10 Kasım 2013 Pazar

KISA BİR SİYONİZM DOSYASI

Ahdi Atik: İsrail’in adı geçen en eski belge mö.1225’e doğru kazılmış, Fravun Merneptan’ın zaferlerini öğen bir taş levhadır.

Bu taşın üzerinde sadece Fravun’un Filistin şehirlerini ele geçirdiği, İsraili yıktığı, İsrail’in ortadan kalktığı, bu ırkın artık yeryüzünden silindiği yazılıdır. Metnin üzerinde İsrail’e ait tek bir bilgi yok.

Buna karşılık fıravun   IV.Amenofis (Akhenaton:1375-1358) tarafından  meydane getirilmiş olan başşehir Tell ve Amarna’nın bugün bulunduğu yerde 1887 den itibaren ele geçmeye başlıyan 400 adet pişirilmiş kil tablet söz konusu fıravun Filistin ve Suriye’de hüküm süren kendisine bağlı prenslerle sürdürdüğü mektuplaşmaya ait bize çok önemli  arşiv belgesi sunmaktadır. Bu belgelerin hiç birinde  İsrail’ ait bize çok önemli arşiv belgesi sunmaktadır. Bu belgelerin hiç birinde İsrail’e ait en ufak bir bilgiye rastlanmaz. Fakat Kenan şehir devletine ve onun rakiplerine ait pek  çok  bilgi aynı tabletlerde yer almaktadır.

İsrail’n Halklar Tarihinde bıraktığı bu silik izlerden ilk ağızda en az iki sonuç çıkıyor. Öncelikle bu toprakların ilk sahibi olduğu iddiasına dayanak olarak  “Tarihi Haklar”  vermek imkansız. Zira yabancı aşiretler  Arami dalgaları halinde Filistin’e geldiklerinde burada Yerli Kenan’lıları kendi kurdukları Hebron çevresinde  Hititleri, Amman yakınlarında Ammonileri, ölü denizin doğusunda Edomi’leri bulmuşlardı.

Aramilerle beraber  denizden de gelenler vardı. Carmen ve çöl arasına yerleşen bu kişiler ise Filistinler adını taşıyordu. Bugün” Filistinliler” diye anılanlar bunlardır.Haliyle bu insanlar sadece ARAP kökeninden geliyor değillerdir. Aslında Araplar bu toprağa VII.yüz yılın başlarında küçük gruplar halinde geldiler ve İsrail’liler dahil yerli halkın çoğunu Müslüman yaptılar. Yerlilerle evlenerek onlara karıştılar. Ve kendi dillerini yöreye aşıladılar.

M.S.VII.yüzyılda  Arapların Filistinde görülmeleri etnik olmaktan çok kültürel bir olaydır. Filistin’liler eski Kenanlılara karışmış ve onlardan türemiştir. Filistin’de en az 500 yıldan bu yana yaşıyan Kenanlılar, Filistin’lilerin atalarıdır.

İSRAİL MESELESİ:
İsrail ülkesinin ilk sahipleri Filistinlilerdir. Filistin tarihinde  göze çarpan 2.önemli nokta şu:
M.Ö: XIII.yüzyılda “Apiru” lar yani İbraniler  Mısırdan gelerek; sızma yahut fetih yoluyla  Filistin’e yerleştiklerinde  buradan gelmiş geçmiş Babilliler,Hititler, Mısırlılar,İranlılar, Yunanlılar, Romalılar,Araplar (m.s.7.yy), Türkler ve İngilizler gibi çeşitli çağların hakimleri olmaktan öteye geçememişler. Sadece mö.13.yüzyıla doğru Kenan iline yerleştiklerinden sonra, bir İsrail halkından söz açma olanağı var.
Hz.Süleyman m.ö.10.yüzyılda saltanatından önce hiç kutsal metin düzenlenmemiş.
Hz.Davut’un dedesi Moabi idi. Davud’un Hititli bir kadından bir oğlu oldu. Adını Süleyman koydular. Süleyman babası Davut’dan sonra tahta geçti. Ve sahip olduğu devletin çok uluslu karekterini korudu.(s.50-51)

TARİHİ EFSANELER:
Bu topraklarda yaşıyanlar hakkında bilgi veren arkeolojiden başka  onbin yıllık Filistin tarihini yazılı metinlerden inceleyenlerin ortaya koydukları şudur:  Eski bronz çağında , III.binde Kenan ili denen yerde şehir uygarlığı vardı. Bu medeniyeti, batı Sami dili halkları yani Arami dili konuşanlar ve bizim İbrani dediğimiz “Kenan dilini” konuşanlar kurmuştu. Daha sonra bölgede  m.ö.2200-1900 yıllar arasında göçebelerin yaşadıkları görüldü.

