22 Haziran 2012 Cuma

İLK ÇAĞ ANADOLU HALKININ KÖK BİLGİLERİ


İLK ÇAĞ ANADOLU   HALKININ  KÖK BİLGİLERİ.
LUWİ’LER:  kullandıkları yazı hiyeroglif yazısının (kısaca H H yazısı denir.) gerçekte Luwi yazısı olduğu ve Luwi dilinde yazıldığı doğrulanmış.
Anadolu’da karşılaşılan ilk çağ kent ve yer adları ya Luwi’lerden( MÖ.3.bin ve 2.bin yılında) yada,  onların dilinden etkilenmiş, daha sonraki(mö.1.bin yıl) güney ve güneybatı Anadolu halklarının Lykia’lılar,Karia’lılar, Lydia’lılar,Mysia’lılar,Kappadokya’lılar, Lykaonia’lılar,Kilikya’lılar )  kullandıkları nd/nth  sesindeki bulunan sözcükler Luwi dilin den gelmedir.
Luwi halkı Anadolu’nun t am ortasından bir yatay  bir dikey çizgiyle dörde bölündüğünü düşünür. Şeklinde Güney batı parçanın tümünde, ayrıca diğer parçaların ona yakın bölümlerinde yaşıyordu. Kayseri yöresindeki Kültepe Höyüğünde bulunan Kaneş kentinde bile Luwi’ler, ya çoğunluk yada Hitit’lerden sonra en önemli milli kesimdiler, dilleri Hind-Avrupa dillerden.
Anadolu  Luwi soyunun ve dilinin yayılma alanı. Kuzey-batı ve Akdeniz kıyılarından Doğu ve Kuzeydoğu Akdeniz kıyılarına, Çanakkale Boğazı girişinden Doğu ve Kuzey Karadeniz kıyılarına kadar pek çok geniş alana göçlerle yayıldığı, oralarda bazı kıyı bölgelerini Hellenleştirdiği,  yine bazılarınıda yer yer Hellenleşmiş odaklarla doldurduğu gibi, MÖ. 3 ve 2.bin yıllarda Ege Denizi çevresi halklarının en önemlisi olan Luwi’lerde, batıda İtalya’dan Doğuda Hindistan’a Güneyde Kıbrıs ve Filistin dolaylarından Kuzeyde Kırım Yarımadasına kadar uzanan bölgede çeşitli yörelere yayılmıştır.
HATTİ’LER: Anadolu yarımadası, komşu halklarca bile,Hatti diye anılıyordu. Hitit başkenti Hattuşa adı, Hatti dilindendir.
HİTİT ADININ KÖKENİ:  Tevrat’ın İbranice dilinde aslında “ht” halkı diye geçer.HT ile gösterilen, gerçekte Hatti adının İbraniceleşmiş biçimi olan sözcük idi. İbranicenin yazısında sesli harf bulunmadığından yalnız “ht” harfleri kullanılmış. Asur belgelerinde (tablet) bu halk ve ülkesi,  Heta diye anılır. Kendi yurtlarında bir önceki sahiplerinin verdiği adı kullanarak. Hatti diyor. Kendiside Hatti insanı diye adlandırıyordu. Tevratı Almancaya çeviren Martin Luther, ht ile gösterilmiş sözcüğü, Hethit’ler diye; İngilizce ve Fransızcaya çevirenlerde, Hitit ler diye adlandırmışlar. Bazende Het’ler, Het oğulları diye anılıyor.
LYKİA HALKININ KÖKENİ: Girit’ten gelmelerdir. Lykia adının anlamı: Teke yarımadası diye andığımız Fethiye Körfezi Antalya Körfezi arasında bir U harfi biçimiyle Akdeniz’e uzanmış Anadolu parçasdır.
LYKAONİA HALKININ KÖKENİ :MÖ. 1.bin yıl Anadolu halkı Lykaonia’lılar. MÖ.2.bin yılında tarihçi Xenofan; Konya-Karaman, Ulukışla yolunun izlediği yerlerden geçerek, Konya’nın 160 km ilerisinde vardıkları bir yörenin, yani Karaman’ın 50 km kadar doğu ve kuzeydoğusuna düşen konaklama yeri. III.Hattuşili’nin Konya ovası güneyinde kurduğu Tarhundaşşa tampon devletinin başına getirdiği Kurunta’dan sonra yerine geçen Ulmi-Teşup’la yapılan andlaşmada buralara Lukka ülkesi diye anılıyor. Lykaonia halkının kökeni mö.2.binli yıllarda buranın halkı Luwi’ler idi. Sonradan mö.1.bin de Hitit’ler geldi.---------------------------------------------------------------------------------------------------------------
HELLEN BOYLARI
        AİOLOSLAR(yerleri İzmir-Edremit arası kıyı bölgesiyle Midilli adasında yerleşmişler.
