6 Temmuz 2012 Cuma

HATTİ ve HİTİT ÜZERİNE DENEMELER


Hititler bir Avrasya kavmidir. MÖ.2000 de Hatti ülkesine göç ettikleri düşünülüyor.
Bu göçün Kafkaslar üzerinden yapıldığı tahmin ediliyor. Hitit dilinin Hind/Avrupa kökenli olması göç kavramlarının hepsini kabul edilebilir kılıyor.
Hititlerin bu göçten sonra ilk yerleştikleri yerin Suriye’ye yakın bir yer olduğu, hatta Kuşşara’nın burası olduğu iddiasıda mevcut. Hititlerin ilk büyük göçlerinden sonra yerleştiklerini varsaydığını Güneydoğu Anadolu(Yunancada doğu demek) ve  Suriye’den yola çıkarak Kızılırmak yayına doğru geldiklerini ele aldım. Hitit imparatorluğunun büyük kralı olan II.Murşili veba hastalığından öldü.
Kadeş savaşının kesinlikle Mısır zaferiyle sonuçlanmadığı kabul ediliyor. Mısır tapınaklarında , mezarlarında  ve saraylarında yazı ve resimlere karşılık savaşı Hititlerin kazandığını gösteren bazı kanıtlar var.
Kısaca ilk kanatim Amurru prensi Bentaşina’nın Mısır’a bağladığı Amurru ülkesinin savaştan hemen sonra yeniden Hititlere bağlı hale getirilmesidir. Hititler savaşı kaybetseydi Amurru ülkesi eski konumuna dönüp yeniden Hititlere bağlı hale gelemezdi.
İkinci kanaatim savaştan yaklaşık 15 yıl sonra Hitit kralı  III.Hattuşili ile II.Ramses arasında imzalanan Kadeş andlaşması sonrasında  Hattuşili’nin büyük kızını Ramses’e çok büyük törenlerle gelin vermesidir. Hititli kızın Mısır’da kraliçe konumuna gelmesi savaştan kazançlı çıkanların Hititler olduğu kanaatidir.

Her ikiside bu savaştan kesin bir galibiyet elde edemese de savaştan sonra Hititlerin, Mısırlılara karşı çok daha avantajlı bir konuma geçmiş olması savaşta Hititlerin üstün geldiğini ortaya koymaktadır. Dolaylı şekilde Mısır kaynaklarına dayanarak aksini anlatan öyküler yada yorumlar doğru görünmemektedir.
HİTİTLİLERLE OSMANLILAR ARASINDA BENZERLİKLER:
Anadolu’yu yurt edinerek, aşağı yukarı 3000 yıl arayla büyük imparatorluk kurmuş olan Hititlerle Osmanlılar arasında ilk bakışta fark edilebilen bazı benzerlikler var. Bu benzerlikler  aynı topraklarda tarihi sırayla yaşamış olan medeniyetlerin birbirine devrettiği mirasın  yalnızca bilinen yönlerini ortaya koyuyor.
Hititlilerin de Osmanlıların da ele geçirdikleri toprakların yönetimini bir çeşit özerk konumda tutmaya özen göstermiş olmaları ortak bir yöndür.
Aslında ele geçirilen yerlerin yerel sorunlarıyla uğraşmak yerine oraları uzaktan, haraç alarak yönetmek gibi bir kolaycı yöntemdir.
Hititlilerde ki taht kavgası, Osmanlıda ki taht kavgasına çok benziyor. Hititlerde kanlı yada kansız olarak tahttan indirilmiş bir çok kral var. Aynı olay Osmanlı padişahları içinde söz konusu. Bu iktidar kavgasının bir çeşit gelenek gelenek oluşturduğunu söylemek mümkün.
Hititler tahta geçişi Telipunu Fermanıyla babadan oğula geçme sistematiğine bağladıkları halde Osmanlıda böyle bir kural(usul) olmamıştır.
Hititler ve Osmanlılar büyük ordulara sahip olmuşlardır.
 Bunun birinci sebebi  Anadolu coğrafyasının getirdiği savunma gerçeğidir.
İkinci sebebi ise her imparatorluğun da ele geçirilen topraklardan alınan haraçlar üzerine kurulu olmasıdır. O nedenle hem yurdunu koruyacaksın hem de yeni topraklar elde edeceksen o halde büyük ordu gereklidir.
Hitit ekonomisi büyük ölçüde yeni ülkeler ele geçirmeğe bağlı olarak güçlenmiş.
Benzer bir gelişmede Osmanlı imparatorluğu için geçerli. Sonuç her iki imparatorluk içinde bu imkan daralınca kendi kabuğuna çekilme dönemi başlayınca yıkılma kaçınılmaz hale gelmiştir.
Hititler, savaşa giden krala asker verirlerdi. Savaş bittikten sonra  bu erkek çocukların sağ kalanları yine kendi işlerine dönerlerdi.
