6 Ocak 2013 Pazar

MÜSLÜMAN HZ.İSA KİTABINDAN ÖZLÜ SÖZLER, İBRET VE ÖĞÜT VEREN HİKÂYELER

Genel islam inancı Hz. İsa’yı peygamber kabul eder. “Allah’ın kulu ve elçisidir.” Adem gibi babasız doğmuştur. O’na Meryem oğlu İsa adını melekler vermiştir.
Doğar doğmaz, beşikte iken konuşmuştur. Allah O’na , kitabı, Tevrat’ı ve İncil’i öğretmiştir.
İmam Gazalı, Hz.İsa için “O kalplerin peygamberidir der.
Pisagor’un Delf Tapınağı’nın kapısına “kendini bil!” sözünü yazdırması başka kültürlerde de tekrarlanmış. Konfüçyüs ve Hz. Muhammed’e de (sav ) isnad edilmiştir.Yine dünyanın “kocamış bir kadına benzetilmesi” Tevrat’la hadis kaynaklarında ve Hz. İsa’dan nakledilen sözlerde görülebilir.Hiç tereddütsüz Hz.İsa Mülümanlarında peygamberidir.
Cebrail, Hz. İsa ile karşılaştı ve ona şöyle dedi: Hz. İsa sordu Ey Cebrail, kıyamet vakti ne zaman gelecek? Cebrail kanatlarını çırpıp cevap verdi, “soru sorulanın, soru sorandan daha fazla bilgisi yoktur. O göklerde ve yerde ağırlaştı; O size apansız gelecek” yahut o dedi ki, onun zamanını Allah’tan başkası haber veremez. Zamanı gelince Allah haber verecek.
Hz.İsa havarilerine şöyle dedi: Mescitler yuvanız, evleriniz ise konaklayacağınız mekanlar olsun. Yabanı otlardan yiyin ve bu dünyadan huzur içinde ayrılın. “Ve saf su için”
En bilinen hadislerden birinde Hz.İsa’nın  Hz.Muhammed’e yakın peygamber olduğu söylenir.
Hz.İsa öge çekildiği gece havarilerine şöyle dedi: “Rızkınızı Allah’ın kitabını öğreterek kazanmayın.” Ve sonrasında da Hz. İsa göge yükseldi.
Hz.İsa’ya  havarıler şöyle dediler:  Ey Ruhullah, bize atamız Sam’ı,  yani Nuh’un oğlu Sam’ı göster, böylece imanımız artsın. Bunun üzerine Hz.İsa ona: Ey Sam kaç yıl yaşadın Sam? , 4 bin yıl  yaşadım diye cevap verdi. İkıbin yıl peygamberlik yaptım, sonra ikibin yıl daha yaşadım.
Hz.İsa, Dünya o zamanlar senin nazarında nasıldı? Sam: iki kapısı olan bir eve benziyor.Birinden girdim  ve ötekinden çıktım. İslam geleneğine göre Sam en uzun yaşıyan peygamberdir.
Hz.İsa şöyle buyurdu: “Yüce Allah’ın adını sık sık anın, O’na şükredin. İtaat edin ve O’nu tesbih edin.Ey Allah’ım günahlarımı bağışla, hayatımı düzene sok ve Ey Allah’ım beni kötülüklerden uzak tut demeniz kafidir.
Hz.İsa şöyle buyurdu: Allah’ın en çok sevdiği kimseler gariplerdir. O’na sordular. Garipler kimlerdir? Hz.İsa “Bu dünyayı sahih imanlarıyla terkedenlerdir. Onlar mahşer mahşer gününde İsa’nın yanında toplanacaklardır.
Hz. Muhammed’in çok bilinen Bu din garip gelmiş ve garip gidecektir.
Hz.İsa şöyle buyurdu: İnsanları kendi hallerine bırakın. Onlarınkusurlarını değil, kendi kusurlarınızı araştırın. Hz.İsa “Dünyayı tersine çevirdim ve üstüne oturdum. Ölecek hiçbir çocuğum, yıkılabilecek hiçbir evim yok” dedi O’na , kendine bir ev edinmeyecekmisin? Diye sordular. Hz.İsa; Bana selin geçtiği yerde bir ev inşa edin diye karşılık verdi.Ona “ Böyle bir ev ayakta durmaz dediler.