        ION’LAR:(İon ağzıyla konuşan Hellenlere İon’lar denir. Bölgeleri Yunanistan’da Attika’nın(üzerinde Atina’nın bulunduğu yarımada), Ege Denizinin orta ve Kuzzey bölümündeki adalarda, yani yukarı İzmir Körfeziyle Büyük Menderes ağzı arasında kalan kıyı bölgesinde oturuyorlardı.
        DOR’LAR, yani Dor ağzıyla konuşan Helenler, Yunanistan’da Peloponnesos/Mora’nın doğu ve güney bölgesi Ege Denizinin güneyindeki adalarda, Girit’te ve Anadolu’nun ilkçağda Karia denen yöre kıyılarında, Bodrum (Halikarnas) da,Datça(Knidos) adlı Datça yarımadasının ucuna taşınmış.
        PAMFİLYA HELLENLERİ: Anadolu’da ilk çağın son bin yılında (her obadan olanların yurdu) diye anılan yöre. Bugünki Antalya Körfezinin Kuzey ucunu çevreleyen ova adını  DOR boyunun her obadan olanlar diye anılan özellikle Demeter’e tapan obasından almış değiller. Pamfilya Hellenlerinden Side’liler, Helen dili ile yörenin Anadolu halkının (Luwi dilinden gelme) yerli dilinin kırması bir dil konuşmakta idiler.
        LELEG’LER :Yunanistan’ın doğu kenti Sparta’nın, Hellenlerden önceki halkı,Leleg lerdi ve üstelik,Hellen mitologların tanıdığı ilk Sparta kralı Lelex(yani Leleg) adını taşıyor.
Hellen halkının oluşmasına, Yunanistan'a ve Ege Denizi adalarına yerleşmiş Leleg /Karia kökenli halkın katkısı.
        PELASGOS’LAR: Hellenlerin, en çokda Ion’ların, özellikle Atina’lıları  soyu, geniş ölçüde, Pelasgos’lara dayanıyordu ve bunu Hellenlerde biliyordu. Herodot’a göre Yunanistan’daki Pelasgosların yurtlarından hiç ayrılmadıkları söyleniyor.Sonuçta Anadolu kökenliler.
ARMANİYA’lılar:
Urartululardan sonra doğu Anadolu'da yüzyıllar boyunca, anmaya değer bir yerli kültüre rastlanmaz. Ancak Hellen çağında Ermeni halkı kendi devletini kurmuş. Hellenler Armenios’lar diye tanıdığı Ermenileri Herodotos MÖ.5.yüzyıl olaylarını anlatırken, doğu Anadolu’nun İran bağımlısı halkı olarak anıyor. Bunların Frigyalılardan oraya göçmüş bir bey olduğunu söylüyor. Fırat ırmağı batı sınırları idi. Cizre-Siirt-Bitlis-Muş-Malazgirt yolunu izleyen Ksenefon’da Ermeni halkıyla daha güneydeki Kardukh halkı arasında sınırın, Bitlis dağları olduğu bugün biliniyor ki, Friglerin bir kolu olan ön Ermeniler, önce Kappadokya’ya yerleşmişken, gerek kendilerine hısım Trakia kökenli yaban sürülerinin gerek Kimmerlerin toplu saldırıları nedeniyle Fırat'ın doğusuna çekilmek zorunda kalmış, oradaki Khalyb ‘lerle Mossoynoikos’ları sürüp Karadeniz kıyılarına göçmek zorunda bırakmışlar.Daha Herodot çağında (MÖ.5.yy) bile Fırat'ın doğusunu yurt edinmiş Ermeniler, bu ön Ermenilerle aynı yöredeki daha eski halkların karışımıyla oluşmuş bir halk niteliğindeydi. Karışımın yerli ögeleri, Hurriler gibi güneydoğu Anadolu halkları; Anadolu’nun kuzeydoğusundaki Kafkas kökenli halklar ve diğer bazı gelip geçici halklar (örneğin, mö.700 dolaylarında buralara uzanan Kimmerler, zaman zaman bu yöreye akın düzenleyen Skyt’ler Van yöresinin eski halkı Urartu’lar; Bitlis'in güneydoğusundaki dağlık yörede yaşıyan Kardukh halkı idi. Ermeniler, kendilerine  Hay derler.
URARTULAR: Asur belgel(tablet)lerinde Urartu yurdunun ve halkının adıdır. Uruatru biçiminde geçmeğe başlıyor. Urartu halkı diliyle,Hurri dilinin arasında yakın akrabalık var. Bu iki dil Asya dilinden ve doğu Anadoluda  daha sonra komşular, Hind-Avrupa dilleri topluluğu içindeki Ermeni diline, Kürt  dili Kürt diline hısım değildi. Urartular Asur çivi yazısı kullanırlardı. Urartular kentleşmiş halk idi.
