14 Haziran 2009 Pazar

ESKİ MISIR DİNİNDE BAZI HAYVANLARDA KUTSALDI

Örneğin kediler, kimi tanrıların biçiminde olduğu düşünülür ve resimleri, heykelleri o şekilde yapılırdı. Aslan vücudu üstünde insan başı taşıyan bir tanrıları vardı. Adına “SFENKS ” denir ve çok güçlü olduğuna inanılırdı.

Örneğin: D ev bir sfenks heykeli piramitlerin önünde dururdu. Bu tanrı heykeli 5 bin yıldan fazla bir za mandan beri Fıravunların mezarlarını beklemekteydi.

Eski Mısır dininin en dikkate değer yanı; İnançlarına göre bir insan ölünce Ruhu vücudunu terk ederdi, ama RUH, vücudu herhangi bir zaman gene kullanabilirdi. Bu sebeple Mısırlılar için ölen be denin toprak olup ortadan kaybolması ruha karşı işlenmiş büyük suç sayılırdı. Dolayısıyla ölenlerin cesetleri saklanırdı. Ceset çeşitli mehlem ve bitki sularıyla ovulur ve uzun kesimli ş şeritler haline getirilen bezlere sarılırdı. Böylece iyi korunan cesetler hiç bozulmadan binlerce yıl kalıyorlar. Bu şekilde korunan cesetlere mumya deniliyor. Bu mumyalı cese tler ilk önce tahta tabutun içine konulurdu. Tahta tabut ise taş tabutun içine yerleştirilir. T aş tabut toprağa gömülmez, kayaları içine oyulmuş mezarlara konulurdu.

Bu taş mezarla r, vücudunu ziyaret etmek isteyen ruh geldiği vakit ihtiyaçlarını karşılayacak bir biçimde yap ılmışlardı. Bu nedenle mezar odalarına yiyecekler, mobilyalar, giyecek eşyaları ve resim ler konurdu. Özellikle ölenin bir resmide mezarın içinde bulunurdu. Amaç ruh gelince kendi cesedini bulsun.

HİYEROGLİF (Kutsal İşaretler)

Bu güzel, karmaşık resimlerin yanında başka çizimlerde var. Daha küçük resmedilmiş baykuşlar, flamalar,çiçekler,çadırlar,böcekler,kaplar ve bunlardan başka bir takım çentikli çizgiler, helezoni yan yana konulmuşlar. Bunlar resim değil, Mısırlıların yazısıdır. Bu yazıya hiyeroglif denir. Anlamı kutsal işaretlerdir.

Hiyeroglif yazının çözümü bundan 180 yıl önce( bu eserin önsözünü 1996 yılında eser sahibi yazmış. yaklaşık 1800 lü yıllar olabilir.) bir taş kitabenin bulunması ile mümkün olmuştur.

Kitabenin özelliği çift dille yazılmış olmasıdır. Bir yüzü Hiyeroglif yazı, diğer yüzüde Yunanca ile tekrarlanmış. Çözüm karşılaştırılarak çözülmüştür.

HAFTADA 7 GÜN VARDI:

İlk insanlar birbiri ardınca gelen günleri adlandırma ve sırasını filanda düşünmezlerdi. Sonunda hafta kavramını buldu. Bu hafta kavramı Mısır’da değil Fırat ve Dicle adlı ırmak arasındaki ülkede bulundu. Burada iki ırmak arasında ki memleket anlamına gelen Mezopotamya’da bulundu Bu ülke Afrika değil Asya’dır.Bu ırmaklar Basra körfezine dökülürdü.

TUĞLANIN KEŞFİ

İ.Ö. 3100 de killi balçığa şekil verip sonra pişirerek tuğla ismi verilen yapı malzemesini icad etti. Bu tuğla ile evler yaptılar. Arkasından resim yazısına hiç benzemeyen ÇİVİ yazısıda Mezopotamya’da bulundu.

Yazı yumuşak killi camur üzerine kolaylıkla yazılıyor, sonrada pişirilip tuğla tabletler oluşturuluyordu.

TEVRAT DİYORKİ:

Mısırlılar İsrail oğulların9 kendi hizmetlerinde tuğla ve çanak çömlek yapımı gibi işlerde acimasız biçimde çalıştırıp hayatı onlara zehir ettiler. Sonunda Hz.Musa onları Mısır’dan çöle doğru kaçırıp kurtardı. Bu mesele İ.Ö.1250 de oldu.

BİLGE ve ADALETLİ KRAL HZ.SÜLEYMAN İ.Ö.1000da egemenlik kurdu. Hz.Süleyman görkemli ve süslü tapınağı komşu ülkelerden gelen mimarlar yaptılar. Yahudiler değil.