Hz.İsa şöyle derdi: Bu dünyayı sevmek bütün günahların kaynağıdır. Dünya’da edinilen zenginlik büyük bir hastalıktır. Hz. İsa, zengin insan gururlanmaktan, böbürlenmekten kendini alamaz. dedi zenginliğin artması insanı Allah’ı anmaktan alıkoyar.dedi
Hz.İsa şöyle buyurdu: Size doğrusunu söylerim ki, cennetin hiçbir katında zengin yoktur. Devenin bir iğnenin deliğinden geçmesi, bir zenginin cennete girmesinden daha kolaydır.
Hz.İsa şöyle dedi: Size kötülük yapanları bağışlayın, sizi vaktiyle ziyaret etmemiş olan hastaları ziyaret edin. Size kötü davrananlara iyi davranın. Ve “ size borçlarını geri ödemeyenlere yine borç verin.”
İsrailoğulları Hz.İsa’nın fakirliğini hor görüyorlardı. Hz.İsa onlara, sefil insanlar sizi yolunuzdan zenginlik saptırdı. Siz, hiç yoksulken Allah’a ihanet eden bir kimse gördünüz mü dedi.
Hz.İsa göğe yükseldiği gün, ardında bir yün elbiseden, bir sapandan ve bir çift pabuçtan başka bir şey bırakmamıştı. Hz. İsa ağaçların yapraklarını yer, kıldan yapılma gömlek giyer ve karanlık çöktüğünde nerede ise orada uyurdu.
Hz.İsa kendisine hakaret eden birkaç Yahudinin yanından geçiyordu. Onlar her seferinde Hz.İsa’ya kötü sözler söylüyorlar; Hz.İsa’da   onlara iyilikle karşılık veriyordu. Temiz kalpli Şemun Hz.İsa’ya şöyle dedi, Onlar her kötü söz söylediğinde sen onlara iyilikle mi karşılık vereceksin? Hz.İsa, “ Herkes kendinde  olandan harcar” dedi.
Hz.İsa bir hayat kadınının evinden çıkarken gördüler. Birisi ona, Ey Ruhullah, sen bu kadının evinde ne yapıyorsun? dedi. Hz.İsa, O, hekimin ziyaret ettiği bir hastadır”diye cevap verdi.
Hz.İsa’ya sordular “Senin amellerinden hangisi en hayırlısıdır. İsa (as), Beni ilgilendirmeyen şeyden uzak durmak.
İLGİNÇ: Allah  Hz.İsa’ya yeryüzünde ki krallıklara elçiler göndermesini söyledi. Hz.İsa havarilerini gönderdi. Yakın yere gönderilenler gitmeyi kabul etti. Ama uzağa gönderilenler gitmekte steksiz davrandılar ve şöyle dediler.”Bizi yanlarına gönderdiğin insanlar gibi konuşamayız.”
Hz.İsa  “Ey Allah’ım, havarilerime Senin bana emrettiğin şeyi yapmalarını emrettim ama onlar bana itaat etmediler” dedi. Allah Ona şunu vahyetti”. “Ben seni bu sıkıntıdan kurtaracağım”. Allah bundan sonra  her bir havariyi yanlarına gönderdikleri kimseler gibi konuşturdu.
Hz.İsa dedi ki: “ İnançlı bir insanın kalbi hem bu dünyanın hem de öteki dünyanın sevgisini taşıyamaz.Tek bir kabın hem ateşi hemde suyu taşıyamayacağı  gibi “ Filip’in  Gnostik İncilinde  Ruhla benliğin su ve ateşten olduğunu ileri sürmüştür.Bunu söylemekte fayda var.
Hz.İsa şöyle buyurdu: “Dünya var olduğunda ben içinde değildim. Dünya var olmaya devam edecek. Ve ben içinde olmayacağım. Sahip olduğum her şey şu anda yaşadığım günlerim. Eğer bu günlerde günah işlersem, şüphe sizki ben günahkar olurum.” Bu özlü sözde de hem Hz.İsa’nın ölümsüz olduğu inkar ediliyor, hemde onunda günahkar olabileceği öne sürülüyor. Böylece Hz.İsa’nın insanı vasıflarının altı çiziliyor.
Hz.İsa şöyle dedi: Dünyevi şeylerin peşinde koşan deniz suyunu içene benzer. Ne kadar çok içerse o kadar susar ve sonunda ölür.
Hz. İsa şöyle buyurdu: Ey kötü alimler, vay halinize arzular uğruna cenneti harcadınız, mahşer gününün dehşetini unuttunuz
Hz.İsa’ya, “Bize bir amel öğret ki Allah bizi çok sevsin dediler. Hz.İsa, Bu dünyadan nefret edin. Allah sizi sevecektir” dedi.                                                                                                                                                             Hz.İsa şöyle buyurdu: Allah kullarının bir zanaat öğrenerek  kendilerini geçindirebilmelerinden hoşlanır,Lakin dini öğrenerek bunu zanaata dönüştürmelerinden hoşlanmaz.
Hz.İsa, avlularında ve sokaklarında sakinlerinin ölü halde olduğu bir köyden geçiyordu. “Bu insanları ilahi gazap öldürdü.Eğer böyle olmasaydı, onlar birbirlerini gömerlerdi.”
“Ey Ruhullah, keşke onlara ne olduğunu öğretebilseydik dediler.”Hz.İsa, sonsuz güç ve her şeye kadr olan Allah’a sordu. Allah, Hz.İsa’ya karanlık çökünce onları çağırmasını, onlar icab ettiklerinde Hz.İsa’yı cevaplayacağını vahyetti. Karanlık çökünce İsa8as) yüksek bir yere çıkıp, Ey köylüler! diye seslendi. “Buyur ey Ruhullah” dedi, içlerinden biri. Hz.İsa: Nedir bu haliniz,neden bu hale geldiniz? diye sordu. Adam şöyle cevap verdi. “Biz huzur içinde uykuya yatmıştık ama uyandığımızda kendimizi cehennem çukurunda bulduk.”  “Nasıl oldu bu?”  “Bu dünyaya düşkünlüğümüz,günahkarlara uşaklık etmemiz yüzünden” Hz.İsa, Bu dünyaya düşkünlüğünüz nasıldı.? diye sordu. Adam, Bir çocuğun anasına düşkünlüğü gibi, o yaklaştığında mutlu oluyorduk, gittiğinde üzülüp onun için ağlıyorduk.”
Hz.İsa sordu, “neden öteki  köylüler bana cevap vermedi?” Çünkü onlar ateş zincirlerine vuruldu? sert, güçlü melekler başlarında bekliyordu.” Dedi, adam Hz.İsa’ya sordu, peki neden içlerinden sadece sen çıkıp da buna cevap verdin?  Adam: “çünkü ben onların yanındaydım ama onlardan biri değildim,felaket onları vurduğunda benide vurdu. Ben cehennemin kenarında asılı kaldım, oradan kaçacakmıyım, yoksa içine mi gömüleceğim bilemiyorum” dedi. Sonunda İsa havarilerine dedi: “Doğrusu öğütülmemiş tuzlu arpa ekmeği yemek, kıldan eşyaları giymek, gübre yığınlarının üzerinde uyumak,budünya da güven içinde yaşamak ve huzurlu olmak isteyen insan için yeterde artar bile”.
Hz.İsa şöyle dedi: “Siz değersiz olan dünya için çalıştınız, daha değerli  olan öteki dünyayı boş verdiniz; bülüm ölümler üzeriniz gelecek.”
   Hz.İsa şöyle dedi. “ çok yalan söyleyen güzelliğini yitirir,sürekli kavga eden şerefini yitirir; çok üzülenler hasta olur; şahsiyeti kötü olanlarda ancak kendilerine zulmederler.”
Bir domuz Hz.İsa’nın yanından geçiyordu. Hz.İsa; uğurlar olsun dedi, Domuz Ey Ruhullah, sen bunu bir domuza nasıl söyleyebiliyorsun? diye sordu. Hz.İsa, “Dilimi kötü söze alıştırmaktan sakınırım” diye mukabele etti.
Hz.İsa şöyle dedi: “Allah katında en büyük günahlardan biri Allah’ın bir kulunun Allah biliyor ki… demesi, fakat Allah’ın bildiğinin öyle olmamasıdır.”
Hz.İsa hiçbir eve yada  köye yerleşmeden sürekli seyahat ederdi: Eşyaları kaba  yada deve derisinden yapılmış bir ve iki eski gömlekten ibaretti. Elinde bir değnek taşırdı. Gece olunca, yatağı (zıbın) yeryüzü  yastığı bir taş ve yiyeceğide yerdeki otlar olurdu. Bazen günlerini ve gecelerini bir sşey yemeden geçirirdi. Sıkıntılı zamanlarda mutlu, rahatlık içinde olduğunda ise üzgün olurdu.
Hz.İsa, “Benden putlar yonttular, sonra da Allah’a değil onlara taptılar. Çünkü Allah’ı  “ Yakıtı insan ve taş olancehennem ateşinden sakının”  dediğini duydum.”
Hz.İsa kadına. Yemek yerken aç gözlülükten sakın . Çünkü miden tıka basa  dolduğunda  genişler, yüzü kırışır. Örneğin: Hz.Musa büyücülüğün çok geliştiği bir dönemde mucize yaratmada en üstün kişiyken Hz.Muhammd güzel konuşmada,  Hz.İsa’da şifaya kavuşturmada üstün kişiydi. Hz.İsa sarı benizli mavi gözlü insanların yaşadığı kasabadan geçiyordu. Bu insanlar hastalıklarından dolayı Hz.İsa’ya dert yanıp ağlaştılar. Hz. İsa onlara “çare sizdedir. Eti yıkamadan pişirip yiyorsunuz. Bu dünyada her şey kirlenir.” dedi. O günden sonra etleri  yıkadılar ve hastalıkları kayboldu.
Hz.İsa dünyaya, “Benden uzak dur, domuz derdi. Allah’ın hz.İsa’ya gönderdiği vahiylerden biride şöyledir: “Ey Ademoğlu, hayatının her gününde bu dünyaya henüz veda etmiş yada istekleri Allah katına yükseltilmiş kişiler gibi ağla. Bu dünyada edindiğin ve kullandığın her şeyin hesabı tutuluyor. Doğru yolda ol, çünkü hesap vermeye çağrılacaksın. Doğru yolda olana ne vaat ettiğini bilseydin,hemen ruhunu teslim ederdim.”
Hz.İsa’nın tuttuğu oru gibi oruç tutmak istiyorsanız; O, orucun her vakit tutar, arpadan başka bir şeyle yaşamazdı. Her zaman kaba kıldan giysliler giyer, gece olduğunda nerede ise oraya çöker.Şafak sökenedek ibadet ederdi. İki rekat namaz kılmadan bir yerden ayrılmazdı.
Hz.İsa havarileriyle karşılaştı, havariler gülmekteydiler. Hz.İsa “ içinde Allah korkusu olan gülmez dedi.” Havariler “ Ey Ruhullah, biz sadece şakalaşıyoruz”. dediler.
Hz.İsa “Aklı başında bir kimse şakada yapmaz”. dedi. NOT: Hasan  Basri’ninde gülmeye karşı olduğu söylenmiştir.
Hz.İsa buyurduki “Ey havariler, dünyayı sizin için yüzüstü yere yatırdım,sizi de dünyanın arkasına oturttum. Dünyaya hakim olmak için sadece iki grup sizinle yarışacak: Krallar ve İfritler. İfritleri yenmek için sabırla duadan güç alın. Kralları yenmek için ise onların dünyalarını onlara bırakın, onlarda öteki dünyayı size bırakacaklardır.”
Hz.İsa şöyle dedi: “ Her şeye kadir olan Allah, kendisine karşı günah işleyenlere büyük acılar vermeyecek olsada, Allah’a itaat etmemek doğru değildir.”. Yenik düşen herkesin öcü mahşerde alınacaktır.
Hz.İsa , İsrailoğullarına vaaz veriyordu. İsrailoğulları ağlamaya, elbiselerini yırtmaya başladılar.Hz. İsa,”giysileriniz ne günah işledi?  Onların yerine kalplerinize dönünde kalplerinizi paylayın”dedi.
Hz.İsa buyurdu ki: Erkeklerin ayağını kaydıran üç şey vardır:  Her şeye kadir olan Allah’ın nimetlerine şükürde kusur etmek, Allah’tan gayrı bir şeyden korkmak ve yaratılmış olanlara karşı (yanlış) umut beslemek. Hz.İsa bir adamın yanından geçiyordu. Adamın ızdırap çektiğini görünce ona merhamet duyup, “Ey  Allah’ım,yalvarırım onun acılarını  hafiflet dedi.” O vakit Allah ona şunu vahyetti. Onun ızdırabını hafifletmek için mahrum bırakarak nasıl rahatlatabilirim? “Bu ilginç kıssa (hikaye) ıstırap çekerken sabretmenin ruhu arındırmaya yaradığına işaret ediyor.
 Hz.İsa’ya yaşlılar niçin bu dünyaya gençlerden  daha fazla bağlı olurlar? Diye sordular. Hz.İsa şöyle cevap verdi. “çünkü yaşlılar bu dünyada gençlerin henüz tatmadıklarını tatmışlardır.” Kur’an’da dünya hayatına bağlılık duymak binlerce yıl yaşamayı ümit ettikleri söylenen putperest Arapların bir özelliğiydi.
