan etmesinin,insan şeklinde fakat ölümsüz varlıkların yani tanrıların işi olduğunu fark etmişler.(Bu inançla ilgili olaylar Hz. İbrahim’den önce çünkü İbrahim arıyarak tanrının tek olduğunu akıl yoluyla keşfetmiş.)
Sümerler, tanrıları insan şeklinde ve insan hisleriyle mütehalli olarak tasavvur ediyorlardı.Yani duygularuıyla yorumlayıp düşünüyorlardı.Hatta Sümer tanrıları insanlar gibi evleniyor. Çocuk sahibi oluyor.Yüksek Helen kültürü bile bu tezattan kendini henüz kurtaramadı.
TEVRATLA PARELELLİK: Mr. Kramere göre, Tevratla Sümer edebiyatı arasında tam bir benzerlik yoktur. Fakat Sümerler bütün eski şark kavimleri üzerinde büyük bir tesir icra ettikleri için İbranilerde Sümerlerin etkisi altına girmişler(aralarında büyük zaman farkı olmasına rağmen)
Sümerce bir metin ile Tevratın, cennette Havva’nın Adem’in sol kaburgasından yaratıldığını anlatan kısmı arasındaki benzerlik gösterilmektedir.Fakat fikrimizce bu parelelliğin en güzel örneğini Gilgameş destanında anlatılan Tufan efsanesi verir. Gerçi bu iki eski kaynak arasında çok fark vardır.Fakat motif aynı ve Tevrat yazarları, daha eski Sümer menşeili bir kaynaktan faydalanmışlar.Onun için müellif yani eser sahibi belki Tufan olayını anlatan 18 nolu bölümde “ilk Nuh” adı altında anlatılmaktadır.
Bilindiği gibi sümerlli Tufan kahramanının adı Ziusutra’dır. Tanrılar onu yaptığı hizmetten ötürü ebedi hayatla taltif etmişler.Kendisi aynı lütfa mazhar olan karısı ile beraber” Uzakta nehirlerin mansabında” yaşamakta idi. Bu tanrılaşan kahramanın oturduğu yere “cennet” denilmezdi.
CEHENNEM aynı suretle sumerler cennetin zıddı olan bir ülke tanıyorlardı.
İLK AHLAK KURALLARI insana çamurdan şekil verildiğine ve onun yalnız ve ancak tanrılara hizmet etmek için yaratıldığına inanıyorlardı.Birde krallar adaletin koruyucularıdır.
İLK EYÜP: Mr. Kramer Sümerce destanı edebi bakımından tahlil ederek anlatıyor ve Tevrattan tanıdığımız Eyüp tipinin ilk örneğini Sümerlerin verdiğini söylüyor.
GİLGAMEŞ DESTANI: İlk defa Ninive’de Asurbanipal kitaplığında bulunduğu zaman dünya çapında heyecan uyandırdı, zira Tevratın bildirdiği Tufan bu tabletlerde hikaye edilmekte idi.Bugün bu destanın Sümerce,Akadça,Hititçe,Hurice,Asurca ve yeni Babil nüshaları ele geçti. Destan Sümerce çünkü tanrı, şahıs ve yer adları Sümercedir. Tamamı 3500 satır. Türkçeye Muzaffer Ramazanoğlu çevirmiştir.Bugü elde olan nüshalar mö.2binde kopya edilmiştir.

ORTA ASYA’DAN GÖÇ EFSANE
DNA moleküllerinin dizilişi pek çok kişi ve ulus için hayati öneme sahip “nereden geldim” sorusuna cevap veriyor.
Ancak Türkiye’de bu konuda kapsamlı araştırma yok. ABD ve Avrupada Oxford gibi birkaç üniversite yüklü para karşılığı bazı şirketler bireysel gen incelemesi yapıyor. Başvuranlar atalarının nereden geldiğini tesbit ettiriyor. artık genetik miras tıbbın konusu ama antropolojinin ilgi alanına giriyor.
Türkiyede yaşıyan insanların büyük bölümü 40 bin yıl önce bu topraklarda yaşamış olmaları. Yani Türkler 1071 yılında Anadoluya gelmedi hatta 40 bin yıldır buradan bir yere ayrılmamışlar. Bu topraklara aitler.
Orta Asya göçü yüzde 10-15 civarında yani ortaasyadan yüzde 10-15 i gelmiş nüfus yapısınıda değiştirememişler. Gelenlerde yerli insanların arasında genleri kaybolmuş.
Bu araştırma Türklerin genlerinin arştırılması anlamına gelmiyor .Çünkü Oğuz geni veya türk geni diye bir şey yok. Genetik araştırma her insanın kökeniyle veya soyunun bugüne kadar nerelerde blunduğuyla ilgili veriler taşıyor.
OrtaAsya’dan göç etmeyen yüzde 85-90 ın anlatılmayan öyküsü var.Buradayaşayanların çok eskiden beri bizimle ilgisi var. Onlar vardı ancak göçle birlikte biz gelince gittiler gibi anlatılıyor. Araşt. öyle göstermiyor. Onlar bizim atalarımız.
Anadoluda ki halk Yunana daha yakın Türkiye, İran ve Yunanistan genetik açıdan birbirlerine ayrılmaz biçimde çok yakın. Renklere vurursakTürk,Yunan,İran ve Ürdün aynı rengin farklı tonları.Ama doğuya gittikçe anında renk değişiyor Türkiyede yaşıyanların kökeni Ortadoğu ve Akdeniz olarak çıkıyor.Yunanlı,Ürdünlü,İranlı,Süryanıli ile yakınız ve akrabayız.Bu İranlıların soyundan geliyoruz yada İranlılar bizim soyumuzdan geliyor anlamı taşımaz.Genetik açıdan birbirlerine benzer bireyler rahatlıkla farklı etnik grupların üyeleri olabilirler. Bunlar kültürel yaklaşımlardır.
Kurtlar da binlerce yıldır bu topraklarda ama bize İranlılar ve Yunanlılardan daha uzak, Özbeklerden ise daha yakınlar. Ermeniler tehcire uğradığından tesbiti zor.
Türk-Kürt ve Ermeni tartışmaları genetik meraka neden oluyor.
Gen arşt. son derece güvenilir. yani insanların kara kutusudur. İnsanların son 60 veya 90 bin yılda izledikleri yollar saptanabiliyor. Kaynak:Sabah gazetesi 1012.2007 Antropolog Timoçin Bender,İTÜ.
OSMANLI YAHUDİLERİNİN FİZYONOMİSİ
Solgun yüzlü iri gözlü ve koyu renkli gözlülerdir. Burunları iri ve burun ucu kavisli, saçları siyah,tenleri soluk kansız görünümlü. Kaşlar gür ve düzgün, yüz yapıları zayıf ve kemiklidir.
Yahudi ile Ermeniyi birbirinden ayırmak zor. Fakat Rum’u, Yahudiden ayırabilirsin.

İSRAİLOĞULLARI TARİHİ
Hz.Yusuf Mısır padişahı olunca mö.1750 ile 1740 tarihleri arasında Filistin’den Mısır’a hicret ettiler.
Hz.Musa mö.1200 yıl da peygamber oldu.
Hz.İLYAS’ın Fizyonomisi:İlyas peygamber iri kafalı, çekik karınlı,ince bacaklıdır.

14 Ekim 2007 Pazar

SÜMERLERİN HEKİMLİKTE Kİ TEMEL YORUMLAR

SÜMER’LERDE HEKİMLİK

Eski Yunan tarihçisi Herodot, Mezopotamya’da doktor olmadığını tesbit etmiş.

Babilde insan hastalanınca, kendisini kentin meydanına götürürler yanına birde levha asarlardı.Yanından gelen geçen hastanın halini sormasını isterlerdi. Bilinir ki sıcak memleketlerde göz hastalıklarına karşı otlar kaynatılıp yağ içinde merhem yaptıkları yada bakır madenini arpa suyuna karıştırarak hastanın gözünü pansuman yaparlarmış.

Mesela Strabon Mezopotamya’da ayrı halk hekimliği bulunduğunu yazmış. Fakat inanılmamış.Yakın zamanlarda yapılan arkeolojik keşiflerde halk hekimliğinden başka bir hekim sınıfı olduğu anlaşılmış. Sümerliler çivi yazısını yazmadan evvel kullandıkları yazıda memeler ile mide resmi bir araya gelince gebe kadın demek olurdu.Bunun gibi vücudun muhtelif kısımlarının resimleride bazı fikirler ifade ederdi.

İnsan bir ruh ile bedenden ibarettir.

Zekanın merkezi kalptir. Onun için bütün akıl hastalıkları ve aklı bozan hallerin hepsi ya bir kalp hastalığından yahut kalbin fena duruşundan ileri gelir.

Hayatın esas merkezi kandır. Kan hayatın en mükemmel ve lüzumlu elemanıdır.

Kan devaranının merkez üyesi karaciğerdir. Mesela: Domuz yavrusunu kurban et ve parçalara ayır. ve hastanın üzerine koy ve şeytanlar yok olsun.

Sümer dilinde hekimlere A-Su denirdi. Kabın içine su koy, anında üzerine zeytinyağı damlat suya damlayan yağa göre hekim fala bakarak hastanın iyi olup olmayacağına bakılırdı.

Sonunda Sümerlileri Asur ve Babilliler yıktı.Sümerde hekimlik esasında yanlış bile olsa bugün fizyolojik diyebileceğimiz fikirlere inanmakla birlikte tedavi usulleri halk hekimliğinden çıkınca şimdi bakıcılık ve üfürükcülük denilen sihir şekillerinden ibaretti.

Sümerden sonra Mezopotamyaya hakim olan Babil ve Asur devletleri devrinde tatbik etmek lazımdı. Asur ve Babil, Sümer medeniyeti üzerine kurulmuş olan Sümer medeniyetidir.Arabistan çöllerinde ve Acem körfezinde yaşıyan göçebe oymaklar. Delta topraklarında yaşıyan yerli halkla münasebete geçmişler.Sümer ülkesi verimli ve rahat olduğundan göçebeler halinde küçük gruplar halinde Sümerlerin arasına yerleşmişler. Daha da ileri giderek fizyonomik anlamda yerli halklarla

karışmışlar.Bu yeni gelenler Arapların,Yahudilerin ve Fenikelilerin ilk ataları Samiler idi.Yerli halk gibi yumuşak huylu ve sakin insanlar idi. İştar iyilik ilahı olup erkek ve kadınlarda cinsel isteği yaratan ilah idi.

