İLK ÇAĞ
ANADOLU HALKININ KÖK BİLGİLERİ.
LUWİ’LER: kullandıkları yazı hiyeroglif yazısının
(kısaca H H yazısı denir.) gerçekte Luwi yazısı olduğu ve Luwi dilinde
yazıldığı doğrulanmış.
Anadolu’da
karşılaşılan ilk çağ kent ve yer adları ya Luwi’lerden( MÖ.3.bin ve 2.bin
yılında) yada, onların dilinden
etkilenmiş, daha sonraki(mö.1.bin yıl) güney ve güneybatı Anadolu halklarının
Lykia’lılar,Karia’lılar, Lydia’lılar,Mysia’lılar,Kappadokya’lılar,
Lykaonia’lılar,Kilikya’lılar )
kullandıkları nd/nth sesindeki
bulunan sözcükler Luwi dilin den gelmedir.
Luwi halkı
Anadolu’nun t am ortasından bir yatay
bir dikey çizgiyle dörde bölündüğünü düşünür. Şeklinde Güney batı
parçanın tümünde, ayrıca diğer parçaların ona yakın bölümlerinde yaşıyordu.
Kayseri yöresindeki Kültepe Höyüğünde bulunan Kaneş kentinde bile Luwi’ler, ya
çoğunluk yada Hitit’lerden sonra en önemli milli kesimdiler, dilleri
Hind-Avrupa dillerden.
Anadolu Luwi soyunun ve dilinin yayılma alanı.
Kuzey-batı ve Akdeniz kıyılarından Doğu ve Kuzeydoğu Akdeniz kıyılarına,
Çanakkale Boğazı girişinden Doğu ve Kuzey Karadeniz kıyılarına kadar pek çok
geniş alana göçlerle yayıldığı, oralarda bazı kıyı bölgelerini
Hellenleştirdiği, yine bazılarınıda yer
yer Hellenleşmiş odaklarla doldurduğu gibi, MÖ. 3 ve 2.bin yıllarda Ege Denizi
çevresi halklarının en önemlisi olan Luwi’lerde, batıda İtalya’dan Doğuda
Hindistan’a Güneyde Kıbrıs ve Filistin dolaylarından Kuzeyde Kırım Yarımadasına
kadar uzanan bölgede çeşitli yörelere yayılmıştır.
HATTİ’LER:
Anadolu yarımadası, komşu halklarca bile,Hatti diye anılıyordu. Hitit başkenti
Hattuşa adı, Hatti dilindendir.
HİTİT
ADININ KÖKENİ: Tevrat’ın İbranice
dilinde aslında “ht” halkı diye geçer.HT ile gösterilen, gerçekte Hatti adının
İbraniceleşmiş biçimi olan sözcük idi. İbranicenin yazısında sesli harf
bulunmadığından yalnız “ht” harfleri kullanılmış. Asur belgelerinde (tablet) bu
halk ve ülkesi, Heta diye anılır. Kendi
yurtlarında bir önceki sahiplerinin verdiği adı kullanarak. Hatti diyor.
Kendiside Hatti insanı diye adlandırıyordu. Tevratı Almancaya çeviren Martin
Luther, ht ile gösterilmiş sözcüğü, Hethit’ler diye; İngilizce ve Fransızcaya
çevirenlerde, Hitit ler diye adlandırmışlar. Bazende Het’ler, Het oğulları diye
anılıyor.
LYKİA
HALKININ KÖKENİ: Girit’ten gelmelerdir. Lykia adının anlamı: Teke yarımadası
diye andığımız Fethiye Körfezi Antalya Körfezi arasında bir U harfi biçimiyle
Akdeniz’e uzanmış Anadolu parçasdır.
LYKAONİA
HALKININ KÖKENİ :MÖ. 1.bin yıl Anadolu halkı Lykaonia’lılar. MÖ.2.bin yılında
tarihçi Xenofan; Konya-Karaman, Ulukışla yolunun izlediği yerlerden geçerek,
Konya’nın 160 km ilerisinde vardıkları bir yörenin, yani Karaman’ın 50 km kadar
doğu ve kuzeydoğusuna düşen konaklama yeri. III.Hattuşili’nin Konya ovası
güneyinde kurduğu Tarhundaşşa tampon devletinin başına getirdiği Kurunta’dan
sonra yerine geçen Ulmi-Teşup’la yapılan andlaşmada buralara Lukka ülkesi diye
anılıyor. Lykaonia halkının kökeni mö.2.binli yıllarda buranın halkı Luwi’ler
idi. Sonradan mö.1.bin de Hitit’ler geldi.---------------------------------------------------------------------------------------------------------------
HELLEN
BOYLARI
•
AİOLOSLAR(yerleri İzmir-Edremit arası kıyı bölgesiyle Midilli adasında
yerleşmişler.