Hz.İsa, “Ey Allah’ım, insanların en şereflisi kimdir? diye sordu. Allah yalnızken benim onunla olduğumu bilen,günahlarına şahit olmamı istemeyecek kadar bana saygı duyan kimse” diye cevap verdi.
Hz.İsa ashabına şöyle dedi: Suyun fazlası bitkiyi öldürdüğü gibi, yiyeceğin fazlası da ruhu öldürür.” Hz.İsa ashabına şöyle dedi.”kendinizi açlığa, susuzluğa terk edin, çıplak gezin,yorulun, o vakit kalpleriniz belki Yüce Allah’ı tanır.”
Hz.İsa bir gün Diriliş vadisi adında bir vadiden geçerken beyaz bir kafatasıyla karşılaştı: Kafatası 72 yıl önce bir insana ait kafatasına hayran kaldı. Hz.İsa dedi ki “Allah’ım izin ver kafatası dile gelip bana hangi kavimden olduğunu söylesin.” O anda Allah İsa’ya şunu vahyetti. “Ey İsa kafatasıyla konuş, o benim kudretimle cevap verecektir, çünkü kudretin her şeyin üstündedir.” Hz.İsa abdest alıp iki rekat namaz kıldı, sonra kafatasına yaklaşıp “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyle” dedi.Kafatası  dile geldi. “ Ey Ruhullah,isimlerin en güzelini söyledin.” dedi.  Hz.İsa kafatasına, sana her şeye kadir olan Allah’ın adıyla soruyorum; nereye gitti o güzellik ve paklığın, etin budun,kemiklerin,ruhun? diye sordu. Kafatası cevap verdi.. “Ey Ruhullah,güzelliğimi,ak paklığımı, toprak alıp götürdü. Etimi,budumu kurtlar yedi. Kemiklerim çürüdü. Ruhuma gelince, o şimdi cehennem  ateşinde acılar içinde kıvranıyor. “anında aklıma Yunus’un sözü geldi.( “Ölürse tenler ölür, canlar ölesi değil!”)
Örneğin Hz.İsa kafatasına soruyor. Azraili tarif et diyor. Azraili kafatası tarif etmeye başlıyor: Ey Ruhullah, Azrail’in bir eli batıda, bir eli  doğudaydı. Başı göğün en yüksek yerine varıyor. Bacakları ise yerin 7 kat dibine uzanıyordu. Yer, dizlerinin,  bütün varlıklarda gözlerinin arasındaydı” ve devam etti.(s.160-161)
Sonuç olarak Hz.İsa kafatasına, Ey kafatası, eğer arzu edersen Allah2ın izniyle, benden bir şey dile, dedi.  Kafatası ,                 Ey Ruhullah, Allah’a beni dünya hayatına döndürmesi için dua et, dedi. Hz.İsa, Allah’a etti, her şeye gücü yeten Allah kafatasına yeniden cevap verip. Hz.İsa’ya onu sapasağlam teslim etti. Kadın yeniden dirildikten sonra ebediyet, yani ölüm onu tekrar bulana dek 12yıl boyunca Hz.İsa ile birlikte Allah’a ibadet etti. O gerçek bir mümin olarak öldü.
Hz.İsa’nın kadını diriltmeden önce Allah’a ettiği dua Müslüman takvasında çok yaygındır. 72 sayısı hadislerde de sık  geçen sembolik bir saayıdır. Hz.İsa’nın Müslümanlar gibi abdest alması,namaz kılması, “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla” demesi şüphesiz onun bir Müslüman peygamber olması gerçeğiyle ilişkilidir.
Hz.İsa , “Allah’la çok insanlarla az sohbet edin” derdi. Allah’la nasıl sohbet ederiz? Hz.İsa, O’nunla sessiz bir yerde sohbet edin, ona sessiz bir yerde dua edin.
Hz.İsa 33 yaşında göğe yükseltilmişti, Muaz’da  33 yaşında öldü.
                Hz.İsa’ya, Neden evlenmiyorsun? diye sordular. İsa, çoğalmak sadece  ebedi mekanda olursa takdire şayandır. Kur’an’da,çok çocuğa,mala mülke sahip olmak övünme sebebi sayıldığı ve dünya hayatına çok fazla bağlılık olarak görüldüğü için kınanır.
Hz.İsa buyurdu ki: “uyuduğunuz gibi öleceksiniz ve uyandığınız gibi de yeniden dirileceksiniz”.