Tufanı yorumlayan manzumede tanrı İştar insanları mahvedeceğini söyler. Onun yardımı olmadan cenin tamam olmadan ölür. Hastalıkları meydane getiren 7 büyük şeytan kabul edilip, her hastalığın bir şeytanı olduğu kabullenilir.

Babillilere göre her hastalık bedene giren yabancı maddenin tesiriyle meydane gelir.İlah Marduk’a yalvarılır ve bu hastalıklar iyi olur.Babil ve Asurda hastadan kan alınır.

Mö.3.bin de Hammurabi zamanında ameliyat yapan doktorlar var.Ameliyat bıçağı tunçtan yapılıdır. Olaki doktor hastayı ameliyat yaparken öldürürse doktorun elleri kesilir.

Örneğin Ms. 20.yy sonu ve 21.yy da Batı ülkelerinde mesela İngiltere’de ameliyatta hasta ölürse doktor tazminat ödemektedir. Kay: Galip Aataç,Sümerde Hekimlik.

MS. 20.YY OSMANLI ve CUMHURİYET FOTOĞRAF KESİTLERİ












ÇİVİ YAZISI NASIL ÇÖZÜLDÜ

ÇİVİ YAZISI NASIL ÇÖZÜLDÜ
Çivi yazısını çözen öncü yazı Eski Persçe yazıttır. Bu üç dilli yazıtlar Ahamenid kralları dönemine aittir. Yazının çözümü Rawlinsonun on yılına mal oldu.
Bu yazıt sayesinde Eski Pers dili ve yazı sistemine Grotefend den daha çok uğraşan Rawlinson; öncelikle Yunan tarihinden yaptığı karşılaştırmalarla, Parius’un egemenliği altındaki halkların ve kralların isimlerinin metindeki yerlerine saptayarak aldı.
Rawlinson Sankritçe hakkındaki bilgileriyle eski persçenin bu dillerle olan ilgisini fark etmesi, kelime anlamlarını ve gramakik özellikleri bulmasına yardım etti.
Rawlinson ms.1846 yılında Bisutun anıtı eski persçe bölümünü tamamlıyarak yayınlaması, dillerin çözümü araştırmasında bir başlangıç oldu. Örneğin.Bugünkü bilgimizle Yunanca Hystaspes isminin eski persçe, vı-sa-a-ta-a-sa-pa-ha-ya, Elamca I Mi-is-da-as-da, Babilce m Us-ta-as-pa şeklinde yazılı. Yinede başa dönüp çözüm için Ahameneid yazıtlarından yola çıkılmalı denip devam edildi. Ahameneid kral listesinde 300 den fazla işaret vardı. Kelimeler arası ayraç yani birbirinden ayıran nokta yoktu diyelim. Grotefend adlı bilimcinin Babilceden sağladığı Xerxes yazıtı Babilce bölümünün çözümü biraz kolaylık sağladı. Eski persçede 4 işaretle ifade edilen “kral” kelimesi için sadece 1, “büyük” ifadesi içinde 2 işaret kalıyordu.
Babilce Sarru “kral” kelimesi yerine, Sümerceden alınmış logografik şekli LUGAL kullanılmış.
Çivi yazısının bir özelliğide bir”r” harfi için 7 değişik işaret yani karekter saptandı, ama yanlış girdi. Hemen anladığı hatayı düzeltti, düzeltme şöyle.Sesli ve sessiz harflerin bir arada yazıldığı heceleri tesbit etti. En son 790 satırlık sekiz yüzlü kil prizmayı çözmeye karar verdiler.
Dilcilerin her birine kapalı zarflarda metinleri gönderdiler. Özellikle bir araya gelmemeleri istendi.
Sonuçta dört çözümde önemli oranda birbiriyle tutarlılık gösterince, çivi yazısını bilimsel olarak yayınlayabilmek için hiçbir engel kalmadı. Yalnız çift, üç veya daha çok dilde yazılmış tabletlerin bulunması ve okunabilen dilin yaşayan başka dillerle olan akrabalık ilişkilerinin ortaya çıkarılması. Nitekim Babilde rahip okullarında Sümercenin o dönemde ölmüş dil olmasına karşın, sayısız dini, mitolojik ve edebi metinlerde sözlük listelerinde geçmekteydi.
Hititçe de 1906 yılında Boğazköyde çıkan onbinlerce tablet eski Babil yazı sistemi kullanılmış olduğu için kolayca okundu. Çözen Hrozny’nin üzerinde durduğu bir cümlede Hititçede watar “su” (almanca “wasser”. Hititçece ed- yemek (almanca “essen” Latince “edere” kelimeleri saptandı. O dönem dahi diller arası akrabalıkların saptanmasında ve dillerin çözümünde önemli oldu. İlk çözülen ortak cümleler;
Hrozny Hititçe metinde geçen NINDA-an ezzatteni, WATARNA- ekutteni Çevirisi ekmek yedim, su içtim.( Nında: ekmek, Watar:su )demektir.Böyleliklede çivi yazısı çözülmüş oldu diyebiliriz.

IBN FADLAN SEYAHATNAMESİNDEN ÖRNEK

İBN FADLAN SEYAHATNAMESİNDEN ÖRNEK

Oğuzlar ms.922 yılında göçebe olarak kıl çadırlarda yaşamaktadırlar. Örneğin büyük ve küçük abdesten sonra yıkanmazlar.Özellikle kışın yıkanmazlar. Zina yapan kadın erkek eğer zina halinde yakalanırlarsa her ikiside öldürülüyorlar.Tabii ki yakalanırlarsa,

Bir yetişkin evli adam ölürse dul kalan karısını, ölen adamın oğlu alabiliyor, ama kadının öz oğlu değil.

Koyunu boğazından kesmeyip başına vurup öldürürler, ondan sonra yerler.

Bütün Türkler sakallarını yolarlar ama bıyıklarını bırakırlar.

Peçeneklerin yüzleri traşlıdır. Ama çok esmer türk boyudurlar.

Başkırtlar çok insan öldürmeğe düşgündürler.Aynı zamanda bit yerler.Ağaçların baş kısmını penis formunda yapıp ona kutsal olduğuna inanırlar.

7 Ekim 2007 Pazar

Yunan filozofu Eflatun'un mezarı Konyada

30 Aralık 1950 Cumhuriyet Gazetesinin haberine göre Konya müze asistanı Mehmet Önder'in verdiği bilgiye göre Eflatun'un mezarı
A. Alaaddin Tepesindeki şimdi yıkılmış olan Saat kulesinin civarında
B. Üçler mezarlığında bulunan latince yazılı mezar taşının Eflatun'a ait olduğunu söylemiştir.

29 Eylül 2007 Cumartesi

HARRAN ve HZ.İBRAHİM

HARRAN
Harran kelimesi mö.2.bin yılında çivi yazısıyla Harran kazısında tablette yazılı olduğu görüldü.Hz.Ömer ms.640 da harranı fethetmiş.
Abbasiler döneminde Harran üniversitesi kuruldu.Harranda Sin tapınağı bulunmaktadır.(sin:ay)
UR ŞEHRİ Sümer ülkesinde ortaya çıkmış ve Sümercedir.

HZ.İBRAHİM, İbni Sad’a göre Harranlıdır. İslam tarihçilerinin bir kısmına göre Sus’da doğmuş diğer kısmına görede Harran’da doğmuş. Tevrat’a göre Kusa’da doğmuş. Tekvin’e göre Hz.Abraham karısını, gelini Sarayı ve torunu Lut’u yanına alarak Kenan iline gitmiş.
İbrahim (as) Ur şehrinde Nuh tufanından 1263 sene sonra doğmuş. Mö.4.bin yılın sonlarına ait olayları anlatılış şeklini Sümerce tabletlerde rastlanmaktadır. İbraniler ,İbrahim’in başkanlığında Mısır’a gitmiş. İbrahim ile Hammurabi çağdaştır. Nemrud büyük olasılıkla Hammurabi’dir. İbrahim(as) uzun zaman Kudüs’de yaşamış.
Hz.İsmail(İbrahim’in oğlu) mö.1910 da doğmuş.Baba İbrahim mö.1820 de ölmüş.Hz.İbrahim Arap ırkından değil. ama oğlu İsmail Arap kızıyla evlenmiş ve arap ırkına karışmış. Baba İbrahim ile oğul İsmail Kabeyi inşa etmiş.Kay:Neşet Çağatay,İslam öncesi Araplar

OSMAN HAMDİ BEY VE MÜZECİLİK

OSMAN HAMDİ BEY VE MÜZECİLİk
Yüksek bürokrat çocuğudur.Fransız kültürünü benimsemiş.Avrupa’da eğitim görmüş diplomattır.
Sayda’da kazı yapmış, çıkan lahitleri(blok mermer veya taşın içi oyularak yapılmış taş mezar) 1887 yılında İstanbul arkeoloji müzesine getirmiş. Fenike krallarına ait olan lahitler deniz yoluyla vapurla taşınmış.Abdulhamid aleyhine çalışmış yani istibdatçı (keyfe bağlı idare)demiş.
Abdulhamid için bir kere olsun müzeye gelmedi demiş.
İskender lahdi, Ab.Hamid döneminde yabancı bir hükümdara çoktan hediye edilmiş olacağından bahsedermiş. MS.1910 yıl.da ölmüş.
BERGAMA TAPINAĞI
MS.1832 ile 1837 yıl. arasında kazı yapan Texier Bodrum’da bir türk hamamında gördüğü, sanat eseri mermer küpü alıp Paris Luvr müzesine gönderdi. Eser Roma dönemine aittir. Bu mermer vazoya yani küpe Fransız sefiri 100 bin kuruş vermişti. Fakat Texier ise 12500 Fransız lirasına pazarlık etmişti. Fakat sahibi vermemiş. Sonra Sultan Mehmet, Lui Filip’e hediye etmişti.Almanlar İstanbul hükümetinden izin aldılar. MS.1879 kazı çalımasına başladılar. 1880 yılında mimari eserler çıkarıldı. 94 büyük friz ile 30 küçük mermer friz ve bir çok mimarlığa ait mermerler çıkarıldı.
Bergama’da çıkan her şeyi antlaşma gereği Almanya’nın Berlin şehrine nakledildi.Yaklaşık 462 sandık eser, Dikili iskelesinden Berline gitti. Sonra Atina Poleas mabedi çıkarıldı, tekrar 1883 den 1914 yılına kadar çalıştılar. Almanya’ya çoğunu götürdüler.
Kay: Belleten c24,s94 Arif Müfid Mansel

BİLİMSEL KAFATASI ÖLÇÜMÜ

BİLİMSEL KAFATASI ÖLÇÜMÜ
Burnun ucundan kafanın arkasına kadar olan bölüm 155 mm, bir kulaktan öteki kulağa (kafanın üstünden) 182 mm. geliyorsa, siz gerçek bir arı ırk ve saf Türksünüz. Kaynak: Prof.dr. M. Yaşar İşcan Not: Yaşar beyin demek istediği kültür türkü tarifi olmalı.Aslında a-Braki kafa b-doliko kafa c- mesokafa d.-dinarik kafa başka bilmiyorum.Yani dünyada ki kafa tipleri bu kadar.
KAFATASI HESABI
A-Kafa uzunluğu B-Kafa genişliği
Dikkat: kafa geniş: (bölü) Kafa uzunluğu x(çarpı) 100= kafa endisi
Örnek: kafa uz: 183mm
kafa gen: 160mm yani 160:183=0.87 x100= 0,87 kafa endisi buda ultra brakisefal yani brakisefalin daha ötesi.