•
ION’LAR:(İon ağzıyla konuşan Hellenlere İon’lar denir. Bölgeleri
Yunanistan’da Attika’nın(üzerinde Atina’nın bulunduğu yarımada), Ege Denizinin
orta ve Kuzzey bölümündeki adalarda, yani yukarı İzmir Körfeziyle Büyük
Menderes ağzı arasında kalan kıyı bölgesinde oturuyorlardı.
•
DOR’LAR, yani Dor ağzıyla konuşan Helenler, Yunanistan’da
Peloponnesos/Mora’nın doğu ve güney bölgesi Ege Denizinin güneyindeki adalarda,
Girit’te ve Anadolu’nun ilkçağda Karia denen yöre kıyılarında, Bodrum
(Halikarnas) da,Datça(Knidos) adlı Datça yarımadasının ucuna taşınmış.
•
PAMFİLYA HELLENLERİ: Anadolu’da ilk çağın son bin yılında (her obadan
olanların yurdu) diye anılan yöre. Bugünki Antalya Körfezinin Kuzey ucunu
çevreleyen ova adını DOR boyunun her
obadan olanlar diye anılan özellikle Demeter’e tapan obasından almış değiller.
Pamfilya Hellenlerinden Side’liler, Helen dili ile yörenin Anadolu halkının
(Luwi dilinden gelme) yerli dilinin kırması bir dil konuşmakta idiler.
•
LELEG’LER :Yunanistan’ın doğu kenti Sparta’nın, Hellenlerden önceki
halkı,Leleg lerdi ve üstelik,Hellen mitologların tanıdığı ilk Sparta kralı
Lelex(yani Leleg) adını taşıyor.
Hellen halkının oluşmasına, Yunanistan'a ve Ege
Denizi adalarına yerleşmiş Leleg /Karia kökenli halkın katkısı.
•
PELASGOS’LAR: Hellenlerin, en çokda Ion’ların, özellikle
Atina’lıları soyu, geniş ölçüde,
Pelasgos’lara dayanıyordu ve bunu Hellenlerde biliyordu. Herodot’a göre
Yunanistan’daki Pelasgosların yurtlarından hiç ayrılmadıkları
söyleniyor.Sonuçta Anadolu kökenliler.
ARMANİYA’lılar:
Urartululardan sonra doğu Anadolu'da yüzyıllar
boyunca, anmaya değer bir yerli kültüre rastlanmaz. Ancak Hellen çağında Ermeni
halkı kendi devletini kurmuş. Hellenler Armenios’lar diye tanıdığı Ermenileri
Herodotos MÖ.5.yüzyıl olaylarını anlatırken, doğu Anadolu’nun İran bağımlısı
halkı olarak anıyor. Bunların Frigyalılardan oraya göçmüş bir bey olduğunu
söylüyor. Fırat ırmağı batı sınırları idi. Cizre-Siirt-Bitlis-Muş-Malazgirt
yolunu izleyen Ksenefon’da Ermeni halkıyla daha güneydeki Kardukh halkı
arasında sınırın, Bitlis dağları olduğu bugün biliniyor ki, Friglerin bir kolu
olan ön Ermeniler, önce Kappadokya’ya yerleşmişken, gerek kendilerine hısım
Trakia kökenli yaban sürülerinin gerek Kimmerlerin toplu saldırıları nedeniyle
Fırat'ın doğusuna çekilmek zorunda kalmış, oradaki Khalyb ‘lerle
Mossoynoikos’ları sürüp Karadeniz kıyılarına göçmek zorunda bırakmışlar.Daha
Herodot çağında (MÖ.5.yy) bile Fırat'ın doğusunu yurt edinmiş Ermeniler, bu ön
Ermenilerle aynı yöredeki daha eski halkların karışımıyla oluşmuş bir halk
niteliğindeydi. Karışımın yerli ögeleri, Hurriler gibi güneydoğu Anadolu
halkları; Anadolu’nun kuzeydoğusundaki Kafkas kökenli halklar ve diğer bazı
gelip geçici halklar (örneğin, mö.700 dolaylarında buralara uzanan Kimmerler,
zaman zaman bu yöreye akın düzenleyen Skyt’ler Van yöresinin eski halkı
Urartu’lar; Bitlis'in güneydoğusundaki dağlık yörede yaşıyan Kardukh halkı idi.
Ermeniler, kendilerine Hay derler.
URARTULAR: Asur belgel(tablet)lerinde Urartu
yurdunun ve halkının adıdır. Uruatru biçiminde geçmeğe başlıyor. Urartu halkı
diliyle,Hurri dilinin arasında yakın akrabalık var. Bu iki dil Asya dilinden ve
doğu Anadoluda daha sonra komşular,
Hind-Avrupa dilleri topluluğu içindeki Ermeni diline, Kürt dili Kürt diline hısım değildi. Urartular
Asur çivi yazısı kullanırlardı. Urartular kentleşmiş halk idi.