Hz .İsa  şöyle buyurdu: İnsanların sizin hakkınızda söyledikleri sözler yüzünden üzülmeyin. Eğer hakkınızda söylenenler yalansa, iyi amel işlemeden, iyi amel işlemiş sayılırsınız.
ÖNEMLİ  İslam düşünürlerinden Gazali de insanların zihniyetleri ve fıtratları bakımından birbirlernden çok farklı olduğunu kabul etmektedir.Dolayısıyla her türlü ilim her türlü insana öğretilmemelidir, herkesin ilim öğrenme seviyesi kendisi için en hayırlı olan düzeydedir. Başka türlü olsa karışıklık ve sapkınlık tehlikesi olabilrdi. GAZALİ’ye göre matematik gibi ilimler saptırıcıydı, çünkü matematikteki kesinliği öteki ilimlerden de bekleyenler mesela kelamda inançlarını kaybetme riskiyle karşılaşabilirlerdi.Özetle Gazali hz.leri zeka konusunda seçkinciydi.s.168
                Hz.İsa şöyle buyurdu “Bir insan, varacağı yer öteki dünya olduğu  halde, bile bile bu dünyadayol alırsa nasıl olurda ilim ehli denir?”
Hz.İsa: İlim sahib olupta öğrendiklerine uygun amel işlemeyen kimse gizlice zina yapan hamile kalan ve ayıbı her yere yayılan bir kadın gibidir. Bu yüzden Allah, öğrendiklerine uygun hareket etmeyen kimseyi Mahşer Gününde herkesin önünde kınayacaktır.                                                                     Hz.Meryem, Hz.İsa’yı ararken dokumacıların yanından geçti; Onlara yolu sordu, Hz.Meryem’e yanlış yolu gösterdiler. Meryem, “Ey Allah’ım Onları nimetlerinden mahrum bırak, Sefalet içinde ölsünler,onları insanların gözünde küçük düşür” dedi ve Meryem’in duası kabul oldu. 
Hırıstiyanlığın ilk dönemlerinde alt bazı metinlerde putların hz.İsa’nın doğumundan hemen sonra yıkıldığı anlatılır.
Hz.İsa şöyle dedi: Takvanın “onda dokuzu susmak, onda biride insanlardan kaçmaktır.”
Hz.İsa’nın şöyle dediği rivayet edilir. “Ey şerrin alimleri! Siz oruç tutarsınız, namaz kılarsınız,zekat verirsiniz, ama başkalarına yapın dediğiniz şeyleri kendiniz yapmazsınız, kendiniz yapmadığınız şeyleri vaaz edersiniz. Sizin fikirleriniz ne kadar ne kadarda kötü. Siz sözde, yalan yere , tövbe edersiniz, ama yine heveslerinize göre amel işlersiniz. Kalbiniz lekelendikten sonra cildinizi temiz tutmanız ne işe yarar?                                                                                                                                                                                                     Ey Bu Dünya’nın KÖLELERİ! Bir insan bu dünyaya şehvet duymaya devam ettikçe, dünya arzusu tatmin olmadıkça nasıl olurda öteki dünyaya ulaşır? Doğrusu ahıret hayatını mahvettiniz.
Hz.İsa buyurduki: Gösterişli giysi kibirli kalp demektir. Hz.İsa şöyle derdi: Dünya bir köprüdür. Köprüden geçin, ama onun üstünde oturmayın. “Ey Allah’ın Resulu, Allah’a iman edebileceğimiz bir yerde ev kurmamızı buyursun”.  Hz.İsa, gidin, suyun üstünde bir kurun dedi.Suyun üstüne nasıl olurda sağlam ev kurarsınız diye sordular? Hz.İsa şöyle cevap verdi: Dünya sevgisiyle kirlenmişse, imanınız nasıl sağlam kalabilir?
Hz.İsa şöyle derdi: Bedeninin acılara, hastalıklara kapılmasından ve malına mülküne  zarar gelmesinden memnun olmayan kimse arif değildir. Çünkü insan ancak bu yolla günahlarının cezasını çekebilir.
Hz.İsa bir kafatasının yanından geçmekteydi,kafatasını ayağıyla dürtüp şu sözleri söyledi, “Allah’ın izniyle konuş!” Kafatası cevap verdi, “Ey Ruhullah, benfalanca zaman yaşamış kralım. Tahtımda, başımda tacım, etrafımda askerlerin ve nedimelerimle otururken Azrail yanıma geldi. Kollarım ve bacaklarım bir bir söküldü. Sonra Azrail canımı aldı. Keşke o kalabalık içinde olmak yerine, yalnız olsaydım; keşke o zevk yerine acıyı yaşasaydım.”
