DİNARİK (Adriyatik) IRKIN; Norveç’in güney doğusunda diğer
yandan İskoçya’nın kuzeyindeki adalarda yaşadığını tesbit etmişler Bir ihtimal
Alp adamı ile karışmıştır. Uzun boy, bariz brakisefal, düz veya karga burunlu,
göreceli olarak, yüksek kısa kafalı ve hipsisefaldır. Ayrıca koyu renk dinarik kavmin
belli karekterlerindendir.
FRİGLER Trak kökenlidir.
HİTİTLER çivi yazısını Babil’den aldı. Hitit sözcüğü
Asur’cadan Tevrat’a girmiş.Aslında
Hititlere, hitit demek yanlış.Doğrusu hititlerdenönce Anadolu’da yaşamış
olan bugün Hatti, protohatti dediğimiz insanlara demek lazım Hititçe
metinlerdeki dile hattili, yani hattice diyorlardı. Hatti kelimesi,Hitit öncesi
devirlerde Kültepede bulunan eski Asurca metinlerde Hatti,Hattim
şeklindegeçer.Hatti dilinin hititçeylealakası yoktur.Hattice yerli bir Anadolu
dilidir. Yapı olarak Türkçeye benzer.Misal: Hattili deki “ili” eki Türkçedeki
–li-lu-lü gibi.Ankaralı,Konyalı gibi.
Hitit devletinin kuruluşu sırasında mö.18.yy da çok önemli
rol oynadığı ve Hititler ilk kez buralara yerleştikleri için “umna”- etnikon
eki ve –ili- sıfatı ekinin birleşmesiyle –umnili-ye dönüşenkendi dillerine
Neşaca veya Kaneşce demişlerdi. Artık Hititçe yerine Kaneşce/Neşeca demek için
geç kalınmıştır.Hititler kendilerine “Hattuşa kentinin veya Hatti ülkesinin
insanları derdiler.
Tüm eski devirlerde yaşamış kavimler arasında milliyetçilik
açısından belirli ırkları tanımlayan bir kavram yoktur. Irk kavramı
Sümerlerde ve Akkadlarda yok.
“Halk,ırk,ulus,millet kavramına sahip olan en eski dil, İbranicedir.
NAL ve NALBANT: mö.1.yy da Kelt mezarlarında ele geçmiş.
Avrupa ms.6.yyda yani ortaçağda nal imalatına başladı.
Anadolu iki farklı insan tipolojisini temsil eder. A) Anadolu’nun
ilk halkı dolikosefal tipler.Bu tipler protohistorik devirlerde Mezopotamya’da
olduğu gibi brakisefaller Anadoluya sonradan gelmişler.B) Kuzey ve kuzeydoğu
Afrika tipleri ile melezleşmiş olan Eurafrica tipi. C) diğeri “ince yapılı
bildiğimiz Akdeniz tipi brakisefaller Anadoluya sonradan gelmişler.Üstün bir
unsur tipi teşkil ederler.Anadoluda protohistorik devirlerde dolikosefal ve
brakisefallerin yanısıra mesosefallerinde bulunması bize o devirlerde ırk
karışımı olduğunu gösterir.
URARTU Dilinin Ermenice ile bir ilgisi yoktur.Urartuca
bitişken bir dildir. Kafkas dillerinden Gürcüceyle yakınlık. Şimdilik daha
erken. Urartu-Hurri sıkı akrabalar. Fakat dilleri ayrı. Urartu aslında bir
Hurri devletidir.
HERODOT’a göre mö.5.yy
sonlarında Asur ve Babil halkı
önce kerpiç sonra tuğla keşfedip ev yapımında kullandılar.
ESKİ MEZOPOTAMYA KAVİMLERİ ve HAMMURABi KANUNLARINDAN
SEÇMELER:
Sumer,Babil ve Assur kavimleri kullandıkları çivi yazısı son
yüz yıl içinde çözüldü. Eski çağ tarihinin yalnız İncil menkıbelerinden bilinen
bu karanlık devirleri birer birer belirmeğe başladı. Filologlar çivi yazısı çözüldükten
sonra kelime ve metin araştırmalarına başlayıp bu dillere ve dolayısıyla bu
dilleri konuşanların iç dünyalarına nüfuz ettiler. Böylece Assiryriologie-Sumerologie
ilmi doğmuş oldu. Arkeologlar bu geçmiş medeniyetlerin kalıntılarını gün yüzüne
çıkardılar.Eski Babil soyunun on bir kralının altıncı kralı ve bir tedvin etmiş
olan Hammurabi, bu hükümdarların en ünlüsüdür.