Orta Bronz Çağında yeni şehirleşme başladı. (m.ö:1900-1550) Ve m.ö:16.yüzyılın ortalarından itibaren Mısır egemenliği kuruldu.

M.Ö.1800.saltanat yılları Fıravunları Filistin’i Mısır’ın ayağı yaptılar.

Nil nehrinden Fırat’a kadar  “mümbit yarımay” ın kalbinde yer alan bu bölge çok çeşitli insan gruplarının geçiş ve tırmanış alanıdır.

Yerleşik düzene geçmeye çalışan Mezopotamya ve Cebeli Ürdün göçebeleri ve çobanları , eski bronz çağının sonlarında II. Binin başından itibaren buralara gelerek Kenan iline ulaştıklarında , bölgede çok eskiden yerleşmiş, özellikle Kenan’lılara rastladılar. Bu insanlar ileri bir şehir uygarlığı düzeninde yaşıyorlardı.

II.binin sonunda demir ve alfabetik yazıyı kullanacak hale gelmişler. Kitabı Mukaddessin “Kenan” a girişlerinden önce değişik bir ırk teşkil etmiş değillerdi. Çeşitli etnik gruplar halinde ve konfederasyon şeklinde yaşıyorlardı. Bilim adamı Pere ve Vaux’a göre Amoritler yahut Aramiler diye  anılıyorlardı.

Bu göçebelerden bazıları Kenan  iline yerleşti, diğerleri ise Mısır’a doğru yollarına devam ettiler. Kenan İline yerleşenler içinde daha sonra İbraniler denecek olan grup Kenanlıların dillerini, yazılarını, dinlerini benimsemişti. Ancak mö.1400’e doğru tekrar yerlerinden ayrıldılar. Hyksos2ların peşine takılıp yeni otlaklar aramak için Mısır’a doğru yola çıktılar. Ancak  Hyksos’lar bir süre sonra Mısır’dan kovuldular. Onlarla birlikte Mısır’a gelenlere ise başka işlem uygulanıyordu. Yardımcı adıyla anılan bu topluluk kötü hayat şartlarında zorlanıyordu. Fakat ayrı bir etnik grup teşkil etmeyen bu yeni gelenler devamlı isyan ediyor ve firavuna baş eğmek istemiyorlardı. Onlara Mısır’da “Apiru” deniyordu.  

Pere ve Vaux’nun söylediği gibi İbrani adı hiç kuşkusuz bu kelimeden kalmadır. Bezgin yabancılarınbu şekilde Mısır’dan kaçışları Mısır tarihinde yer almaktadır. Bunu her zaman görülen basit bir sınır meselesi saymaları ihtimali vardır. Halbuki m.ö.xıx. yüzyıldan itibaren geçişlerle ilgili sınır raporlarına rastlanmıştır. 

SONUÇ VE YORUM:
Siyonizm ve Yahudilik, Yahudiliğin taşıdığı özel bir karekter nedeni ile durumun dahada ağırlaştığını belirterek şunları ekliyor: Tevratın ululuğundan böbürlenerek bütün diğer halkların üzerinde ve dışında olduğunu iddia ediyorlar.

Yahudiye mahsus olan bu davranış, milliyetçilik akımlarının yükseldiği 19.yüzyıl Avrupa’sında daha ileri boyutlara varmaktadır.

Lazare göre: kendilerine seçilmiş halk gözüyle bakıyorlar, bütün diğer halkların üzerinde olduklarını ileri sürüyorlar... İster Alman, ister Fransız ve ister İngiliz olsun, şu anda yaşayan bütün şöven halkların ortak yönleri işte tam budur.  
    
Siyon önderleri dünya imparatorluğu kurmayı hedef tutan Yahudi-mason bir hükümet darbesi fikri ortaya çıkmıştır. Şimdi pek çok kimse, inanmasa dahi bugünkü yobaz Siyonistler gibi Yahudiliği sömürme yarışına girerler. Bizim şiddetle reddettiğimizde budur…  Kitabı Mukaddes ve Yahudi geleneğine dayanılarak kendilerini diğer milletlerden üstün görenler yanlışlığa düşmüşler. Yahudi imanının en büyük eserini Müslüman İbn Rüşt’ün dostu ve müridi olan Meymunid arapça olarak vermişti.  Yahudi idealinin bu binlerce yıllık geleneğine karşı Siyonizm, bütün anlamı ile milliyetçilik ve sömürgecilik anlayışına geri dönmüştü.