Osmanlıdaki tımar, has ve zeamet olarak dağıtılan toprakların sahipleride  savaşa giden padişaha asker yetiştirmek ve orduya asker vermekle yükümlüydüler. Savaş bitince bu askerler orduda tutulmaz eski yerlerine iade edilirlerdi.
Hititler, deniz kavimlerinin Hatti ülkesini işgaliyle yıkılmışlardır.

HİTİT MİMARİSİ ve YAPI MALZEMELERİ :
Hattuşa ülkesinin, aşağı kent bölümünde en eski binaların çoğunluğu avlulu olan evlerdi. Bu evler alt ve orta tabakadan  Hititlere  aitti. Sonraları halk arasında ticaret ve savaşlar nedeniyle zenginleşenler çıkmaya başlayınca ve ardından üstü kapalı sofalı evlerde bu dönemde yaygınlaşmaya başladı.
Evlerin duvarları, tahta çerçevelerle desteklenmiş kerpiç tuğlalarla örülüyordu. Zaman içinde kentin surları dışında da evler yapılmaya başlandı.
Evlerin damları düzdü. Tahta ayaklar üzerinde duruyordu. Evler çok odalıydı. İçlerinde ocaklar ve banyo küvetleri olanlar vardı. O dönemlerde erzak depolama, depoları vardı. Birde sıvı olan yağ ve içecekler içinde büyük küpler vardı.
Hitit tapınağının damıda düzdü. Ahşap kolonlar (ağaç direk) üzerinde yükselen çatı,  toprak ve saman karışımı çamurla sıvalıydı. Büyük tapınağın girişinde  büyük taş bloklar üzerine çakılmış delikler üzerinde dönen büyük tahta kapılar vardı.
Hitit kralı Hantili zamanında surlar tamir edildi. Hattuşa, büyük bir kale kentti ve 30 bin nüfus yaşıyordu.
Hititlerin egemen olduğu bölgede pek çok dil bir arada konuşuluyordu.Başlıcaları Hattice,Hititce,Hurrice ve Luviceydi.
Hititler asker bir kavimdi. Toprakta mülkiyet krala aitti.
Kölelik Hititlerin, Hatti ülkesine egemen oldukları dönem kölelik doruk noktaya çıktı. O zamanın bilinen dünyasının her yanında kölelik son derece yaygındı.
Mısır’da kölelerin hemen hemen hiçbir hakkı yoktu. YAHUDİLER kavim olarak Mısırda köleydiler. Tapınakların sarayların hatta kentlerin inşasında hep köle emeği kullanılıyordu.Yahudiler, kendilerine yeterince hak vermeyen Mısırlılara isyan ettiler sonunda. Ve II.Ramses döneminde ,Hz. Musa’nın önderliğinde  Mısır’ı terk edip vaad edilmiş toprakları aramaya gittiler.
Hatti ülkesinde böyle bir şey olmadı. Çünkü Hititlerde kölelerinde bir takım haklarıvardı. Örneğin özgür insanlara benzer yargılamadan yararlanma hakkına sahipti. Sınırlıda olsa mülk edinme hakları vardı.
Hitit hukuku düzeni o zamanın bilinen dünyanın en gelişmiş hukuk düzeniydi. Hitit yasalarının bir özelliğide gelişmeleri izleyerek değiştirilmesiydi.
Mesela Başlangıçta kentlerde  yaşlılar meclisi vardı. Zaman içinde soylular meclisi biçimini alarak Pankuya dönüştü.” Panku: hepsi, hep birlikte demek dahada demokratlık.”
Hititlerin tanrıları sayılamayacak kadar çoktu. O nedenle Hattuşa “bin tanrılı kent” Hitit ülkesinde “ Bin tanrılı ülke” adıyle anılıyordu.
Önemli kentleri Hattuşa’dan başka Neşa, Nerik, Arinna, Şapinuva, Kargamış, Emar önemli kentlerdir.
Hitit ekonomisi, tarım, ticaret ve zanaattır. Arpa, buğday, tahıllar, elma, nar, üzüm gibi meyvalar.
Hayvan olarak koyun, dana, at, katır,öküz, domuz.
Demiri eritmeyi biliyorlardı. Hititler altın, gümüş, bakır gibi madenleri işliyorlardı ve takı imalatından tutta  “para çubuklara” kadar yayılan alanda kullanılıyordu.
Hattuşa; Hattile, Hititler,Frigler ve Bzans’a ev sahipliği yaptığı için bütün uygarlıkların izini taşıyor.