Hz.İsa şöyle buyurdu: “Allahu Teala, bir insana cenazesi kaldırıldığı andan mezarına defnedileceği ana dek kırk soru sorar. İlk soruda, Ey kulum, yıllardır benim yarattıklarımın gölgelerini temizledin durdun, ama benimkini bir saat olsun temizlemedin.” Allah her gün kalplerinizi imtihan eder ve Benim nimetlerimle sarılmışken benden başkaları için neler yaparsınız? Sağırmısınız? Duymazmısınız der.
Hz.İsa , Ben iki şeyi severim, bu iki şeyi seven benide sevmiş olur, bu ikişeyden nefret eden bendende nefret etmiş olur. Bunlar fakirlik ve cihaddır. Burada cihad kelimesi, kutsal savaş anlamına gelir.
İki kadın  Hz.İsa’ya gelip, “Ey Ruhullah, Rabbinden babamızı yeniden diriltmesini iste, çünkü o bizden uzaklardayken öldü.”dediler. Kısaca bu iki kadın babalarının mezarını Hz.İsa’ya gösterdiler.İsa(as) dua etti, adam dirildi. Dirilen adam bu iki kadının babalarıydı.Dikkattinizi çekiyorum. Kadınlar dirilen babalarının yanına gelip elini öptüler, sonra hz.İsa’ya dönüp Ey Allah’ın Resulu, erdemli olmayı öğreten zat, onun bizimle kalması için Allah’a dua et dediler. Hz.İsa, artık rızkı kalmadığını bile bile Allah’a onun için nasıl dua ederim? dedi ve sonra onu yine ölüye çevirip oradan uzaklaştı.
Hz.Meryem dedi ki: “ İsa hamile olduğum günlerde, evimde ne zaman birisi olsa, İsa’nın içimde Allah’a şükrettiğini duyardım. Ne zaman yalnız olsam, yanında kimse olmasa, o karnımda olduğu halde onunla sohbet ederdim, o da benimle.”
Bebek İsa’ı anlatan sıra dışı kıssanın varlığı Kur’an’da Hz.İsa’nın beşiğindeyken konuştuğunu anlatılmasıyla ilişkilendirilebilir.Kutsal bir yerde Hz.Meryem ile ona hizmet eden Yusuf adındaki kuzeni aralarında bir perde varken konuşmakta idi. Yusuf, Meryem’in hamile olduğunu öğrenen ilk kişiydi. Hz.Meryem’e dedi ki: “Ey Meryem, tohum olmadan bitki olurmu hiç?  olur diye cevapladı.Hz.Meryem.  Yusuf,bu nasıl olabilir peki? Diye sordu. Hz.Meryem, Allah hiç bitki yokken bir tohum yarattı ama şimdi şunu dersin. Tohuma yardım etmeseydi, bu O’nun için çok zor olurdu” dedi. “Allah esirgesin” dedi. Yusuf sonra Meryem’e dedi ki, su yada yağmur olmadan bir ağaç büyüyebilirmi hiç?  Hz.Meryem,tohumların, bitkilerin suyu, yağmurun ve ağaçların tek bir yaratıcısı olduğunu bilmiyormusun? diye karşılık verdi. Sonra Yusuf tekrar sordu. Bir erkek olmadan çocuk yada hamilelik olurmu? Olur diye cevap verdi.
Hz.Meryem bu nasıl olabilir? diye sordu Yusuf. Hz.Meryem’de,” bilmiyormusun? Allah, Adem ile Havva’yı hamilelik, erkek ve anne olmadan yarattı.”dedi.Biliyorum diye cevapladı. Yusuf ve ekledi. “o zaman Hz.Meryem dedi, Allah Kelimetullah olan, Meryemoğlu İsa Mesihten sevinçli haberler getirdi bana” Yusuf ile Hz.Meryem arasında geçen konuşma kelam ilmiyle ilgili noktalarada değiniyor; bunlar Müslüman kelamcılar tarafından Bahire Dağını savunmak için söylenen düşünceleri tekrarlamış olur.Özellikle Kur’an’da 3:59 da Hz. İsa’nın yaratılışıyla, Hz.Adem’im yaratılışı karşılaştırılır. İkiside  “toprak”tan gelmektedir, Allah’ın “ol” demesi. Onlara hayat vermiştir.
Hz.İsa dedi ki: “ küstahlardan gelen söze bile sabırla karşılık verin, on mislini kazanacaksınız.”
Hz.İsa dedi ki: Ey İsrailoğulları,çok fazla yemeyiniz çünkü çok fazla yiyen çok fazla uyur, çok fazla  uyuyan çok az ibadet eder, çok az ibadet eden de ihmalkarlardan sayılır.”
Hz.İsa dedi ki: “ Ey Allah’ım, bana senin merhametini kazanacak olan ümmeti anlat.Allah şunu vahyetti: “O ümmet Muhammed’in ümmetidir. Peygamberler gibi Allah’tan korkan, dindar, nefsine hakim olan temiz kalpli alimlerin ümmetidir.alçak gönüllüler, hiç kimse secdeye varırken onlar kadar alçak gönüllü olmamıştır.”
Hz.İsa’nın şöyle dediği rivayet edilir: Yüce Allah, sebepsiz yere çok güleni, bir maksadı olmadan gezineni şaka yaparken kutsal bir kitabın adını zikredeni sevmez. S.195
Hz.İsa dedi ki: Bir kimse kendsine öbür dünya anlatılmış olmasına rağmen hala bu dünya ile meşgul olursa ve kendisinin zararına olan şeyi kendisinin hayrına olan şeyden daha çok arzu ederse, o kimse nasıl olurda alim olabilir.
Hz.İsa dedi ki: “İnsanlara öyle davranınızki yaşarken sizi özlesinler ve siz öldükten sonrada sizin için ağlasınlar.”
Hz.İsa fakihlere şöyle dedi: “ Ahret yolunda oturuyorsunuz, ama ne o yolun sonuna kadar yürüdünüz ne de başka birisinin bu yoldan geçmesine izin verdiniz. Sizin kandırdığınız kimselerin vay haline!”
Hz.İsa; yüzlerinin rengi değişmiş, çul ve yünden elbiseler giyen 400 bin kadının yanından  geçti:         “Ey kadınlar güruhu, sizin yüzlerinizin rengini değiştiren nedir?” Kadınlar cevap verdiler: Ey Meryem oğlu, cehennem ateşini hatırlayınca yüzümüzün rengi değişti. Cehennem ateşine düşen kimse ne soğuğu hisseder ne de bir şey içer.”
Hz.İsa şeytanla karşılaştı ve ona şunu dedi,”Hayy ve Baki olan Allah’ın adıyla sana soruyorum.” Senin belini gerçekten kıran şey nedir?” “Şeytan cevap verdi, Atların Allah için kişnemesi.”                                 Not: Bu özdeyiş,Haçlıların ve Moğolların merkezi islam dünyasını tehdit ettiği bir savaş çağını yansıtmaktadır.
El-Uris adında biri rüyasında,yüzü cennetten ona doğru dönmüş olduğu halde Meryemoğlu İsa Mesihi gördü  ve ona “çarmıha gerilme gerçekten oldu mu? diye sordu. Hz.İsa, evet, çarmıha gerilme gerçekte oldu” dedi. Bunun üzerine, el-Uris rüyasını bir rüya tabircisine anlattı, tabirci şöyle dedi: “Bu rüyayı gören kimse çarmıha gerilecektir, çünkü Hz.İsa yanılmaz, sadece doğruyu söyleyebilir; bahsettiği çarmıha gerilen kendisi olamaz, çünkü Kur’an-ı Kerim hz.İsa’nın çarmıha gerilmediğini yada öldürülmediğini özellikle belirtmektedir. Bu rüyayı gören kişi için geçerlidir, çarmıha gerilecek olan odur.” Ve olay tabiricinin dediği gibi oldu.
Hz.İsa  buyurdu ki: “ Ey havarılerim, altın bu dünyada mutluluk getirir, ama ahrette kötülük getirir. Doğrusu, zenginler cennete giremeyecektir.”
Hz.İsa şöyle dedi: “Bir kimse bu dünyadaki her şey için, ruhunu satıp sonra, ruhunu mahvetmişken bütün o malları bir başkasına miras bırakırsa, bunun ona ne faydası vardır? Canını koruyana, onu bu dünyadaki her şeyin üstünde tutana ne mutlu.
Hz.İsa İsrail oğullarına vaaz vermek için ayağa kalkıp dedi ki: “Ey İsrail oğulları acıkmadan bir şey yemeyiniz; acıktığınızda da karnınızı tıka basa doyurmayınız, eğer tıka basa doyurursanız boynunuz kalınlaşır, vücudunuz şişer ve Rabbinizi unutursunuz.”