3 Eylül 2009 Perşembe

SÜMERLİLER ve SÜMERCE

Eski Önasya tarih ve uygarlığının en önemli merkezini Irak’ın güneyi teşkil eder. MÖ.3000 yıl önce buraları yurt edinmiş ve tarih boyunca izler bırakmış küçük bir kavimdir.

ETİMOLOJİK anlamda “Kendilerine verilen SUMER adı, Akkadça “ŞUMERU” deyiminden gelmektedir.Bunun sumerce karşılığı ise ki-en-gi(r)’ dir. İlk defa Uruk prensi Enşakuşanna(MÖ.2450)nın kitabesinde belgelenen ki-en-ge(r), ki-nigir adı, coğrafi yer olarak bugünkü Nippur (Nuffar)dur. Bu bölge sonraları ise orta ve güney BABİLONYA’nın tamamını içine almıştır. Böylece lu-ki-en-ge-ra (Sumer’in adamı, sumerliler) ve eme-KU(ke-en-ge-ra)dan Sümerce anlamı çıkartılmıştır. Sumer adını ise ilk defa İsin’li Lipit-İştar’a sumerce ve Akkadca olmak üzere iki dille yazılmış bir metninde görüyoruz ; Lugal ki-en-gi ki-uri şar ma-at şu-me-ri-im u ak-ka-di-im (sumer ve akkad ülkeleri kralı). Bu ifade, geç devirlere kadar geleneksel olarak unvan halinde kullanılmıştır.

Önasya denince batı Anadolu’dan İran’a, güneyde Mısır, doğuda Basra Körfezi ile çevrilmiş olan Arabistan yarımadasını içine alan geniş bir saha anlaşılmalıdır. Özellikle batıda Ürdün, Suriye yarısında Sumer ve Akkad olmak üzere iki ülkeye ayrılmıştır. Güney Sümer, Kuzeyi ise Akkad ülkesinin yerleşme bölgesi olmuştur. Sumer ve Akkadın ikisine birden Babilonya(Babil ili) adı verilir.Sumerler buraya göç ettikten sonra bin yıldan fazla bir zaman, Sami’lerle beraber yaşayarak bölgeyi paylaşmışlar. Böylece dilleri ve ırkları birbirinden tamamen farklı olan bu iki kavim, öyle kültürel alışverşte bulunmuşlarki aynı toprakları hatta aynı yazıyı kullanarak kültür birliği sağlamışlar. “ÇİVİ yazısı kültürü” denen bu kültürün en önemli özelliği kesintisiz devam etmesidir. Bu medeniyet, batı kültür olan AVRUPA kültür ve medeniyetin temelini oluşturmuştur.

Buraya başka yurttan göç ettikleri inkar edilemiyecek gerçektir. Göçlerinin tarihini ne nisbi kronolojiye, Ne de kazılarla ortaya çıkan kültür katlarından hangisine rastladığına göre tesbit edemiyoruz. Sumerlerin bu iklimi sıcak, kuru, verimsiz, rüzgarlı, sazlıklardan başka ağacı, taşı ve madeni olmayan bu bölgeye göçlerinin sebebini, yalnız bu toprakları sulayan iki büyük nehrin varlığına bağlayabiliriz. Ayrıca Sumerlilerden başka,burada yaşayan diğer kavimlerin varlığıda bilinmektedir. Landsberger bunlara genel ad olarak “Proto-Fıratlılar” demektedir.Buraya nereden ve ne zaman geldikleri sorusuna henüz kesin olarak cevap verememekteyiz. Kesin olan Sumerliler, teknolojik icad yetenekleri ve yüksek sulama bilgileri ile Dicle ve Fırat nehirlerinden iyi şekilde yararlanmasını bilmişler. ve yaşadıkları toprakları verimli hale sokup, bu çorak memleketi cennete çevirmişler. Ve de en yüksek uygarlığıda kurmuşlar.

Bölgedeki yerleşme izleri nüfus yayılmasından da anlaşılacağı gibi güneyden kuzeye doğru yoğunluk göstermektedir. Yine Landsberger’e göre, bu civara yakınlığı bakımından muhtemel bir sumer vatanı olarak önerilen Dilmun(Tilmun), bugünkü adıyla Bahreyn(inci) adası en eski kültür merkezidir.

İkinci bir öneri, Sumer ana yurdunun Pencap ve İndus vadileri olmasıdır.

Üçüncü ihtimal Kafkasya’dır. Bu da henüz teoriden ileriye gidememiştir. Bu fikri destekleyen Hrozny’ye göre Sumerlilerin ana yurdu Orta Asya’dır. Buradan İran ve Kafkaslar üzerinden zaman farkıyla iki dalga halinde Mezopotamya’ya göç etmişler.(Burada yani Mezopotamyada hiçbir kavim yokmuydu. Birde bu bölge Nuh Tufanının geçtiği bölgeyle iç içedir. Büyük olasılıkla yakın çevreden gelmiş olmaları uygundur. Bir de geldikleri bölgelerde kazı yapıldımı.? Eğer yapılıyorsa “çivi yazıtlı tabletler bulundumu gibi bir sürü ihtimaller aklıma geliyor.”) M.Tunç