Yahudi Tapınaklarında hiç resim heykel yoktu.Sadece tapınağın içine “ON EMRİN “yazıldığı yasa tableti konulmuştu.

Hz.Süleyman’ın egemenliğinden sonra Yahudi topluluğu bozuldu.Devlet, İsrail ve Yuda isim altında 2 ye ayrıldı. Ağır kanlı savaşlardan sonra bu iki devletten biri, İsrail 722 yılında Asurlularca fethedilip ortadan kaldırıldı. Arkasından Babil kralı Nabukad Nezar, Mısır’a savaşa giderken,İsrail’in içinden geçip İ.Ö.586 da Kudüsü yıktı. Yahudileri Babil’e tutsak olarak götürdü.

GİRİT: Mısır’a oldukça yakın olan bu adaya medeniyeti Mısırlılar getirdi.

GAVUR ÜNVANI:Osmanlıların Gayrı Müslümlere verdiği isimdir. Bu unvan aşağılama anlamında değil tanıtım anlamındadır. Örneğin İzmir, Osmanlı döneminde Hırıstiyanların ve Levantenlerin yoğun olduğu bölge idi. Halen Bu yeri geldikçe kullanılır.

ANTALYA KARAİN MAĞARASI:

İşte güney sahillerinin en gözde yeridir. Anadolu insanları İ.Ö.8 bin yıl önce tarla tarımına geçmişler ve çeşitli kentler kurmuşlar.

HATTİLER İ.Ö.2000 de Anadolu’nun Kızılırmak yayı içinde medeniyet kuran halktır.O tarihlerde kurdukları bağımsız kent devletleridir.. Gine yıllarda Asurlular güneydoğu ve Orta Anadoluya ticaret için sık sık geldiklerini öğreniyoruz.

HİTİTLER Hz.İsa’nın doğumundan 2 bin yıl önce Karadeniz yoluyla barışçı insanlar Anadolu’ya gelip Kızılırmak ve çevresine yerleştiler. Kısaca Orta Anadolu’daki yerli halk olan Hattilerle kaynaştılar. Aynı kaynaşan halk burada mö.1650de siyasal birlik kurdular.

ADALETİ Hititler kurdular. Devlette yasalar eşitlikçiydi. KADINlara büyük bir değer veriliyordu. Dinlerin her türlüsüne karşı çok hoşgörülü idiler.Bu halk kısa zamanda anadoluyu ardından Suriye’yi ele geçirdiler. Bu ahalinin başkentleri bugünkü ÇORUM Alacahöyük (Hattuşa) Beldesidir.

Hititler çok Tanrılı oldukları için gittikleri yerlerdeki halkla kaynaşmalarıda çok kolay oluyordu.

Hitit-Hatti halkı Güney Anadolu’da 500 yıl hüküm sürdüler yani Mezopotamya tarihine büyük katkıları oldu.

DAĞ HALKI PERSLER: Bugünkü İran’lıların ataları olabilir. MÖ.550-500 yıl yaşamış ilginç halktır. ASYA dağlarında doğası yani tabii huyu oldukça sert tabiatlıdır. Bu halk önce Asurluların sonrada Babillilerin egemenliği altında yaşamışlar. Cesur kralları Keyhüsrev Babili yıktı, ardındanda Adlarıda YABANİ insanlardı. Bu halk Mısır’ı fethetti.FRAVUNU yok etti. 3000 yıllık hanedanı sona ermiş oldu.

PERS KRALI DARA HARAÇÇI, Anadolu’nun Batı sahilinde İYON kentleri vardı. Halkı zengin ve ticaretçiydi. bu halktan DARA haraç istiyordu. İyonyalı ve Atinalılar birleşip haraççı Persleri yendi. Arkasından

YUNANİSTAN MÖ.5.YY da kuruldu.

MİNİK ÜLKEDE İKİ KÜÇÜK KENT: Yunanistan küçük bir yarımadadır. Birde çöl gibi öçkupkuru, yüksek dağlar ve taşlık içinde tarlalara sahip bir bölge idi. Halkı iyi beslenemiyor, Burada yaşıyan halk çeşitli etnik gruplara ayrılmıştı. Güneyde DORLAR, Kuzeyde İYONLAR ve EOLYA’lılar yaşardı. Bu insanların dilleri ve fiziki görünüşleri bakımından bir birlerinden pek farklı değillerdi. Sadece farklı LEHÇElerle konuşurlardı. Ve isterlerse birbirlerini anlayabilirlerdi.

Birde Yunanistan’da ortak bir kral yoktu. Onun için ayrı tek yönetim altında değildi. Her kent kendi başına bir dev let sayılırdı. En önemli ortaklıkları İNANÇ ve spordu onun için her dötr yılda bir araya gelip Olimpiyada spor yarışları yapıyorlardı. Bu halklar Yunanlılar, Dorlar, İyonlar, İspartalılar,

ve Atinalılardı. Birinciye son derece basit ZEYTİN DALINDAN yapılı taçı başına konurdu. bölgenin heykel ustalarıda yarışmayı kazananların heykellerini yaparlardı.