Siyonistler bugün de Kitabı Mukaddes’i bir aşiret kafası ile yorumlayarak oradan istediklerini seçip alıyorlar. “Allah’ın gerçek niyetine karşı çıkıyorlar”.

Bugünkü İsrail devleti Kenan İlinde oturanları yok eden eski devletin hareketlerini tekrarlamaktadır.”Günümüzde Kenanlılar yok Araplar vardır. En son söyledikleri şu: sadece OrtaDoğu’nun değil bütün dünyanın nizamından sorumluyuz.

Yahudiler bir ulus olmaktan ileridirler: Yahudi dini köklerinden koparılmıştır. Bu hareket 19.yüzyılda doğmuş Yahudi milliyetçiliği ile, arazlığı ile ortaya çıkan hastalığın esasıdır.

Milliyetçilik krizini söz konuş eden Martin Buber; Yahudi maneviyatının bir sapması olarak nitelemekte ve meseleyi şöyle bağlamaktadır: Yahudi milliyetçiliğini, bir halkı putlaştırma tehlikesinden kurtarmak istiyorduk, başarılı olamadık.

Yahudiler, İbrahim’in çocukları… Bunca felaketlerin kurbanı olan Yahudilerin ta kendileri, bu derecede canavar olabilirlermi.?  İşte görülüyor Siyonizmin en büyük başarısı Yahudileri, Yahudilikten çıkarma olmuş… Kıymetli dostlar, Begin ve Sharon’un ikili hedeflerinie varmamaları için elinizden ne geliyorsa  yapın… Bunlar Filistinlilerin vücudunu ortadan kaldırırken İsraillilerinde insani duygularını tamamiyle yeryüzünden silmeyi planlıyor. Mike peygamber şunları söylemişti: “Dinle… Yakub’u efendisi ,İsrail evinin ünlüsü; siyonu kana bulamaya ve Kudüs’ü cinayetler işlemeye kimin hakkı var. Bütün Siyonist İsrail devletinin politikasını tenkit edende anti semitist olarak damgalanacak mı? Bu yolda Amos, İşaya,Mika, Eramya gibi büyük peygamberlerde  anti Yahudi ırkı olarak tanımlanacak mı?. Örneğin Yuşa peygamberin Kenanlıları kesmesi, onlar için Filistin ve Lübnan Araplarını yok etmekle birdir. Bu hareketin Eramya veya Mika peygamberin tutumlarıyla alakası yok. Peygamberleri öldüren akıl hocalarının yollarını seçmişlerdir.

Siyonist İsrail devletinin politikasına yönelik her türlü eleştiriyi anti semitizim olarak görme ihaneti yüzünden gerçek bir Yahudi ırk aleyhtarlığın doğması ihtimali vardır. Yahudiliğe yahut Hıristiyanlığa hizmet etmek isteyenlerin her şeyden önce  “kutsal metinlerin”  böylesine çarpıtılmasına karşı çıkmaları gerekmektedir. Yahudilikle İbrahim ve Musa peygamberin açtıkları büyük evrensel iman yolu ile siyonizmin ırkçı şövenizmini birbirine karıştırmamak gerekmektedir.

Özellikle İsrail hükümeti ile politikasını; İsrail halkı  yığınlarından ayırmak istiyoruz. Zira İsrail halkı yöneticilerinin marifeti ile içine düştüğü oyunları yavaş yavaş anlamaya başlamıştır.

Yahudi inancının politik emellerle şekil değiştirmiş Siyonist mitolojiden ayırmak istiyoruz. Kendimizi İsrail’in ırkçı ajanlarının entelektüel terörizmine teslim etmek istemiyoruz. Yahudilerle Yahudi olmayanları birbirinden ayıran geçmiş dönemin ırkçıları gibi şimdi de onlar Siyonistlerle anti semitikleri ayırma çabası içindedirler. Özellikle siyasi siyonizmle savaşıyoruz. Zira biz ırk ayrımına karşı çıkanlardanız. Anti semitizmi doğuran anti siyonizm değil siyonizmin kendisidir.    
                

Not: Büyük İsrail’in on iki aşireti değil, daha küçük bir grup söz konusudur.