KARDUKH’LAR: Bugünkü Cizre ile Bitlis arasındaki dağlık yöre Kardukların yurduydu. Ksenefon MÖ.401 yılında Kardukh yurdunda tek bir kent yok.Halk köylerde otururdu. Çok ilkel halk idi. diyen Tarihçi Ksenefon'dur.
Burada Kürt adının kökeni, eski Luwi yurtları kapsamında bir çok kez karşılaştığımız. Gord- yada Gort kökünden türeme adlarla bağlantılıdır. Gord dere, yada ırmak olabilir. Gordios, Luwi dilindendir. Kay: Türkiye Halkınn İlk Çağ Tarihi. B.UMA-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
TARİHİ  ETİMOLOJİK  TÜRKİYE  TÜRKÇESİ   Andreas Tietze
Faça (argo) yüz çehre ( Yunanca: Fatsa)
Fahreddin Kerim: argo) “küçük boy rakı şişesi” kısa boylu psikiyatri hekimi.
Faka:yoksulluk.
Farfara: geveze
Fasid: kötü,uğursuz.
Fasıl: ayrılış.
Fatalist: kadere inanan.
Fenike: eski çağda Suriye’de bir devlet.
Ferfene: ortaklaşa yapılan yemekli içkili toplantı.( Ilgın Mecidiye köyünde içkisizdi.)
Feriştah: bir işi en iyi yapan kimse.
Fetir: mayasız yufka ekmeği.
Fezleke: özet.
Fışkı: gübre.
Fingirdek: oynak, kırıtkan.
Firavn: Mısır hükümdarı. Kur’an’da geçer.
Firuze: mavi renkli kıymetli taş.
Fistan:  kadın etekliği
Fitre: Ramazan ayı verilen sadaka.
Fos: yanlış.
Fotin: bir cins kapalı kadın ayakkabısı.
Friz: mimarlık terimi duvarda sağdan sola uzanan çerçeveli sahada resim veya kabartmalar.
İlvan: gösteriş,çalım,kibir.
İmbat: denizden karaya doğru esen rüzgar.
İmdi: şimdi.
İn: mağara.
İpleme: hesaba katmama.
İraz: yüz çevirme.
İrem: cennetle ilgili güzel bahçe.
İskemle:  sandalye.
Gacı: çingene kadın, Müslüman olmayan hacı.
Gaco/goca: kadın, kahpe.
Gala: resmi elbiseyle gidilen açılış töreni.
Galata: Cenevizlilerin İstanbul’danHaliç ile ayrılan kolonisi.
Gavur: kafir. Farsçada, Gebr(ateş perest).
Gazal: ceylan,ahu.
Geber yatlık/yat geberik: yatsı yemeği.
Gebeş: hamile kimse, kısa boylu şişman, aptal.
Gebre: at tımarında kullanılan kıl eldiven.
Gem: atın ağzına takılan demir çubuk.
Gilar: kiler, kışlık kuru gıda saklama odası.
Gökçek: güzel,şirin.
Gügüm: bakır su kabı.
Güllab: gül suyu.
Habeşi:çok esmer.
Haham: Yahudi din adamı.
Halayık: mahluk, insan,halk,evde hizmet eden yaşlı kadın köle.
Halaskar: kurtarıcı.
Halet: manzara, durum.
Hallaç: kıtık pamuğu ve yünü yayla kabartan gezgin esnaf.
Hamayli: kola bağlanan muska, nişan.
Hande: gülüş, kahkaha.
Hanay/haney: iki veya çok katlı ev.
Hanedan 1: asıl,soy, aile.
Hanedar 2: hükümdarın mensup olduğu aile.
Hanekah: derviş tekkesi.
Hanende: şarkıcı, şarkı okuyan.
Hanzo: taşralı.
Haraç: bir çeşit vergi.
Harami: yol kesen hırsız.
Harım: sbze yada meyva bahçesi; tarla ve bahçe etrafındaki çit.
Hasır: sazdan örülmüş yer örtüsü.
Hatun :kadın
Havra: sinagog, çok gürültülü yer.
Haymana. Göçebe yörük.
Haymana 1: tembel,yaramaz.
Hayta: güçlü kuvvetli ve iri yarı serseri.
Hedik: haşlanmış buğday.
Hedik 2. Ayağa giyilen kar ayakkabısı.
Heğri/heyri: Rumeli şivesiyle dikkat çekici alay edilen özelliklerden.
Hergele: at veya eşeksürüsü.
Hergele 2: Terbiyesiz.
Herif: koca ,eş.
Herze: boşlaf.
Hipokrat. Mö.4.yy da ölen Yunanlı  Doktor.
Hodul: kibir,kendini beğenen.
Horanta: evhalkı,aile.
Horyat/hoyrat: köylü,kasabalı, yontulmamış.
Ilgın/Ilgun: bir tür söğüt ağacı.
Iskata: dışkı.
İbran: Yahudi.
İfrit: çok kuvvetli cin.
İkircikli: kararsız,işkilli.
İkona: Ortodoks diniresmi.
İlegen:bir su kabı.