DORLAR İSPARTA yı MÖ.1100 de kurdular. Halkınıda tarlalarda köleleştirip çalıştırdılar.

SOYLU ATİNALI SOLON: Akıllı ve bilge dünyayı gezen kişidir. Atinalılar çok şey Solon dan öğrendiler. Ve sert yasaları değiştirip “SOLON ANAYASASI” nı yaptılar. Bu temel yasaya göre kentin yurttaşları ne yapılacağına kendileri karar vereceklerdi. Halk Pazar yerinde toplanır, yapacakları işleri oylama ile karar verip oylayacaklardı. Adı “Yunancada DEMOKRASİ” dir.

Yunancada kent, polis adı taşır. Kentle ilgili işlerede politika denilirdi. Ünlü yunan politikacısıda Perikles’dir.

BÜYÜK HALKIN BİLGE ADAMI:

Gerçi Çinliler, günümüzden 300 sene öncesine kadar saçlarını ördükleri biliniyor.

ÇİNCE’de 40 bin karekter(işaret) var, bazılarıda oldukça karışık ve çözümü de zor.

YENİ SAVAŞLARÇILAR VE SAVAŞLAR:

Çin Seddi 2000km den fazla olan bu görkemli yapı, sınıe suru olarak, mazgal ve kuleleri ile ovalardan vadilerden, dimdik dağlardan ve yüksek yerlerden hep aynı ölçüler ve uyum içinde tıpkı ırmak gibi akar gider. Bu akla durgunluk veren suru imparator Şİ HUANGDİ başlattı. Amacı Çinin sayıca çalışkan barışcıl kentli ve köylülerini bozkırın ateşli insanlarından korumaktı.( Orta Asya’nın sonsuz bozkırlarında savaşçı ve atlı birlikleri arada bir Çin e akan bu halklar Türklerin akrabaları idi. “HUN”adı verilen insanlar Türklerle birlikte Moğolların da ataları sayılır.

ÇİN DÜNYADA YÜZLERCE SOYLULAR,ASKERLER ve DİN ADAMLARI TARAFINDAN YÖNELTİLMEYEN BELKİ TEK ÜLKEDİR.ÇİN’i bilge ÖĞRETMENLER YÖNETTİ. Bir bilgenin soyu sopunun önemi yok. Kim gereken sınavları başarırsa memur olabilirdi. Hatta en yüksek devlet yönetimine getirilirdi. Bu sınav için binlerce işaretle yazma becerisine sahip olmak gerekirdi.

HAYIRLI HABER

Roma İmp. Avgustus İ.Ö.31 yılından, İ.S. 14 yıla kadar hüküm sürdü. Hz.İSA imp. Avgustus zamanında FİLİSTİN’de doğdu. O zamanlar Filistin kenti idi.

HZ.İSA’nın YASALARI’ndan

insanların zengin veya yoksul,soylu veya aşağı sınıfa ait, efendi veya köle, büyük bir düşünür veya küçük bir çocuk olmasının anlam ve önemi yoktu. “BÜTÜN İNSANLAR ALLAH’IN KULUDUR”.

Sonunda güya İsa (a.s) Yahudilerin kralı olmak istediği iftirasıyla hakkında dava açıldı. Romalı yönetici Pontius Pilatus’un emri ile isyancı diye ÇARMIĞA gerilerek idam edildi.

ETNİK kökeni açısından İSA(AS) Yahudi id. Bu nedenle çekemeyen Yahudiler iftirayı atmışlardı.

KATAKOMB( Yer altı mezar odası) İşte Hırıstiyanların ilk şehitlerinin adı azizler olrak anılır. Hırıstiyanlar bu mezarları HACI olmak için ziyaret ederler.Gizlice şehit mezarların çevresinde toplanırlar. Mezarlar kentin dışında, yollardan uzakta, toprak altındaki doğal mağaralarda gizlenmiştir.Bu mağaraların duvarlarında İNCİLİ anlatan resimler vardır. Birde bu yer altı katakomp(yer altı mezarlarında binlerce hırıstiyan gizlenerek yaşamıştır.

Örnek Kapadokya’da bu tür gizli kentler ÜRGÜP ve GÖREME’dir. (Konya merkezinde Sırçalı Medresenin yanında Yer altı hırıstiyan mezarı bulunmakta. Mezarın çevresi çok geniş birbirine geçişli odaları olan odaları var. Bu gizli yerleşim yerleri Roma’nın son dönemi ve Orta çağda olabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder