30 Aralık 2007 Pazar

TARİH SÜMER’LE BAŞLAR

MÖ.3.bin de Uruk şehrinin kralı Gilgameş olup onun döneminde Sümerler aşağı Mezopotamyada bir çok şehirler kurmuşlar.
Sümer ananelerine göre Tufandan sonra ilk krallık Kiş şehrine verilmiştir.
İlk kanun yapan Sümer kralı Lipit-İştar’dır.Ama şimdiye kadar Babilli Hammurabi zannediliyordu.
Sümerler yer ve gökteki bütün olayların değişmez bir nizam içinde cereyan etmesinin,insan şeklinde fakat ölümsüz varlıkların yani tanrıların işi olduğunu fark etmişler.(Bu inançla ilgili olaylar Hz. İbrahim’den önce çünkü İbrahim arıyarak tanrının tek olduğunu akıl yoluyla keşfetmiş.)
Sümerler, tanrıları insan şeklinde ve insan hisleriyle mütehalli olarak tasavvur ediyorlardı.Yani duygularuıyla yorumlayıp düşünüyorlardı.Hatta Sümer tanrıları insanlar gibi evleniyor. Çocuk sahibi oluyor.Yüksek Helen kültürü bile bu tezattan kendini henüz kurtaramadı.
TEVRATLA PARELELLİK: Mr. Kramere göre, Tevratla Sümer edebiyatı arasında tam bir benzerlik yoktur. Fakat Sümerler bütün eski şark kavimleri üzerinde büyük bir tesir icra ettikleri için İbranilerde Sümerlerin etkisi altına girmişler(aralarında büyük zaman farkı olmasına rağmen)
Sümerce bir metin ile Tevratın, cennette Havva’nın Adem’in sol kaburgasından yaratıldığını anlatan kısmı arasındaki benzerlik gösterilmektedir.Fakat fikrimizce bu parelelliğin en güzel örneğini Gilgameş destanında anlatılan Tufan efsanesi verir. Gerçi bu iki eski kaynak arasında çok fark vardır.Fakat motif aynı ve Tevrat yazarları, daha eski Sümer menşeili bir kaynaktan faydalanmışlar.Onun için müellif yani eser sahibi belki Tufan olayını anlatan 18 nolu bölümde “ilk Nuh” adı altında anlatılmaktadır.
Bilindiği gibi sümerlli Tufan kahramanının adı Ziusutra’dır. Tanrılar onu yaptığı hizmetten ötürü ebedi hayatla taltif etmişler.Kendisi aynı lütfa mazhar olan karısı ile beraber” Uzakta nehirlerin mansabında” yaşamakta idi. Bu tanrılaşan kahramanın oturduğu yere “cennet” denilmezdi.
CEHENNEM aynı suretle sumerler cennetin zıddı olan bir ülke tanıyorlardı.
İLK AHLAK KURALLARI insana çamurdan şekil verildiğine ve onun yalnız ve ancak tanrılara hizmet etmek için yaratıldığına inanıyorlardı.Birde krallar adaletin koruyucularıdır.
İLK EYÜP: Mr. Kramer Sümerce destanı edebi bakımından tahlil ederek anlatıyor ve Tevrattan tanıdığımız Eyüp tipinin ilk örneğini Sümerlerin verdiğini söylüyor.
GİLGAMEŞ DESTANI: İlk defa Ninive’de Asurbanipal kitaplığında bulunduğu zaman dünya çapında heyecan uyandırdı, zira Tevratın bildirdiği Tufan bu tabletlerde hikaye edilmekte idi.Bugün bu destanın Sümerce,Akadça,Hititçe,Hurice,Asurca ve yeni Babil nüshaları ele geçti. Destan Sümerce çünkü tanrı, şahıs ve yer adları Sümercedir. Tamamı 3500 satır. Türkçeye Muzaffer Ramazanoğlu çevirmiştir.Bugü elde olan nüshalar mö.2binde kopya edilmiştir.

ORTA ASYA’DAN GÖÇ EFSANE
DNA moleküllerinin dizilişi pek çok kişi ve ulus için hayati öneme sahip “nereden geldim” sorusuna cevap veriyor.
Ancak Türkiye’de bu konuda kapsamlı araştırma yok. ABD ve Avrupada Oxford gibi birkaç üniversite yüklü para karşılığı bazı şirketler bireysel gen incelemesi yapıyor. Başvuranlar atalarının nereden geldiğini tesbit ettiriyor. artık genetik miras tıbbın konusu ama antropolojinin ilgi alanına giriyor.
Türkiyede yaşıyan insanların büyük bölümü 40 bin yıl önce bu topraklarda yaşamış olmaları. Yani Türkler 1071 yılında Anadoluya gelmedi hatta 40 bin yıldır buradan bir yere ayrılmamışlar. Bu topraklara aitler.
Orta Asya göçü yüzde 10-15 civarında yani ortaasyadan yüzde 10-15 i gelmiş nüfus yapısınıda değiştirememişler. Gelenlerde yerli insanların arasında genleri kaybolmuş.
Bu araştırma Türklerin genlerinin arştırılması anlamına gelmiyor .Çünkü Oğuz geni veya türk geni diye bir şey yok. Genetik araştırma her insanın kökeniyle veya soyunun bugüne kadar nerelerde blunduğuyla ilgili veriler taşıyor.
OrtaAsya’dan göç etmeyen yüzde 85-90 ın anlatılmayan öyküsü var.Buradayaşayanların çok eskiden beri bizimle ilgisi var. Onlar vardı ancak göçle birlikte biz gelince gittiler gibi anlatılıyor. Araşt. öyle göstermiyor. Onlar bizim atalarımız.
Anadoluda ki halk Yunana daha yakın Türkiye, İran ve Yunanistan genetik açıdan birbirlerine ayrılmaz biçimde çok yakın. Renklere vurursakTürk,Yunan,İran ve Ürdün aynı rengin farklı tonları.Ama doğuya gittikçe anında renk değişiyor Türkiyede yaşıyanların kökeni Ortadoğu ve Akdeniz olarak çıkıyor.Yunanlı,Ürdünlü,İranlı,Süryanıli ile yakınız ve akrabayız.Bu İranlıların soyundan geliyoruz yada İranlılar bizim soyumuzdan geliyor anlamı taşımaz.Genetik açıdan birbirlerine benzer bireyler rahatlıkla farklı etnik grupların üyeleri olabilirler. Bunlar kültürel yaklaşımlardır.
Kurtlar da binlerce yıldır bu topraklarda ama bize İranlılar ve Yunanlılardan daha uzak, Özbeklerden ise daha yakınlar. Ermeniler tehcire uğradığından tesbiti zor.
Türk-Kürt ve Ermeni tartışmaları genetik meraka neden oluyor.
Gen arşt. son derece güvenilir. yani insanların kara kutusudur. İnsanların son 60 veya 90 bin yılda izledikleri yollar saptanabiliyor. Kaynak:Sabah gazetesi 1012.2007 Antropolog Timoçin Bender,İTÜ.
OSMANLI YAHUDİLERİNİN FİZYONOMİSİ
Solgun yüzlü iri gözlü ve koyu renkli gözlülerdir. Burunları iri ve burun ucu kavisli, saçları siyah,tenleri soluk kansız görünümlü. Kaşlar gür ve düzgün, yüz yapıları zayıf ve kemiklidir.
Yahudi ile Ermeniyi birbirinden ayırmak zor. Fakat Rum’u, Yahudiden ayırabilirsin.

İSRAİLOĞULLARI TARİHİ
Hz.Yusuf Mısır padişahı olunca mö.1750 ile 1740 tarihleri arasında Filistin’den Mısır’a hicret ettiler.
Hz.Musa mö.1200 yıl da peygamber oldu.
Hz.İLYAS’ın Fizyonomisi:İlyas peygamber iri kafalı, çekik karınlı,ince bacaklıdır.