KARDUKH’LAR: Bugünkü Cizre ile Bitlis arasındaki
dağlık yöre Kardukların yurduydu. Ksenefon MÖ.401 yılında Kardukh yurdunda tek
bir kent yok.Halk köylerde otururdu. Çok ilkel halk idi. diyen Tarihçi
Ksenefon'dur.
Burada Kürt adının kökeni, eski Luwi yurtları kapsamında
bir çok kez karşılaştığımız. Gord- yada Gort kökünden türeme adlarla
bağlantılıdır. Gord dere, yada ırmak olabilir. Gordios, Luwi dilindendir. Kay:
Türkiye Halkınn İlk Çağ Tarihi.
B.UMA-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
TARİHİ
ETİMOLOJİK TÜRKİYE TÜRKÇESİ
Andreas Tietze
Faça (argo) yüz çehre ( Yunanca: Fatsa)
Fahreddin Kerim: argo) “küçük boy rakı şişesi”
kısa boylu psikiyatri hekimi.
Faka:yoksulluk.
Farfara: geveze
Fasid: kötü,uğursuz.
Fasıl: ayrılış.
Fatalist: kadere inanan.
Fenike: eski çağda Suriye’de bir devlet.
Ferfene: ortaklaşa yapılan yemekli içkili
toplantı.( Ilgın Mecidiye köyünde içkisizdi.)
Feriştah: bir işi en iyi yapan kimse.
Fetir: mayasız yufka ekmeği.
Fezleke: özet.
Fışkı: gübre.
Fingirdek: oynak, kırıtkan.
Firavn: Mısır hükümdarı. Kur’an’da geçer.
Firuze: mavi renkli kıymetli taş.
Fistan:
kadın etekliği
Fitre: Ramazan ayı verilen sadaka.
Fos: yanlış.
Fotin: bir cins kapalı kadın ayakkabısı.
Friz: mimarlık terimi duvarda sağdan sola uzanan
çerçeveli sahada resim veya kabartmalar.
İlvan: gösteriş,çalım,kibir.
İmbat: denizden karaya doğru esen rüzgar.
İmdi: şimdi.
İn: mağara.
İpleme: hesaba katmama.
İraz: yüz çevirme.
İrem: cennetle ilgili güzel bahçe.
İskemle:
sandalye.
Gacı: çingene kadın, Müslüman olmayan hacı.
Gaco/goca: kadın, kahpe.
Gala: resmi elbiseyle gidilen açılış töreni.
Galata: Cenevizlilerin İstanbul’danHaliç ile
ayrılan kolonisi.
Gavur: kafir. Farsçada, Gebr(ateş perest).
Gazal: ceylan,ahu.
Geber yatlık/yat geberik: yatsı yemeği.
Gebeş: hamile kimse, kısa boylu şişman, aptal.
Gebre: at tımarında kullanılan kıl eldiven.
Gem: atın ağzına takılan demir çubuk.
Gilar: kiler, kışlık kuru gıda saklama odası.
Gökçek: güzel,şirin.
Gügüm: bakır su kabı.
Güllab: gül suyu.
Habeşi:çok esmer.
Haham: Yahudi din adamı.
Halayık: mahluk, insan,halk,evde hizmet eden
yaşlı kadın köle.
Halaskar: kurtarıcı.
Halet: manzara, durum.
Hallaç: kıtık pamuğu ve yünü yayla kabartan
gezgin esnaf.
Hamayli: kola bağlanan muska, nişan.
Hande: gülüş, kahkaha.
Hanay/haney: iki veya çok katlı ev.
Hanedan 1: asıl,soy, aile.
Hanedar 2: hükümdarın mensup olduğu aile.
Hanekah: derviş tekkesi.
Hanende: şarkıcı, şarkı okuyan.
Hanzo: taşralı.
Haraç: bir çeşit vergi.
Harami: yol kesen hırsız.
Harım: sbze yada meyva bahçesi; tarla ve bahçe
etrafındaki çit.
Hasır: sazdan örülmüş yer örtüsü.
Hatun :kadın
Havra: sinagog, çok gürültülü yer.
Haymana. Göçebe yörük.
Haymana 1: tembel,yaramaz.
Hayta: güçlü kuvvetli ve iri yarı serseri.
Hedik: haşlanmış buğday.
Hedik 2. Ayağa giyilen kar ayakkabısı.
Heğri/heyri: Rumeli şivesiyle dikkat çekici alay
edilen özelliklerden.
Hergele: at veya eşeksürüsü.
Hergele 2: Terbiyesiz.
Herif: koca ,eş.
Herze: boşlaf.
Hipokrat. Mö.4.yy da ölen Yunanlı Doktor.
Hodul: kibir,kendini beğenen.
Horanta: evhalkı,aile.
Horyat/hoyrat: köylü,kasabalı, yontulmamış.
Ilgın/Ilgun: bir tür söğüt ağacı.
Iskata: dışkı.
İbran: Yahudi.
İfrit: çok kuvvetli cin.
İkircikli: kararsız,işkilli.
İkona: Ortodoks diniresmi.
İlegen:bir su kabı.