Hammurabi, Mezopotamya’nın büyük küçük şehir devletlerini
birer birer zapt ederek Sumer e Akkad ülkelerini bir imparatorluk halinde birleştirip
merkezi hükümet kuran kraldır.Hammurabi
43 yıllık yöneticiliği yılları MÖ.1728 ile 1686 yılları arasına yerleştiririz.
Hammurabi kanunları başta bir önsöz ve sonda
bir epilog yani son söz olmak üzere 282 maddeden ibarettir.
Adaletin yerine getirilmesine karşı işlenen suçlar:
1-yalan
suçlamalar.2-yalan şahitlik. 3-hükmün değiştirilmesi.
Mülke karşı işlenen suçlar:
1-hırsızlık ve yataklık. 2-çocuk kaçırma. 3-kaçak kölelere
yataklık. 4-meskene taarruz,hırsızlık.5- yanmakta olan bir evi yağmalama.
Arazi ve Ev:
1-Tımar ve zeamet
hakkında. 2-çiftçilerin görevleri. 3-çiftçilerin borçları. 4-sulama ile ilgili
suçlar.5- hayvanların meydane getireceği zararların sorumluluğu. 6- ağaç
kesmek. 7- hurmalıkların bakımı. 8- ev ile ilgili suçlar.
Ticaret alış veriş:
1- tüccardan borç alma.2- büyük tüccarlar namına iş yapan
küçük temsilciler, ve bunların kaşılıklı hukuku. 3-meyhanecilik 4-nakliye suçları.
5- haciz ve borç için insanların rehin edilmesi.6-emanet veya depozite.
Evlilik aile ve mülkiyet:
1- bir baş rahibeye
veya evli kadına iftira. 2- evli bir kadının tarifi. 3-zina 4- kocanın
yokluğunda tekrar evlenme. 5-boşanma. 6-köle kızlarla cinsi ilişki. 7- hasta
zevcenin bakımı. 8-kocadan zevceye hediyeler. 9- eşlerin, borç işlerinde
birbirlerine yükümlülükleri. 10- kocayı öldürme. 11- yakın akraba arasında
gayri meşru ilişkiler. 12-tamamlanmamış evlilik. 13- zevcenin ölümünden sonra
evlenme hediyelerinin miras yolu ile geçişi intikali.14- babanın oğula hayatta
iken mal bağışlaması.15-erkek evlatlar arasında
veraset meselesi. 16-erkek evladın mirastan mahrum edilmesi. 17-
evlatlık edinme. 18- dul kadının mülkü. 19- hür kadınların kölelerle evliliği.20-dul
bir kadının tekrar evlenmesi. 21- evlat edinme ve süt analık.
Taarruz ve kısas:
1-babaya taarruz. 2-Erkeklere taarruz. 3- çocuk düşürme.
Meslek adamlarına ait suçlar:
1-Cerrah,2- baytar,3- berber veya kölelikdamgasını vuran
kimse. 4-Usta mimar.5- Gemi ustası ve gemici.
Tarım:
1-mevsim işçilerinin kirası. 2-hayvan ve araba kiralanması.
Çoban kiralanması. Tarım aletlerinin suiistimali.. Öküz çobanının kirası.
Esirler, Köleler:
1-esir satış sözleşmeleri. 2- memleket dışında köle satışı.
Yukarıdaki tasnifteki kanunlar bir sistem içinde tasnif
edilmemekle beraber yinede kendine göre
bir tasnife tabi
tutulmuştur.------------------------------------------------------------------------------------------------------
YUNAN ALFABESİNİN KÖKENİ ve İNSANLIĞIN ÇIKIŞ MERKEZİ:
Yunan yazısından söz ederken, Mikail Ventris tarafından
çözülmüş olan Linear yazıyı göz önünde
bulundurmak gerekir. Misal, Herodotos’a göre Yunanlılar yazıyı Fenikelilerden
öğrenmişlerdir. Yunanlıların Fenikelilerden öğrendikleri alfabe 22 harften
oluşan kuzey sami alfabesidir. Neticede,
bu alfabenin MÖ.8.yüzyıl sonlarına kadar. Bu bölgede yaygın şekilde
kullanıldığı bilinmektedir. Fenike yazısı, en erken yunan yazısı gibi sağdan
sola doğru yazılması ve fenike harf isimlerinin, yunan alfabesindeki harf isimlerine
çok benzemesi, alfabenin Doğu kökenli olduğunun güçlü belirtileridir.