İki önemli Hitit kalıntısı Yazılıkaya ile Alaca höyük birde Anadolu medeniyetleri müzesini gezip iyi gözlemek gerekir. Hititlerin en büyük ideali Hattuşa’ya yerleşmekti. Ama orası Hititlere aitti. Daha öncede Hatti ülkesine doğru göç eden Hititler çeşitli bölgelere yerleşmiş. Hattilerle kaynaşmış. Göçe başladıklarında 3 bin kişiydiler. İyi at yetiştiricilerdi. Esas göç nedeni yıllarca süren kuraklıktı. Sonunda Kuşşara’ya yerleştiler. Hızlı atlı arabaları vardı. Hatti arabaları iki yekpare tahtadan yapılı tekerlek üzerine oturuyor ve öküzlerce çekiliyor.
Hitit nüfusu Hatti ülkesinde hızlıca artıyordu. Aslında Hattuşalıları saymazsak kim Hititli, kim Hattili idi ,o bile birbirine karışmıştı. Birbirlerine kız verip, kız almışlar, akraba olmuşlar.
Hattuşa’dan başka Neşa,Zalpuvas, Ankuwa, Ullama,Harkimaş ve Şalatıvasa en büyük Hatti kentleriydi. Kuzeyde Karadeniz kıyılarında Palalar ve Kaşkalar yaşıyordu.Batıda Arzavalılar, Güneyde ise Tabal, Kizzuvatna, Hilakku, Hattuşa krallıkları vardı.
Güneydoğuda yani onlarında bir zamanlar yaşadığı yerlerde Hurriler egemendi.
Hurriler at yetiştiricisi ve arabaya koşmayı en iyi onlar biliyordu. Hurrilerin sınır komşusu Assur krallığıydı bunlarda savaşçı kavimdi. Ticarettede oldukça ileri gitmişlerdi. Sonunda Hattilerin ülkelerine göçmen gelen Hititler en sonunda Kuşşara’yı ele geçirdiler. Hitit kralı Anitta, Hattuşa2yıda ele geçirdi. Böylece Asur ticaret sömürüsüde sona erdi.
Hitit devletinin gerçek kurucusu Labarna’dır. Soylular meclisinde (Panku) kral Hattuşili’nin , Murşiliye mesajı “ben öldüğümde cesedimi yıka göğsüme bastır ve öylece toprağa ver. Burada Hititlerin cenazelerini toprağa verdiği ortaya çıkıyor. Büyük kral Labarna’dan sonra Hattuşili kral oldu. Düşman ülkelerini ele geçirip onları denize kadar sürdü. Halpa’yı aldı sonra Babil’i yıktı.
Hatti ülkesinin büyük kralı Şuppilulima  Kargamış ve Halpa kentlerini ele geçirdi. Şuppilulima, Hattuşa’dan  Kargamışa dönerken e iyi taş ve kaya ustaları, mimarları getirmişti.
Mısır Fravunu Tutenkamon öldü.III.Arnuvanda büyük kraldı. MÖ. 14. YY.da Hitit tahtına geçti. Krallık yıllarında  Kaşkalar, Hitit imparatorluğu kentlerinden Hurşima, Nerik, Kastama, Serisa, Hura, Dankusa,Tarugga ve Patalya gibi ülkelerdeki bütün tapınakları yıktılar. Tanrıların heykellerini çaldılar, kırdılar. Size hizmette görevli rahipleri köle yaptılar. Bir taraftan Kaşkaların saldırıları devam ediyordu. Sonunda III.Arnuvanda veba hastalığından öldü ve ölüsü yakıldı. Ölünün ruhu için “alkollü içki” içildi. Birde ölünün ruhu için bir öküz ve birde koyun kurban edildi. Hititler ruhtan haberdarlar”
Kadeş savaşı Hitit imparatorluk  dönemi kral Şuppilulimaydı. Mısır Fıravunuda II.Ramses di.Şuppilulima’nın siyasi projesi. Eğer Kadeş elimizden giderse düşman Hatti ülkesinin içine sokulabilir ülkeyi  korumak için ileri karakol Kadeş’ti. Hitit ordusu 30 bin askerdi. Bu ordu III.Hattuşilinin komutasında Ramses’in RA tümenini darmadağın etti. Mısır ordusu atlarını arabalarını, kılıçlarını bırakarak geri çekiliyordu.
Hitit ordusu pek çok ülkeden derlenip toplanmış asker olduğu için disiplini çok güçlü değildi. Onun için savaştan kopup daha çok yağmaya başladılar. Hitit ordusu Kadeşi aldı ve geri Hattuşa’ya döndü.
Kadeş andlaşması tabletlerinin bir kopyası Mısırda tapınaklara yazıldı. Bir kopyasıda Hattuşa’da korundu.
Hattuşa’nın 2km. kuzeydoğusunda yer alan Yazılıkaya tapınağına “Kapıdan girilince avlunun duvarları yekpare kayaydı. Kaya üzerine atmışüç Hitit tanrı ve tanrıçanın resimleri oyularak işlenmişti.Kay: Mahfi Eğilmez.