ANTROPOLOJİK ÖGELER:

ANTROPOLOJİK ÖGELER:
Türklerde kafatasının arka kısmında bulunan küçük tümsek, OrtaAsya kökenli olduğunu belirten etnik işaret. OrtaAsyalılar da özel olan kürek dişi ve buna bağlı sinedondik özelliklere sahiptir.Gözleri, epikantik asya tipi iç göz çukurludur.

ALPIN IRKI:
Uzunca boylu, sarışın ve dalgalı saçlı, geniş kafalıdır.
Beyaz ırkda denir. Çoğunlukla uzun boylu, sarışın,mavi gözlü, dar burunlu, dalgalı saçlı, uzun kafalı(dolikosefal)dır.

ALP IRKI Dağlarda yaşıyan brakısefal halkdır.Asya’nın batı yaylaları brakisefal ırkın vasıflandığı yer idi.Alpistan ,alpin ırkı vasıfları bakımından en zengin bir durakdır.Çünkü orada uzun ve kısa boylu mongoloid olmayan bir halk yaşar.

NEGROİD IRK
Afrika negroları(siyah), uzun boylu, geniş yayvan burunlu, dar kafalı, çekik çeneli, iri ve kalın dudaklı, kıvırcık saçlı ve koyu kahve renkli derilidir.

KOKAZOİD IRK
Derisi açık renkli, göz rengi açık maviden koyu kahve rengine kadar değişir. Saç sarı,siyah düz ve dalgalı, kıvırcıkda olabilir.Burun dar dar ve yüksek, nadiren sık ve geniş, dudak ince, boy orta ve uzundur.Beden de kıllıdır.

ARNAVUT (DİNARİK IRK) yahut ADRİYATİK IRK
İskoçya’nın kuzeyinde ki adalarda yaşadıkları tesbit edildi. Diğer taraftan Norveç’in güney-doğusunda yaşarlar.Alp adamıyla karışmışlar. Kayn: Weiner,1972 Kafatasları göreceli kısa, yüksek olmasıdır.Birde kafaları hipsisefal ve brakisefaldir.Vatanları Balkanlar denilir.

ASYA MONGOLOİDLERİ
Mongol sarı çoğunlukla kısa boylu,açık kahve renkli veya sarı derili ne dar, ne basık burunlu, geniş kafalı,düz koyu renk saçlı, çekik badem gözlü.

ANTROPOLOGLARIN IRK TANIMI:

Boy uzunluğu veya kısalığı, saç rengi kıvırcıklığı veya düzlüğü,kafatası şekli(kısa veya yuvarlak kafamı?, uzun kafamı?, orta kafamı? veya dinarik kafamı?) Göz formu yani badem şeklimi, iri mi, küçükmü, gibi, burun şekli (doğru burun, yunan burnu, basık burun, gaga burun, düşük burun,akıtma burun, pat burun, kemerli burun, minkari burun, kalkık burun), yüz şekli ve deri rengi diye devam eder. Sonuçta tip kavramı kalkıyor, yerini genetik stok kavramı almaktadır.Genetisyenler bir tek genden Allah bilir nasıl oluyor, bir çok genlerden geliyormuşcasına büyük irsi farklılıklar doğabileceğini göstererek değişmezci teorilere ve bu arada ırkçılığada son bir darbe indirdiler.Artık biyolojik olaylar daha derinlemesine alınıyordu.Kültüre olaylara yakınlaştırılabiliyordu.Kavramlar hayali daha doğrusu ırk kavramı tarif olunmuyor.Yerini genetik miras alıyordu.Dr.Ümit Meriç,makale 1978 Fransızcadan çeviri tıpkı basım.
Fizyonomi(yüz özellikleriyle karakter okuma sanatı)
Frenoloji(kafatası ölçümleriyle karakteri okuma sanatı)
Not: Irk fikri, İngiliz dilinde ms.16.yy başlarında ortaya çıkmış.

DİNARİK IRK
Kafatasları bariz brakisefal , uzun boy,düz veya karga burun, ayrıca kafatasları görece kısa ve yüksek olmasıdır. Kafası hipsisefal ve brakisefal. Arnavut (Dinarik ırk) yahut Adriyatik ırk. İskoçya’nın kuzeyinde ki adalarda yaşadıkları tesbit edildi. Diğer yandan Norveç’in güney doğusunda yaşarlar. Alp adamıyla karışmışlar.

FİZYONOMİK TANIM:
Brakisefal (yuvarlak kafa) göreceli olarak kısa ve yüksek kafadır. Ayrıca kafa arkası az tümsektir. Düz alın,  uzun boyun, düzdüşük kaş yapılıdır. Burun ince kemerli ve ucu sivridir. Yüz zayıf ve uzundur.

TÜRKLER

TÜRKLER
Dünyanın en eski ve devamlı kavimlerinden biri olup yaklaşık 4 bin yıllık tarihe sahiptirler. Orta Asya’da ki ana yurttan başlayan sürekli göç hareketleri Türklerin aynı zamanda nüfusça kalabalık olduğunuda gösterir.
Diğer milletler toplu yaşadıkları için onların durumunu tetkik etmek mümkündür. Halbuki Türkler dağınık oldukları için türk kitleleri birbirinden farklı gelişme yolları takip ettiğinden türk tarihini belirli zaman içerisinde değerlendirmek kolay değildir. Türkler asırlarca yeni iklimler, yeni yurtlar aradıklarından tarihleri değişik bölgelerde geçmişdir.Bu bakımdan her devirde ayrı yerlerde başka başka türk toplulukları ile türk ve devletlerini görmek mümkün haliyle türk denilince, tek bir topluluğun belirli bir yerdeki tarihi değil. fakat türk adı ile veya hususi adlarla anılan ve ayrı hükümdar ailelerinin idaresinde görünmekle beraber , dili,dini töresi ve gelenekleri ile aynı milli kültürün hamili olan türk zümrelerinin çeşitli bölgelerde ortaya koyduğu tarihlerin bütünü anlaşılmalıdır. Bir kısım Türkler bozkırlı tipinde yaşamış diğer kısım yerleşik hayata bağlanmış bir bölgelerde iktidarın zirvesi nüfusu kaybederken diğer bölgelerde iktidarın zirvesine çıkan Türkler vardı.
TUBİTAK’ın DNA testi:
Türklerin akrabaları Japonlar,Pencaplılar ve Afrikalıların yanı sıra Ruslarında Türklerle aynı kan özellikleri taşıdığı ortaya çıktı. Kayn: Milliyet gazetesi tarih: 28.03.2004
TÜRK ADI:
1- Herodot’un doğu kavimleri arasında zikrettiği Targıtlar.(j.v.Hammer 1832)
Tevrat adı geçen Yafes’in torunu Togharma (Hammer) diğer taraftan eski Hind kaynaklarında tesadüf edilen Turukha veya Turuşka’lar (H.Z.Koşay) vb bizzat Türk adını taşıyan Türk kavimleri sanılmış.İran menşeli Zend-Avesta rivayetleri ile İsrail menşeli Zend Tevrat rivayetlerinde de Türk adı aranmış. Nuh’un torunu Yafes’ın oğlu Türk(al-Tabari, al-Masudi, İbn al-Aşir, ibn Hurdazab, Gardizi, Kaşgarlı Mahmud veya İran rivayetinde ki hükümdar Faridun’un oğlu Turac veya Çince transkriptin de iki hecelidir. (Tu-kue veya Tu-chüeh.
Türk (olgunluk çağı) (Divanı Lügatit Türk), Takye; deniz kıyısında oturan adam. Orhun kitabesinde daha ziyade Türk tabiri, devlete bağlı halk, tebaa manasındadır.
Türk kelimesinin “Altaylı (Ceyhun ötesi, Turanlı) kavimleri ifade etmek üzere 420 tarihli bir Pers metininde geçer daha sonra isim olarak 515 tarihli olaylarda Türk-Hun tabirinde geçer. Fakat türk kelimesinin Türk devletinin resmi adı olarak ilk kullanan siyasi teşekkül Göktürk imparatorluğudur. Fakat bu ad kavmi bir olmayıp, siyasi bir addır. Daha sonra Çin kaynaklarında Garp ve Bizansta, Araplarda Türk adı geçmiş. Coğrafi olarak Toupxia (Turkhia) tabiri ilk defa Bizans kaynaklarında tesadüf edilmiş. 6.yy da bu tabir Orta Asya için kullanılmış. M.10.YY Volga’dan Orta-Avrupa’ya kadar olan sahaya bu ad verilmiş. Şarkı Türkiye=Hazarların ülkesi, “Garbi Türkiye=Macar ülkesi. m.13.yy da Türk (Kölemen)devleti zamanında Mısır ve Suriye’ye de “Türkiye” deniliyor.Anadolu’ya ise m.12.yy dan itibaren Türkiye olarak tanınmıştır.
TÜRK SOYU VE ANTROPOLOJİSİ
Çin yıllıklarında veya Garp kaynaklarında (Türk, Atila ve Hunları) Türkler daha çok Moğul tipinde şekillenir. Türkler Moğol ırkından değiller ama Türkler Moğolları idareleri içine almış.Moğollar Türklerle uzun göçlere katılmış. Türkler mö.3.binden bu yana “beyaz ırka mensupturlar. Yeryüzünde mevcut üç büyük ırk grubundan Avrupai adı verilen grubun “Turanı” tipinde ki brakisefal Türklerin, kendilerini, başka dolikosefal mongoloidler olmak üzere diğer ırklardan ayıran antropolojik çizgilere sahip oldukları anlaşılmıştır.Bariz vasıfları, beyaz renkli, düz burunlu, değirmi çehreli yani ay yüzlü,hafif dalgalı saçlı, orta gürlükte sakallı ve bıyıklı olan” Bu tanımda etkili olan uzak şark ve orta şarkta asırlarca ikametin ve anayurt dışındaki bölgelerde coğrafi şartların sebep olduğu değişiklikler dikkate alınmıştır. Ayrıca Tevrat’ta nakledilen ananelere göre Türk soyu (ham ve samdan değil, yafesten türemiş olarak) beyaz ırktan gösterilmiş. Asya’lının has çekik gözlü, siyah düz saçlar,çıkık elmacık kemikleri antropolojik kalıntılardır.
Turan tipine örnek: Orta- Asya, Maveraünnehir ve diğer yakın şark Türkleri beyaz tenli, koyu parlak gözlü, değirmi yüzlü(ay yüzlü badem gözlü ) endamlı, sağlam yapılı erkek ve kadınlarıyladır.
Not: Turkıya adı ilk defa ms.6.yy da Bizans kaynaklarında tesadüf edilmektedir. M.6.yy tabiri , Orta-Asya için kullanılıyor.
Anadolu’ya , Orta-Asya’dan gelen Türk göçlerinin ana sebebi birinci elden yüksek olasılıkla kuraklık olduğu kanaatindeyim.Şimdi Küçük Asya’da ki kuraklık, Anadolu’ya göç sebeplerini doğrulamaktadır.

HZ. ADEM, HAVVA ve NUH

HZ. ADEM, HAVVA ve NUH
İnsanın yaratılışı ile ilgili bir Akkad “yaratılış” şiirinde anlatıldığına göre, tanrılar, kestikleri iki sanatkar” (Lamga) tanrının kanlarından Ullegarra ve Zallegarra adlı iki insan yaratırlar. İlk bu iki insanın anlamları bilinmeyen bu isimleri Sümercedir.
Ullegarra> (türkç. Ulan-olan-kara!)
“oğlan-ola-kara> /erkek, kara saçlı yaratılsın! Anlamları açık Türkçe Ula/u/an/ogla “genç adam olmak,yiğit” kara “kara,kara-saçlı, esmer, “ol-olmak,yaratılmak
Zal-le-garra >Türkçe-sümerce Zal-ola-kara “kadın ola(yaratıla)kara Sümerce burada Zalkal “kadın kelimesinin Farsça adı. Zal “yaşlı kadın. Böylece, Ula(n)-ola-kara ! ve Zal-ola-kara adlı bu iki insan Acaba kutsal kitaplarda kadınların 2.sınıf vatandaş olarak kabul görmesinin arkasında Sümerlilerin Havva’nın bu çifte mecazi anlamımı yatıyor.? Sorusu hiçte mantıksız görünmüyor. Böylece Ulan olan kara ve Zal(sal)-ola-kara ! adlı bu iki insan, hem kara başlı halkın Sümerlilerin kendilerine verdiği isim tufan efsanesinde geçer.
Ziusudra(sümerde hz. Nuh’un adı)<
(<İzi-su-ta(n)ri “Rab,su tanrısı”)
Hz.Nuh’un Sümerce karşılığı olan bu adı Türkçe izah edebiliriz.
İzi-usu-traİdi-sub-tengri “Rab,su tanrısı “isim,huri/Hitit fırtına tanrısı.
Kramer’e göre, Sümer tufan efsanesinde,Un tanrı An ve fırtına tanrısı Enlil, Ziusudra’ya ebedi hayat vermiş ve güneşin doğduğu Dilmun denilen diyara “tanrıların bahçesine göndermiş.
(at-ı; ismi “adı; ismi”) demek Sümerce örnek: İşme-Dağan (isme-Dağan)< ism-e Doğan < türkç. İsm-i doğan (şahin) ; Simudarra< Türkçe ism-i ta(n)rı;
İsme-şamaş < ism-i şems “adı Güneş(tanrısı)” ki burada kök elimeler ism ve Şems(güneş)” Arapça alıntılardır. Örneğin: Sümer kralı Ur-nam-mu ‘un ismini biz Türkçe Er-nam-ı (er yahut yiğit onun adı, şöhreti”) şeklinde okuduk,
Bu nam kelimesini başka Sümer kral isimlerinde (Lugalannamundu, Nammakhni), Sümerce kelimede(namlulu,namlugal)müşahade ettik.
Sipat çoban(lar); siba “çoban”> Türkçe çupan “çoban” Sümercede sipad (çoban)dır.
Marduk “Buzdağ” Tanrı EA (Enki) aynı zamanda Marduk Babil şehrinin tanrısı idi. “yani vali olabilir.” Eski Gritlilerin ve Truvalıların İda/ idi (tanrı) dağı; Mahmut Kaşgarinin şu sözleri önemli: “yere batası kafirler (Müslüman olmayan Türkler) göge tengri derler. Yine bu adamlar ulu görünen her şeye Tengri derler.
Sümerce gişge(> Türkçe: köşige “zayıf gölge”)
Sümerce gişge, gölge kelimenin karşılığı.
Gılga-mış “gölgemiş “o büyük gölge imiş..
Ulu tanrılar Gılgamış’ı fiziki ölçülerde yarattılar.: boynu altı? Metreden uzun ( en bir endaze) gögsünün genişliği iki metre olup, çok büyük cüsseli bir adamdı. Babil destanı (Babel “Tanrı kapısı) “Rab bütün dünyanın dilini orada Babil’de karıştırdı.
“Rab dedi: iŞte tek bir kavimdirler, hepsinin bir tek dili var… sonuçta birbirinin dilini anlamasınlar diye, onların dilini orada karıştıralım. Ve Rab onları bütün yeryüzü üzerine dağıttı… Bundan dolayı onun adına Babil denildi; Çünkü Rab bütün dünyanın dilini orada karıştırdı.
Sümerce dil
Ekrem Akurgal: I. Lagaş çağının kralı mö.2600 de Sargon destanında şu ifadeler geçiyor.
Annem çocukluğunda değiştirilmiş, babamı hiç tanımadım. Fırat’ın kıyısındaki Azupirani şehrinde doğdum.
Bahçivan iken İştar benden sevgisini hiç esirgemedi. Ve dört artı(….) yıl krallık yaptım.
Kara başlı halkın hükümdarı oldum.
Sargon doğduğu şehir Fırat’ın Su-şehri Türkçe İssi/ıssı “sahibi, koruyucu Su şehri. İlginç bir özetde
Prof. Albright’den Sümerliler artık yoktu. Mö.2000 de yaklaşık 5000 adet Sümerce tablet yazılmıştır.
Akkadça yazı dilini bizzat Sümerliler yarattı.Sümerliler, bilhassa Arapçadan bol miktarda alıntı yaparak suni bir yazı dili ortaya çıkarmışlar.
Hammurabi sülalesine gelince, başta sami kanı taşısa bile, onlar kendilerini kara-başlı halk yani Sümerli telakki ediyorlardı. (bence sebebi yazı ve medeniyeti hak ve hukuku bilen kavim olduğu için kendilerini Sümerli hissediyorlardı.)
Tevrat’ta da Hamurabi(Amrafel) adıyla sumer kralı olarak geçer. Sonunda Hamurabi ile birlikte Elam,Larsa krallarına tabi olarak(yani emrine girip) Filistin taraflarına hücum ederler.
Sonunda Arami hz.İbrahim’e yenilirler. (Tekvin) Mö. 1762 yıl .da Hamurabi, ülkesinde hz.İbrahim’e yer vermiş ve Mezopotamyalı müttefiklere karşı savaşmışlar. Ve Kenan, Het’in babası yani Hititlilerin babası oldu demektir.Kısaca Het(hitti) demektir. Ve Kenan’ın oğullarından biridir.
Ve Rab onları bütün yeryüzü üzerine oradan dağıttı.(Tekvin) İbranice balal “ bozmak, karıştırmak” Babil kelimesinin esas anlamı. Yani asıl Sümerce adı KA.DİNGİR.RA.Kİ ifadesinin anlamı “Tanrı kapısı” olarak saptadı. Yine Ka.Dingir.ra.ki “kapı” Tanrıya şehir. Sonuçta Sümerlilere akraba olan Elamlılar, Hitit-Hattiler, Huriler(Mitanniler) ve Urartular tarafından da son ek olarak kullanılan “MEŞ” hecesidir.
Muhtemelen Perizzi (pürüz demek)ler İranlı olup Sümer ırkından gelmişlerdir. Perez (Aramca da engel demek). Şimdi Farsça olarak kullanılır.
Hz. İbrahim’in dostları ve savaş arkadaşlarının adları Türkçe Babur/Babür, Farsçası bebr(kaplan
demek)

ETİ(Hitit-Hatti)DİLİ -SÜMER DİLİNİN ÇÖZÜMÜ

ETİ(Hitit-Hatti)DİLİ

ETİ (Hitit-Hatti) Dili : Hitit ve Hatti ifadeleri temsil eden Tevratta ki Etileri temsil eden “het” adından kaynaklanmaktadır.

Hitit ve Hititce adı maalesef yanlışlıkla Naşice hint-avrupai gramer sentaksi içermekte, çok miktarda Hattice(etice) ve akkadca ve Sümerce ideogramlar bulunmakta.Hititlerin yurdu hattice yani Hatti yurdunun dili,kendi dillerine Naşice adını verdiler.Hind-Avrupai Naşili diline “hititce “veya açıklık uğruna Naşice diyoruz.Yani Hattililerin dili Neşalılara verilmişti. Anadolululara yapılan bu haksızlığı düzeltme çabaları boş çıktı. Ve hind-avrupalılar bu Hitit ismiyle anılan Anadolunun yerli halkına ait kültürüne, mitolojisine ve uygarlığına sahip çıktılar.

Prof.Ekrem Akurgal’a göre Hitit tarihi 4 devreye ayrılır:

1.Hatti uygarlığı mö.2500-2000 yıllar arası.

2.ilk şehir devletleri mö.2000-1750 bu devir son Neşa kralı Anıtta’nın sarayı yıkılınca devir son bulmuş.

3.Krallık devri mö.1750-1450 ve İmparatorluk devrimö.1450-1180 yıl.arası Hitit kültüründe bariz olarak görülen Hatti unsurları.

Hattiler yüksek ve entelektüel seviyede bulunduklarını, Mezopotamya dışında çağın ilk uygar milleti olduklarını gösterir.Hititler,Hattilere ait olan yer ve şahıs adlarını aynen benimsemeleri iki unsur arasındaki kaynaşmayı gösterir.