Son araştırmalar göstermiştir ki, Yunanlıların alfabeyi
öğrendikleri yer, onların ticari amaçlarla Suriye sahillerine kurdukları
yerleşim merkezleridir.Bu ortak kaynaktan dağılan alfabe önce büyük ticari
merkezler olan Girit ve Rodos gibi yerlere, oradan da Yunanistan’ın diğer
bölgelerine yayılmıştır.
Sonuç Ege Adaları ile doğu ülkeleri arasında ticaret yapan
bazı Yunanlılar Suriye-Fenike sahillerine yerleşmişler ve geç geometrik devirde
MÖ.8. yüzyıl ortalarında bölgedeki Fenikelilerden yazıyı öğrenmişler.Fenike
alfabesini kendi dil yapılarına uyarlamışlar. Misal sesli harfi bulunmayan Fenike
alfabesindeki bazı harflere sesli karekter kazandırmışlar. Antik kaynaklar
bize, Yunan ve Romalılarında günümüzde olduğu gibi, bir takvim kullandıkları ve
bu takvimde her ayın 29 veya 30 gün sürdüğünü göstermektedir. Önemli bir olayı
takvim başlangıcı (ERA) olarak kabul etmesidir.-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
SUMERLER VE ANTROPOLOJİ:
Diğer adlarıyla Kenger olarak anılan halkın, Mezopotamya’ya
yaklaşık günümüzden 5500 veya 6000 yıl önce geldikleri, varsayımından hareket
ederek, Şu gerçeği unutmamak lazım “ilk defa ırk, ulus ve halk kavramına sahip
olan en eski dil İbranicedir”.
Hemen konuya gireceğim. Mesela “ Sumerian Art Illusrated by
Objects from British Museum London” 1969 da yayınlanan eserde, İdi-Narum
(mesleği değirmenci)un heykeli, Ön cepheden yapılmış olduğu için yine de kafa
şekli dolikosefal görünümünde olup, gözler iri ve yuvarlak , kaşlar yarım hilal
şeklinde ve çatık. Burun iri, uzun ve geniş. Yüz hatları ay gibi büyük ve yüzü sakallıdır.
Diğer taraftan aynı eserde sumer heykellerin başı ve yüzü
traşlı, kafa ultra dolikosefal, gözler iri ve yuvarlak, kaşlar yay şeklinde, alından
buruna geçiş dümdüz , burun kalın, uzun
ve ucu gaga şeklinde. Elbisesi ise uzun maxı şeklindedir.
Adı Kur-lil, isimli sumerli fizyonomik olarak, omuzlar
gelişmiş, kol kasları güçlü. Kafa büyük
ve dolikosefal, burun uzun, iri, yuvarlak ve burun ucu kalın, gözler iri badem şeklinde, kafa ve yüz traşlı. Birde alın
başa doğru meyilli.
Sumer kralı Earnatan; kafa ultra dolikosefal ve iri, başı ve
yüzü traşlı, hilal şeklinde kalın kaşlı, gözler iri ve badem şekilli. Burun
kalın, uzun kavisli ve gaga şeklinde. Kol ve omuzlar güçlü ve kaslıdır.
Birde sumer-akad karışımı Sumer kralı Gudea’nın fizyonomisi
mezosefal başlı, yuvarlak tombul yüzlü,
inadına kalın çatık kaşlı hilal şeklinde. İri yuvarlak gözlü, başı haleli yani tacı var. Burun uzun,
kalın ve ucu yuvarlak, çene yuvarlak. Kol ve omuz kaslı güçlü ve gelişmiş.
Nippur kazısından elde edilen adak levhası üzerinde “kazıma
tekniğiyle çizilmiş Sümerlinin görünümü dolikosefal(uzun kafa)dır. Burunu kalın,uzun,kavisli
ve gaga şeklindedir.
Sonuçta kısmı araştırmacılarca Orta Asyalı oldukları
varsayılan sumerlerle ilgili Mezopotamya
bölgesinde yapılan kazılardan çıkan sumer heykelerinin bazıları profilden,
bazıları da ön cepheden yapılmış eserleri,
antropolojik açıdan tanımlamaya çalıştım. Bir kere sumer heykellerin
kafa yapıları çok iri yapıya sahip. Ayrıca
bazı uzman görüşüne göre; heykeltraş, heykeli yaparken o bölgedeki farklı yapıdaki
insanların yüz, kaş, burun ,göz, saç, kafa
şekli, kaş yapısı boy , kol, bacak vs. gibi organlarını bir heykel üzerinde toplamaya çalışır.Ona en
güzel görüntü heykeltraş eserine yansıtır. Yani ülke coğrafyasının insanlarının özel karekteristik yapısını
ortaya çıkarır . Bazıları
sumer dilinin aslı, Orta Asya Türk dilidir
diyor da.niçin sumer dilidir demiyor. Sumer dilinin bitişken olduğu, iyide yaşıyan
dillerden yapısı bitişken birkaç dil var. Mesela Fin dili bitişkendir. O zaman
diyeceksin ki onlarda Türk. Malum Türk - Çin ilişkileri çok ileri. Türkler
zaman zaman Çin sarayından kız kaçırmış. Nesil fizyonomik ve kültür dili olarak birbirine karışmış. Ortak
kullanılan kelimeler çin ve türk dilinde kullanılmış. Örneğin Babil de tek dil konuşan halk, Allah’a isyanları
yüzünden parçalanarak Babil’den dünyaya dağıldı. Zamanla birbirlerinin dillerini anlamaz hale geldiler.
Yüzyıllar sonra mal ticareti sayesinde o dağılan halklar yeniden tanışarak
ortak anlaşılabilecekleri diller ortaya çıktı.
Şunu söylemek istiyorum. Bundan anlaşılmakta ki İnsanlığın çıkış merkezinin
Ortadoğu, Arap yarım adası, Filistin ve Sirilanka olduğu bir gerçek. Özellikle arkeoloji ve dinler tarihi
araştırmacılarının geldiği noktada şimdilik bu. İleride yeni araştırma ve
kazılar aracılığıyla daha değişik bilgilere ulaşılabilir.İleriki yıllarda bilim
adamları, insanlığın çıkış noktasını bulabilir. Buradan şu gerçeğe varmak
lazım. Çünkü insan yaratıkların en üstün ve şereflisidir. Kültigin de ultra
brakisefal görünümünde ama doğrusu Asya , Orta Asya ve uzak Asyalı halklar
brakisefal genelde yuvarlak kafalıdır. Malesef Orta Asyalı heykeltraşlar,
heykelleri ön cepheden kabartma olarak yapmışlar. Ayrıca profilden de resmedilmelidir ki daha akla
yatkın bilgiye ulaşılabilsin.Şöyle ki
Asyalıların yüzde 70 i uzun kafalı, yüzde biri uzun kafalıdır. Eski Yunanlılar
dolikosefal halk olup Küçük Asyanın otoktron halklarındandır.
Netice itibariyle 1930 yıllar Türkiye’sinde böyle bir hata yapılmış. Mesela
Etiler-Sumerler Türk denmiş. Ama bilim camiasından kimse inanmadı. Hatta
Macarlarda, sumerce- macarca ile akarabadır diyor. Fakat buna herkes dudak
büküyor. Şu tezi göz önünde bulundurmak lazım bilinen üç tip kafa var.
Brakisefal, mezosefal ve dolikosefaldir. Küçük Asya da Akdeniz ırkı bu ırkın
ataları ise ön Akdenizlilerdir. Dinarik ırk. Örneğin dinarik ırk Urartu
iskeletlerinde görülür. Şimdi Adriyatik
ırkın ,İskoçya’nın kuzeyinde yaşadıkları tesbit edildi. Alp adamıyla
karışmışlar.
Tarih sil
baştan araştırma sonucunda Orta Asya’dan
geldiğini sanan Türk , atalarının Afrikadan Anadolu’ya geçtiğini öğrenebilir, öylemi? Kesinlikle bu
İzlandalıların başına geldi. Aanadolu’da Türk dili ve kültürünün yayıldığını
biliyoruz. Genetik veriler Anadoluya
gelen türk geninin burada fazla yayılmadığını göstriyor. Kendinizi Türk
sayabilirsiniz ama kökleriniz başka yere uzanabilir. Teknolojinin başarısı
“Dünya büyük köy” oldu gibi.İnsan köklerini merak edebilir.İnsanlığın ilk
merkezlerinden biride Asya denebilir.Sonuçta birşey elde edemezsiniz.