Son kral Telipunu öldükten sonra Hitit devleti muhtemelen kuvvetli Huri-Mitanni idaresi altında idi.

Hattuşil,Hitit kralı, Mısır hiyeroglif ve metinde Hetasar şek. geçer.

1-Hatti-sil veya Hatt-sul , Türkçe Hatti-cul “Hitit pınarı”

2-Tudhaliya: şöylede okunabilir.

Tudhaliyas (Tod-kali-yaş “toy(kuşu),ebedi yaş(ında”

3- Hattusili /Hattusil adı şöyle okuyoruz.

a-Hatti-si-li (Türkçe:Hatti-isi-li “Hitit tanrılı”

-Arnuvanda (erin 0ngdi “yiğidin kurtuldu”

-Puduhepa(Bedük Apa “Büyükata” Türkçe: Apa iti “anatanrıça Türkçe Bedük

Tanrı: Me-t/ ma-ta: kral ülke Tanrı Midas “ülkesinin kralı” Bu ifadeyi aynen kullanmış.

Naşice bir kelime: Ulipana- “kurt” (Ulip-ana “kurtana” prof. Sedat Alp. Ulipana kelimesini Latince. Wolf kelimesine daha yakın

Ulip>,ulp,> wlf>, wolf bütün ifade ise ulipana >, wlifana,> wolf-ana kurt-ana veya (dişi) kurt şek. yorumlanır.

SÜMER DİLİNİN ÇÖZÜMÜ

İlk defa Dr.Hincks Edward, kilise rahibi olup Mezopotamya’da Samilerden önce yaşamış olan bir millet tarafından icad edildiğini fark etti.

İlk Sümer dilini keşfeden Rawlinson, Sümerce,Türkçe,Fince ve Macarca ile yakın akrabadır diyor.

Sami medeniyetinin asıl dayandığı medeniyet, Büyük Sümer gerçeğidir.Fakat hangi ırka mensup oldukları bilinmeyen millet diye yazıyordu.Hala bugünde devam etmektedir.

Hz.Nuh ve oğulları doğuya doğru gittikleri zaman Şınar(Sümer) diyarında bir ova buldular ve orada yerleştiler.Sümerliler yaklaşık bundan beş bin yıl önce yazılı tarihi başlattılar.

Prof. Aydın Sayılı;Sümerlileri şöyle özetliyor: Sümerliler yazıyı icad etmişler, tarihte ilk kez okullar kurmuşlar. Sümer dili okullarda Hz.İsa zamanına kadar okutulmuş. Örneğin

Tufan geleneği, Ernest’e göre sümerde oluşmuş.Sümerlilerin torunu Gılgameş’ın tufandan nasıl kurtulduğunu anlatır.

Sümerce,Macarca ve Türkçe gibi Sümercede bitişken dildir.

Örneklere devam:

Ud(öküz,boğa)

Şuruppak: Tufan öncesi sümer şehir devleti. Hz.Nuh’un Sümerce karşılığı olan kral Ziusudra’nın şehri Arkeolojik kazılarda burada mö.2500 yıl.dan kalma okul kitaplarıtaya çıktı.

Dicle ırmağının diğer Sümercesi İdi-gat veya İdiglat tır.

Balih, tufandan önce Kış kralının adı olup Türkçesine Bölük denir.

Balih,Tufandan sonra kurulan I.Kiş çağı kralının adı mö.3000 Türkçe Bölüg/Bölük(aktif, bölen,taksim eden” )anlamındadır.Bu isim Hz.İbrahim’in atalarından Eber’in oğlu Peleg ile

eşdeğer olup, Taberi tarihinde Balig şeklinde verir.

Pa-şe (bakşi “bahşi, hoca,rahip)

Nin-e-ve(ana tanrıça) Nin şehri (Nin-evi “Ana-evi)

Uru-kagına (Sümer kralı),<>

Gun-gun-um (Sümer kralı)<>

Trigan(Guti kralı)<>

Palakinatim (Sümer-kralı)< style=""> Türkçe<>

Bahina(Sümer kral)<>

Bal-bat-ki “Türkçe Bal-bat-ık (memleketki orada) Baal batık (batmış)ifadesini kullanım Asur kralı Sargon 2, dir. (Türkçe Kt-batuk-a Hatti/eti)

Batık-ya; Etilerin Battığı memleket, Kapadokya”

Kapadokya adı, Elamca kelimeden türemiş.

Antropolojik açıdan: Sümerliler kara saçlı, esmerlerdir. Kısaca kara başlı halkdır.

An, Enki, Enlil ve Ninhursag kara-başlı halkı yani Sümerlileri yarattıktan sonra…

Krallığın…’si gökten indirildikten sonra Tanrı An,Enlil,şehirlerini kurdu. Sonra Sümerlilerin Paşısu kral Ziusudra, Dev bir (gemi) inşa etti. Yedi gün yedi gece tufan memleketin her tarafını sardıktan sonra kral Ziusudra, Utu’nun önünde diz çöküp dua etti,// Kral bir öküzü ve bir koyunu kurban kesti.

FRİGLER, Trak kökenlidir. Dr.Georgios Nakrasas’ın Anadolu ve Rum Göçmen.Kökü

Ilgında Tarihi Anıtsal Yapıların Tanımları

Ilgında Tarihi Anıtsal Yapıların Tanımları

ILGIN Şeyh Bedreiddin mahallesinde ki Mezarlıkta Emir Sadettin Türbesi:

Banisi(yapan): Emir Sadettin İsa bin Seyfeddin

İnşa tarihi: H:685(m.1286) Gıyaseddin II.Mesud zamanında

Yapılış tarzı: Türk Selçuklu tarzı.

Tanımı: Türbenin Bodrum katına iki basamakla inilir. Yaptıranın kabrı bulunuyor.Türbenin 1.katına 4merdivenle çıkılır.Türbenin içinde yatan Emir Sadettin İsa’nın kabartma hakedilmiş yüzü görülmektedir.

Kitabesi: Müminlerin sığınağı Keykavus oğlu Ebulfetih Mesud’un Sultanlığı döneminde Seyfeddin Balaban…oğlu Emir Sadettinİsa h.685 yılında (m.1286) yaptırdı.

Turgutoğullarından Pir Hüseyin Camii:

Banisi(yapan) :Turgutoğlu Pir Hüseyin Bey. Mezarı Konya’da yaptırdığı Pir Hüseyin Bey adlı türbede yatıyor.

İnşa tarihi: h.825 (m.1422)

Vakfiyesi:Konya 3.vakıf defteri.

Tanmı: Cami ,Ulu cami tipinde yapılmış.Düz toprak damlı, tek kubbeli. Yapıda kullanılmış,taşları,direkleri ,kapı kenar kornişleri çevreden devşirilmiş antik malzemedir. Cami içinde 30 ahşap direk vardır. Eserin içten içe uzunluğu33.25cm. genişliği 13.65cm. ve tek minarelidir. Özellikle örtü malzemesi ahşap kirişlerle döşenmiştir.

Mahmut Hisar Tekke Köyü ile İhsaniye Köyü arasında EMİR SUNGUR Türbesi. E.Sungur’un hal tercümesi bulunamadı. Ama askeri komutan olduğu söyleniyor.Babası Emir Celaleddin olması muhtemeldir.

Tanımı: Basit tarzlı , kubbelidir. Ölçüleri:dıştan dışa 4.80cm.4.80cm olup kare planlıdır.Pencereleri mazgal şeklindedir.

SAHİP ATA KAPLICASI:

I.Banisi(yapan): Cemaleddin

I.İnşa tarihi: h.633 (m.1235)yılında I. Alaaddin Keykubad devri.

II.Banisi:Sahib Ata Fahreddin Ali bin El Hüseyin bin Ebubekir El Kuneri(koneri olabilir)

Mimari: KALUYAN Sahip Ata. Kılıç Aslan’ın oğlu Keyhüsrev’in devleti günlerinde bu kutlu kaplıcayı hayır bereket babası Hüseyin oğlu Ali yapılmasını emretmiş.

Kaplıca m.1850 yılında Ilgın eşrafından Hacı Hüseyin Numan Efendi, tamir ettirmiş. 1906 yılında Konya Marif İdaresi tekrar tamir ettirmiş.

Dönem Sultanı I.Alaaddin Keykubad Ilgın kaplıcası yanında bir han yaptırmış olduğu vakıf kayıtlarında mevcut. Ama şimdi bu handan yalnız bahçe içinde kalmış temel izlerinden başka bir şey kalmamiş.

Mahmut Hisar Köyü yakınında ve Ilgın’ın 21 km. Güney-doğusunda Dağ üzerinde TEKKE köyü Mescidi:

Banisi(yapan): Radiye Sanber Hatun

İnşaa tarihi: h.576 m.1180 yılındadır.

Yapı tarzı: Türk, Selçuklu devri basit.

Tanımı: Bina gayet basit ve üstü toprakla kaplı olduğundan planını çizemediklerini uzmanlar rapor etmiş. Kapı üstünde mermere kabartma çifte tavus kuşu resmedilmiş. Yapının ölçüleri:7.2m uzunluğu ve 5.4m.genişliği vardır.

Kitabe(yazıtı):II.Kılıç Aslan, memleketi 11 oğluna taksim etti.Ayrıca mescidin son cemaat yerinde iki adet islami mezar sandukası varmış.

Lala Mustafa Paşa Kervansarayı:

Banisi: Lala Mustafa Paşa

İnşa tarihi:h.922. m.1554 yılı.

Mimari: Koca Mimar Sinan

Yapılış tarzı: Türk Osmanlı devri, mutfağı içinde ve iki kubbeli aynı zamanda iki ocaklıdır.

ILGIN’da Ahi Evran Mescidi: Ahi Evran mahallesindedir. Yapı malzemesi kerpiç.

2- Şeyh Bedreddin Mescidi: Şeyh Bedreddin Mah. Bugün yerinde yok. 3-Balı Fakih Mescidi:Bali Fakih mah. 4-Ocari Mescidi: Ocari mah. 5- Behlülbey mescidi: Behlül bey mah. Kerpiç yapı. 6- Kasap Ali Mescidi:Kasap Ali mah. Kerpiç yapı. 7- Turabi Mescidi: Behlülbey mah. Yapı kerpiç. 8- Gözü Büyüyk Mescidi:Behlülbey mah. Ilgın Müftüsü Seyit Numan Efendi yaptırmış. 9- Zencirli Mescid: Şeyhcarullah mah. Kerpiç yapı. 10- Şeyhcarullah mescidi: Şeyhcarullah mah. 11- Umumi Kabristan.

OSMANLI İMPARATORLUĞUNDA İLK NÜFUS SAYIMI

OSMANLI İMPARATORLUĞUNDA İLK NÜFUS SAYIMI

İlk olarak II.Mahmut zamanında 1831 yılında yapılmıştır. Yalnız erkekler sayılmış. Kadınlar sayım dışı kalmış. Bundan sonra 1927 –1935 yılında genel nüfus sayımında erkek ile kadın nüfus arasında ki fark gözönüne alınınca 1831 yılında çok zevce(karı) alma olduğundan kadın nüfusun fazla olacağı tahmin ediliyor. O zaman ki nüfus 9-10 milyon tahmin ediliyor.

Sayım yılı Erkek nüfus Kadın nüfus Toplam nüfus

_________ _________ __________ __________

l831 4-5milyon ------- ---------

1927 6.565bin 7.100bin 13milyon650bin-

1935 7.937bin 8.222bin 16milyon160bin-

1831 yılında Rumeli’de nüfus 800bin çoğunun Hırıstiyan ve ancak 500bini islam.Buna karşılık Anadolu’da 2milyon 100bin islam. 400bin hırıstıyan, 7 bin kıptı,5bin Yahudi bulunuyor.

Gine nüfusu 10 binden yukarı olan şehirler arasında Edirne,Niğde,Bursa, Kayseri ve Konya bulunmakta. İkinci kalabalık merkez olarak bulunan Niğde’de dikkati çeken taraf, Rmların çoğunluk teşkil etmeleri ve islam nüfusunun pek az olmasıdır.

1831 yılında Edirne şehrinde 8300 İslam, 6750 Rum(reaya)kıptı, 1540 Yahudi, 1440 Ermeni, 750 kıptı.

Niğde şehri 3350 İslam, 14700Rum reaya(vergi veren)

Konya 12460 İslam., Yozgat 3220 İslam

SELÇUKLU TÜRKLERİ İLE İLGİLİ ANTROPOLOJİK ARAŞTIRMA

SELÇUKLU TÜRKLERİ İLE İLGİLİ ANTROPOLOJİK ARAŞTIRMA

Ankara’da Selçuklulara ait Yediler Mezarlığından 1935 yılının 10 haziranında on iskelet çıkaran ve üzerlerinde bilimsel olarak araştırma yapan Dr. Şevket Aziz Kansu hocanın izlenimleri;

Braki kafa ve Alpli insan teşhisi:

a) Braki kafadırlar

b) İnce ve uzun burunludurlar.

c) Yüzleri kafa şekli ile alakalı olarak orta boyda bir yüzdür.

d) Kafaların kulak deliği olarak- bregma mesafaesi ve basion bregma mesafesi kafanın uzunluk ile uzunluk irtifa karinesi(yaniyüksekliği), kafa kaidesinden yani kuralından, kafa damına kadar olan mesafa yüksekliği ile karekterize etmektedir.Bu durumdaki kafalara hypsikran denir. Bunlar Alpli tipin temsilcisidir.(Alp ırkı dağlarda yaşıyan brakisefal yani yuvarlak kafa demektir.Asyanın batı yaylaları yuvarlak kafalı ırkın niteliklerini taşıdığı yerdir.Örneğin: Alpistan şimdiki Elbistan kazası, aynı zamanda alpin ırkı vasıfları bakımından en zengin durağımızdır.)

e) Selçuklu kadınlarının ortalama boyu 1,51 cm.

f) Selçuklu erkeklerinin ortalama boyu 1.60 cm.

g) Ermeni arazisinde ve Yukarı Mezopotamya’da muhtelif gruplar Asurlular ve belki bazı Kürtler yani bunlar çok uzun ve daha eğri burun ve belki daha kalın dudaklara sahiptir.

h) Lübnan ve Cebeli Duruz bölgesinde uzun kafa, düz bir buruna sahiptir. Kaşlar çok kalın gür ve gelişmiştir.

Asya Türkleri: Baş ölçüsü (endisi) 84 olup bu ırk esmer ve boyu ortadan az uzundur.

Ermeni karinesi(karine: karışık belirsiz bir işin anlaşılmasına ve çözülmesine yarıyan ipucu.) kafatası 83 ile 85 tir.

Asurlu karinesi yani endisi 84.8. Yezidiler karinesi kafa endisi 83.

Anadolu’nun %70 brakisefal, %30 mezosefal yani uzun ile yuvarlak kafa ortasıdır. Bir kaçı dolikosefaldir. Anadoluya yerleşmiş brakısefal olan Etiler yani Hititlerin yerine geçen Lidyalılar, Karyalılar, Frikyalılar denen ırkların kimler olduğunu bilemiyoruz. Yani Anadolu’luların kimler olduğundan malumatım yok.

Dip not:

Brakisefal(kısa ve yuvarlak kafa) endis değeri: 80 ve 80 yukarısıdır.

ELÇİLER COĞRAFYASINDA KENT VE KAVİMLERİN TANIMI

ELÇİLER COĞRAFYASINDA KENT VE KAVİMLERİN TANIMI

1- Abu Dhabi(Abu zabı), Dubayy(Dubai): Birleşik Arap Emirliklerindedir. Gulf( körfez)inde deniz e nazırdır. Birde Arap denizine açılmaktadır.

2-Aden: Güney Yemende, Aden körfezi ile Arap denizine kıyısı bulunmaktadır. Süveyş kanalına açılınca önemi artmış.Roma döneminde ticaret limanıymış.

2- Erbil(Arbail):Irak topraklarında.

3- Ashur: Irak’tadır.

4- Babil(Babylon) Irak’tadır. Fırat’ın kıyısında ilk çağ medeniyeti merkezidir. Halkı Nabt ulusu olup Süryanice konuşurlardı.Babil başkentlerindendir.

5- Bahreyn: Basra körfezinin batısında, Katar yarımadasının kuzey-batısında yeralır.

6- Basra: Irak topraklarının güneyindedir.

7- Beyrut: Lübnandadır. Ve başkenttir.

8- Bağdat: Iakta ve başkent.

9- Cudi dağı: Türkiyededir. Mardin Cizre ilçesinin kuzey doğusundadır.

10- El Kerak(Kerek): Batı Ürdünde Lut gölünün güney güney ucunda bir kasabadır.

11- Filistin(Palestine) Batı Asya’da,Akdenize kıyısı vardır.Kuzeyi Lübnan,Kuzey-doğusu Suriye, doğusu Ürdün,Güney batısı Mısır ve batısı Akdenizle sınırlıdır.Merkezi Kudüs. Jerusalem ms 1948 yılında Britanyanın mandacılığı bitince büyük bir kısmında İsrail devleti kurulmuş.Bir kısmıda Ürdün’e verilmiş.Şimdi İsrail’in içinde kalmış.Çevresinde Natamya,Hayfa,Akka,Sur ve Akdeniz kıyısı bulunmaktadır.

12- Gazze(Gaza): Filistin’in güneyindedir.Sina yarımadasının kuzey batısında İsrail sınırına yakın Arap-İsrail andlaşmasıgereği Mısır’a ait. Akdeniz’e kıyısı olup İsrail’in Filistin bölgesinde ve kral yolu üzerindedir.

13- Fenike: Doğu Akdeniz’de, Suriye ve Lübnan’a dar bir kıyı şeridi üzerinde kurulmuş. Mö.1600 dan itibaren bunlar arasında Sayda ve Sur kentleri önemlidir.Ataları balıkçıdır.Mezopotamya ve Mısır’a yakındır.Fenke adını Yunanlılar kullanmışlardır.

14- Habran(El Halil): Kudüs’ün eski ilçelerindendir.

15- Hadramut(Hadramevt):Arap yarımadasının güneyinde Aden’in doğusunda ve himayesindedir.Büyük kısmı çöl olup dağlar arasında kıyıya pareleldir.Saba krallığı fetetmiş.Bugün Yemen’de bir kenttir.

16- Harran: Türkiye topraklarında olup Urfa’nın ilçesidir.

17- Hayber: Hindistan’la Afganistan arasında dar ve uzungeçit ticari ve askeri alandır.

18- Hartum:Sudan topraklarında ve kuzey doğu Afrika’dadır. Mavi-Ba-eyaz Nil neirlerinin birleştiği yerdedir.

19- Hit (Tar:is) Kuzey merkezi Irak’tadır. Fırat’ın kuzey kıyısında bir beldedir.Nüfusu 5500.

20- İskenderiye(Alexsandra) Mısır’dadır. Akdenize kıyısı vardır.

21- Kirkuk:Irak’tadır.

22- Halep:Suriye’dedir.

23- Kenan Ülkesi: Kuzeyi Arabistan çölü ve Kudüsü içine alan bölgedir.

24- Kuvayt:Birleşik Arapemirliklerindedir.The Gulf(körfez)e kıyısı olup Arap denizine açılmaktadır.

25- Kerbela: Irakta Bağdattadır.

26- Kudüs:(latincesi:Jerusalem),Arapçası:Kuds eş Şerif): İsrail ile Ürdün sınırı üzerinde şehrin büyük kısmı İsrail’de ve de İsrail’in siyaset merkezidir.Eski Kudüs’te o daracık taş yollarda Hz.İsa(as) yürümüş.Hz. Muhammed(as) göge çıkarken yani miraça çıkarken ayak bastığı taş buradadır.

27-İslamın ilk kıblesi Mescidi Aksay’la Yahudilerin en kutsal yeri “Ağlama duvarı” buradadır.Kısaca aynı mekanlar.Çan sesine, ezan sesi karışıyor.Cami-kilise ve sinagog iç içe. Eski Kudüs büyülü mekandır.

27- Lut Gölü(ölü deniz): Ürdün ile İsrail arasındadır.Gölün yüzeyinin suyu seviyesi deniz seviyesinden 392 metreaşağıda ve çok tuzludur.

28- Mekke: Arabistan’dadır. Ve Kızıl denize yakındır.

29- Mari:Suriye’dedir. Mö.3500-1600 yılları arasında Mezopotamya

30- Moab: Ürdün’ün güney batısında ki alan, Lut gölünün doğusunda eski çağlara ait krallıktır.

31- Mardin: Türkiye’dedir.

32- . Nil: Afrika’nın en büyük ve dünyanın 2.uzun nehridir.Güneyden kuzeye doğru akarak Mısır’da Akdenize dökülür.

33- Musul:Irak’tadır.

34- Niniva(Ninova): Kuzey Irak’ta Asurluların merkezi,Dicle kıyısında harabeleri bulunmaktadır.Musul’a yakın ilk çağın canlı şehirlerindendir.Hz.İbrahim zamanında kurulmuş.

35- Nemrut: Irak’tadır.

36- Port-Said(Bursaid) İsrail toprakları içindedir.

37- Sina İsrail işgalinde ve Golf körfezine kıyısı bulunmaktadır.

38- Samarra: Kuzey Irak ‘tadır. Bağdat’ın 104 km kuzey batısında ve Dicle kıyısında bir kasabadır.Nüfusu 8000 olup kral yolu üzerindedir.

39- Sana : Kuzey Yemendedir.

40- Sayda(Sidon): Güney batı Lübnan’da Beyrut’a yakın Akdeniz’e kıyısı var. Sur kentinin kuzeyindedir. İsrail’in kontrolündedir.Ve de liman kentidir.

41- Samaria: Batı Ürdün’de bölgedir. Başkenti Nablus.

42- Sina Yarımadası: Kuzey doğu Mısır’da Süveyş ve Akabe körfezleri arasındadır.Üçgen şeklinde ki yarımada, genelde çöl,iç kısımları yayla, çölde göçebe hayatı ve bir kaç küçük kasaba var. Ör:Tor(Grekçede dağ)

43- Sur: İsrail’de ve Akdenize kıyısı bulunmaktadır.

44- Susa-Elam: İran ‘da ve kral yolu üzerindedir.

45- Taberiye gölü(arapça:Bahr Tabarıya): Kuzey İsrail’de genişliği,13km, uzunluğu,23km.dir.

46- Tabuk: Suudi Arabistanda

47- Taif: Arabistanda,Mekke’ye sınırı olup Akdenize yakın kenttir.

48- Tellaviv: İsrail’dedir.Ve Akdenize kıyısı vardır.

49- Tell el-Ubaid: Suriye’de ve çöldür.Şimdi arkeolojik sit alanı olarak tescillidir.

50- Terim;Şebam: Güney Yemen’de ortadoğuda Arap ve Kızıldeniz’e kıyısı vardır.

51- Ugarit(Ras Shamra): Lübnan’dadır.Arkeolojik sit olup tescillidir.

52- Yafa(Jaffa): Güney İsrail’dedir.Tellaviv’in güneyinde ve Akdeniz’e kıyısı vardır.

53- Ur: Güney Irak’ta Mezopotamya’nın eski merkezidir.Sümer zamanında tarihi şehir.(Güney Babil)

54- Nablus:Kuzey Suriye’de yani Şam,güneyi Jerusalem,batısı Akdeniz.

55- Yahudiye:Mö.31 ile ms.565 yıllar arasında Romaya bağlı.eyalettir. Ve Filistin topraklarındadır.

Halkların Kısa Tanımları:

1- Ad Kavmi: Yemen bölgesinde bulunan ve Arapların aslı sayılan bir kavimdir.Hud(as) peygamberleridir.Yaşadıkları bölge,Hadramud ‘la-Umman arasında bir çöldür.

2- Saba(Seba) Halkı:Mö.1100 de Arap yarımadasında ve Yemen’in Merib şehri halkı 1000 yıl kadar yaşamış.Bölge olarak Kuzey Yemen ile Güney Yemen olup mö.11.yy da zirveye çıkıyor. Mö.2400 yıllara ait Ur şehrindeki kalıntılara göre bu kavmin adı “Sabim” diye geçmektedir.Seba krallığı ile Asur krallığı çağdaştırlar ve mö.3.yy da Merib(Marib)başkentti. Saba Melikesi, Hz.Süleyman’ın peygamberliğini kabul etti. Mö.965-926 yılları arasında bu bilgileri içeren çok kitabe bulundu.Yemen’in Merib kentinde yaşıyan halkın evlerinin salonları cam döşemeydi.Sebe,Arabistan,Mısır,Suriye,Yunanistan ve Roma’ya kadar ticari bağlantıları vardı. Ms.1.yy Roma ve Yunanlıların egemenliğine girdiler.Ms.628 yılında dağıldılar.

3- Medyen Halkı ve Eyke Halkı: Hicaz’ın kuzey batısında ve Filistin’in güneyinde,Kızıldeniz ile Akabe körfezine kadar uzanan bölgedir.Medyen adı, hz. İbrahim’in 3.karısı Katura’dan doğdu.Hz.İbrahim’den sonra aradan geçen 600-700 sene sonra Medyen halkı bozuldu.Peygamberleri Hz.Şuayb(as)dır.

4- İsrailoğulları Halkı: Hz.Süleyman peygamber olarak mö.1020 yılında hükümdar lığa Takit’u idareci olarak başa getirdi.Sonra Takit mö.1020 ile 1004 yıllarında hükümdarlık yaptı. Hz.Davud mö.1004ile 985 yıl. Arasında hükümdarlık yaptı. Hz. Süleyman ise mö.965-926 yıl. Arasında hükümdarlık yaptı. Bu adı geçen hükümdarlar İsrailoğullarına, Hz.Musa’dan sonraki hükümdarlığı sırayla devam ettirdiler. İsrailoğulları saltanatını mö.900 yılından itibaren işgallerle yıkan Asurlulardır.Mö.721 yılında Asur hükümdarı Rava Sargon, Sameriyye’yi fethetti. İsrail devletini ortadan kaldırdı. Mö.598 yılında Babil imparatoru Büht’ün Nası Kudüsü topraklarına kattı. Babil imparatoru mö.539 yılında İran imparatoru Hüsrev(Kanus) Babili fethetti.Sonra mö.522 yılında imparator I.Dara(Dairus) ,Yahudiye kralının torunu olan Zıro Babil’i, İsrailoğullarına vali tayin etti.

5- Semud ulusu: Arab yarımadasının batısında, Hicaz yakınlarında,Hicr yöresinde oturmaktalar.

6- Lud Kavmi: Ürdün ile İsrail arasındaki bölgede yaşamışlar.Lut(as) İbranilerin peygamberidir.Mö.19.yy da yaşamış. Birde İncil’e göre Lut(as) Haran’ın oğludur. Hz.İbrahimle Mısır’a gitmiş. Dönüşünde Ürdün bölgesindeki Sodom’a yerleşmiş. Lut (as),İbrahim peygamberin yegenidir. Irak,Suriye,Filistin ve Mısırda elçilik yapmıştır. Lut gölü çevresinde bir çok antik kent kalıntısı bulunmaktadır.Lut bölgesi mö.2300 ile 1900 yılları arasında gelişmiş olduğu bilinmektedir.Sodom,Gomora ve Adma kentleri mö.2000 lerde depremle yıkılmış.

7- Yahudi Ulusu: Hz.İshak’ın çocukları arasında, Hz.Yakup(lakabı ise İsraildir) Hz.Yusuf,Hz.Musa,Hz.Davut, Hz.Süleyman,Hz.İsa dır. Ayrıca Hz. Musa(as) İsrailoğullarını Sina yarımadasının Mareh ve Eylem bölgesinden Filistin’e geri getirdi. Sara Rafidem geçerek Sina dağına geldi. 40 yıl sonra tekrar Filistin’e yerleşti.Hz.Musa Abarum dağında vefat etti. Hz.Süleyman’dan sonra İsrailoğulları ikiye bölündüler. A) İsrail devleti(kuzey Filistin ile Ürdün topraklarında kurulmuş olup başkenti Samariyye idi. B)Güney Filistin ile Adumiyye topraklarında kurulan Yahudiyye devletidir.Başkentleri Kudüs’tür. İsrail devletini, Asur imparatoru Sargon yıktı.

Elçilerin Tanımı:

Hz.Adem(as):Yaradılışı baş ve yüzü Kabe toprağından, gögüs ve sırtı Beytül makdisten ,baldırları Yemen toprağından,bacakları Mısır toprağından,ayakları Hicaz toprağından sağ eli doğu, sol elide batı toprağından yaratıldı.Tevrat’a göre 930 yıl yaşadı. Cuma günü yaratıldı ve Cuma günü öldü.Cennetten atıldıktan 5500 sene sonra iyi insanların tekrar cennete döneceğini Allah müjdelemektedir. Hz.Adem’in islam kaynaklarına göre Arapça bildiği, Yahudi kaynaklarına göre Aramice bidiği söylenmektedir.Başka rivayetlere göre yeryüzünde süryanice konuşuyordu. Mezarı Mekke kentinin Ebu Kubeys mağarasında veya Hindistan’ın Nevz dağındadır. Şit (as)da Adem(as)ın oğludur.

1-İdris(as): Adem(as)dan sonra yedinci göbektendir. 243yıl elçilik yapmıştır. 365 yıl yaşamıştır.Adı süryanicedir diyenlerle birlikte Arapça diyenlerde vardır.Peygamber olduğunda Hz.Adem 622 yaşında idi.Terzilik yaptı. Demiri keşfetti yani demiri eritip ziraat aletlerinden sabanı yaptı.Deri ve kumaştan elbise dikti.İbadet için evler yaptı.Mısır ve Babil’ gitmiş o bölgeleri tanıyor.

2-İbrahim AS: Keldanilerin Ur şehrinde(Ur adı Akadça) mö.2100 yılında doğmuş. Bölge Fırat’ın batı yakasında Bağdat’ın 300 km. güney doğusunda Tel el-Mukayyer denilen yerdedir.Ur şehrinin nüfusu 250 bin ile 500 bin arasındadır.İbrahim Peygamber arkeolojik tesbitlere göre mö.2300 ile 1900 yılları arasında yaşamış.Harran adının,Babil kralı Hammurabi ile aynı kişi olduğu kanaati yaygındır. Hz.İbrahim Harranın Ur şehrinde ilk vahyi almış.Hz.Nuh’tan sonraki elçidir.İbrahim torunu Hz.Lut’u yanına alıp Kenan iline gitmiş. Arkasından mö.1800 de Ur şehrinden ayrılarak Mısır’a gitmiş, tekrar Filistin’e dönmüş. Mezarı Hebron’dadır. Lut’un 200 veya 175 sene yaşadığı söylenmektedir. Antropolojik olarak orta boylu, ela gözlü, güzel yüzlü, açık alınlıdır. Hz.Muhammed’e çok benzemektedir. Süryanice konuşurdu.Ve 120 yaşındayken kendi kendini sünnet etmiş.Nemrut,İbrahim’i ateşe attırdı.Babil’i mö.2300 yılında kurmuş.Hz.İbrahim, Nuh tufanından 1263 sene sonra dünyaya gelmiş.(kay:Neşet Çağatay,İlahiyat Fak.Der.)

3-Hz.Musa, Yakup (as)ın soyundandır. Mö.14.yy doğmuş. Mısır Fıravunu (kral II.Ramses) döneminde mö.1304 de Musa’nın bebekliği Fıravunun evinde geçdi ve orada büyüdü. Musa mö.1230 da Yahudileri yanına alarak Mısır’dan Filistin’e döndü.Tevrat metinlerinde yahudilerin 2 milyon kişi olduğu geçer.Ama bazı eleştirmenlere göre 15 bin kişiydiler.On emirde ise Musa’nın, Sina dağına çıktığı ve Filistin’e geri dön emri verildiği geçmektedir.Musa Mısırlı Kuşi sülalesinden bir kadınla evlendi.Bu evliliğe İsrailoğulları karşı çıktı. Hz.Musa’nın mezarı Yehuda çölünün kızıl bir kum tepesindedir. Burası kervanların uğrak yeridir.Fizyonomisi: esmer yüzlü,uzun boyludur. Mezarı Allah tarafından Beytpoor’un karşısına gömülür.Mezarını bilen yokBaşka bir görüş semaya çekildi deniyor.İbraniceyi keşfetti.

4-Hz.Süleyman(as): İsrail kralı olarak bilinen Süleyman( as) mö.970 yılında doğdu.Başka rivayete görede mö.931 yılında doğdu.Mö.965 ile 926 yılları arasındada Sebe halkını yönetti.Döneminde Seba ülkesi kralı Belkıs müslüman oldu. Kudüs’teki Mescidi Aksayı inşa ettirdi.Mısır ve Mersin’e atlar satmış.Aynı zamanda Suriye ve Mısır’a savaş arabası satıyordu. Kırk yıl hükümdarlık yaptı. Vefat edince devlet ikiye bölündü.a-Kudüs b-Sameriye(Beni İsrail).Bilge ve adaletli kraldır.

5-Zekeriya (as): Mö.1.yy da Filistinde yaşadı.Halepte makamı bulunmaktadır.Oğlu Hz.Yahya’dır. Aynı zamanda çölde yaşamıştır.

6-Hz.Yunus(as): İbranilerin peygamberi ve Zablon kabilesinden Amathi’nin oğludur.Ninova halkına elçi olarak gönderilmiştir.Mö.860 ile 784 yılları arasında Asurlulara gönderildiğinden dolayı Asurlulara Hz. Yunus’un ümmeti denir. Peygamberlik döneminde Ninova’dan Yafa şehrine oradanda Tarsus’a gelmiş. Daha sonradan Diyarbakır’a gelmiş.Bir müddet sonra Tunus’a gitmiş.Akabinde oradan tekrar Asur’luları islah için Irak’a gelmiş.

7-Davud (as) İsrailoğullarına gönderilen elçilerden biri olup mö.11-12.yy yaşamış olup kitabı Zebur’dur.Soy kütüğü: Yahuda Sıbtı’nın ileri gelenlerinden ve Beytülahmm’de ikamet eden Yesse’nin oğludur. Şeceresi: Hz. İbrahim’e kadar gider. Otuz yaşında kral olmuş ve 30 yıl Kudüs’te hükümdarlık yapmış. 71yaşında vefat etmiş.Kudüs şehrine gömülmüş.Krallığı döneminde tebdili kıyafetle halkın arasına girerek teftiş yaparmış. Demirden zırh yapmış.Oğlu Fıravunun kızıyla evlendi.Aynı zamanda Anadolu’da Hititlerle çağdaştır.Fizyonomisi: kırmızı yüzlü, kızıl saçlı, mavi gözlü,kısa boylu,az saçlı bedeni kızıla yakındır.Gür ve güzel seslidir.

8-Yakup(as): İbranilerin elçisidir.İshak peygamberin oğlu olup Kenan ilinde yaşadı. 12 oğlu vardı. Yusuf’u görmek için Mısır’a gitti.Soyundan gelenlere Beniİsrail kavmi denir.Özellikle 12 Yahudi boyunun atasıdır.

9-Yusuf (as): Atası İbrahim(as) olup İbranilerin elçisidir.Yakup(as)ın oğludur.Ticaret kervanlarının tesadüf etmesiyle, mö.1500lerde Mısır’a götürülmüş.Baba Yakup oğlu Yusuf(as)la Mısır’da bir araya gelip 17yıl birlikte yaşadılar.Baba Yakup öldüğünde 56 yaşındaydı Ömrünün sonuna kadar Mısır’da yaşadı.

10-Yahya(as): Yahuda’da doğdu. Ms.1.yy başlarında vefat etmiştir.İsrailoğullarını Tevrat’ın hükümlerine uymaya çağıran son elçi olup vaftizci ismiyle anılır.Peygamberliğe(elçi) Ürdün vadisi Nablus yakınlarında başlamıştır.Hz.İsa’yı vaftiz(sıvazlamak) etmiştir.Roma imparatoru Tiberus’la çağdaştır. Aynı dönemde İsrailli Antipas hapse attırmış. Yahya(as)da hapiste ölmüştür.

11-Nuh(as): Hz. Adem’den sonra insanlığın 2.atası olarak kabul edilir. Sümerlerin Gılgamış(Bilgamiş) destanındada tufan olayı anlatılmaktadır.Asur’luları mö.640 ile 609 yılları arasında ikaz etti.Tufan anlatılırken Nuh’un gemisi Musul yakınında, kuzeyinde İbn-i Ömer adası ve çevresi olarakta Türkiye coğrafyasında Ağrı dağı olduğu söylenir.Musul’un temelini Hz.Nuh atmış.Tufan öncesi Adem(as)ın çocukları Irak çevresinde yaşıyorlardı.Tufan olayı bütün dünyada olduğuna ait hikayeler anlatılır. Başka bir rivayette ilk insanlık Fırat ve Dicle bölgesinde olduğu söylenir.Mezarı Mardin ili,Cizre ilçesi Nuh camisinin özel mahzenindedir.

12-Hud(as):Yemen diyarındadır ve Ad kavminin elçisidir.

13-İsa(as): Mö.29 ile ms. 14.yılda Beytlehem’de bir mağarada doğmuş. Nasıra kentinde ikamet etmekteydi. Ms.28 de Kudüs’te paskalya bayramına katılmış. Kral tarafından öldürüleceği haberi üzerine 12 yaşında Mısır’a götürülmüş.Ms.30yılında Kudüs’te hırıstiyanlığın kurucusudur.İsrailoğullarına elçi olarak gönderilmiştir. Mö.4.yılda Nasır’a kentine getirilmiştir.30 yaşında vaftiz edilmiştir. Romalı Yahuda valisi Pilatus, İsa(as)ı tutup dövdürmüştür.

Soyu: İsa’nın anası Hz. Meyrem;Adem,Nuh ve İbrahim’in neslindendir.Elçiliği dönemin kralı Tiberus’un15.yılına rastlar. Ms.28-29 yılları arasında nisan ayının 6 günü ms.30 tarihinde çarmığa gerdiler.Hz.Meryem’de Zekeriya(as)ın hanımı Elizabeth’in kız kardeşinin çocuğudur.

14-Hz.Muhammed(sav):Babası Abdullah’dır. Soylu aileye mensuptur.Kabeyi gözetiyordu.Bir süre çobanlık yaptı.Fiziki olarak güçlü, kuvvetli, dinç,siyah saçlı ve sakallı, şahin burunlu, ciddi ve ağır başlı,tavırıyla saygı duyulan bir insandı. O na “adil sanını vermişlerdi. Yahudilerle sohbet ederdi. Ms.571 yılında Arabistan’ın Mekke şehrinde dünyaya geldi.Peygamber olduktan sonra ms.622de Medine’ye göçtü.Hz.Peygamberin kurduğu dinin adı islam oldu.Sonunda Mekke’yi fethetti.Kabeyi putlardan temizletti. Artık güçlü devlet başkanıda olmuştu. Ms.632 yılında vefat etti. Hedefleri doğrultusunda sağlığında Taife sefer yaptı.Tebüke sefer yaptı.Hudeybiye’ye sefer yaptı ve Hayberi ziyaret etti. Arkasından Filistin ve İran fethedildi. Seferler devam ediyor. Mısır,İskenderiye fethedildi.Sonuçta ms.670 yılında Arap orduları İstanbul’u kuşattılar. İstanbul Doğu Roma imparatorluğunun başkentiydi.Hatta İspanya’ya girdiler.İslam, Orta Asya’da Türklerin oturduğu bölgede ilerlemeye başladılar. Buluşlar arapça yazıldı. Orta Asya’da Çinlilerle savaşarak Çinli bilginlerinide almışlar.Kağıt böylece müslümanlara geçti.

Kaynaklar:1- The Time Atlas of The World.

2-The Times Atlas of World Hıstory

3-Cığrafya Sözlüğ,Sami Öngör,İstanbul,1961meb.

4-Milliyet Gazetesi “Filistin’de İsrailli ölü çocukların Hayaletleri makalesi,Hasan Cemal,31.3.2002

5-Peygamber Kıssaları,Cemal Akdoğan, sabah yay.1986

6- Mesnevi I-6 cilt, Veled İzbudak

7- Tarih Boyunca Tevhid Mücadelesi ve Hz.Muhammed(sav)in Hayatı, Seyyid Ebul Ala Mevdudi.Pınar yay.1992

8-İslam Tarihi, Ahmed Cevdet Paşa

9-Mesnevi,4.cilt, Veled İzbudak

10-Peygamberler Tarihi,Zaman Gazetesi yay.1998

11-İslam Ansik. Türkiye Diy. Vak.ilgili mad.

12-Meydan Larousse,Büyük Lugat Ansik.c.1-12

13-Ana Britanica Ansik.c.16

14-İslam ve Hiristıyan Kaynaklarına Göre Hz.İsa,M.Eminoğlu.Konya

15-Times,Dünya Tarihi Atlası s.89

16-Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı,Hüseyin Atay

17-Genç Okurlar için Kısa Dünya Tarihi, Ernst H.Gombrich(çev.A.Mumcu)

18-İslam Nasıl Yozlaştırıldı.Y.Nuri Öztürk,İstanb.2000.

19-Mezopotamya Mitolji Sözlüğü,Jeremy Black,Antony Green

20-İlahiyat Fak.Dergi.Dr.Neşet Çağatay.

21-İSlam ansiklopedisi TDVAKFI YAY.