Hititler bir Avrasya kavmidir. MÖ.2000 de Hatti ülkesine göç
ettikleri düşünülüyor.
Bu göçün Kafkaslar üzerinden yapıldığı tahmin ediliyor.
Hitit dilinin Hind/Avrupa kökenli olması göç kavramlarının hepsini kabul
edilebilir kılıyor.
Hititlerin bu göçten sonra ilk yerleştikleri yerin Suriye’ye
yakın bir yer olduğu, hatta Kuşşara’nın burası olduğu iddiasıda mevcut.
Hititlerin ilk büyük göçlerinden sonra yerleştiklerini varsaydığını Güneydoğu
Anadolu(Yunancada doğu demek) ve
Suriye’den yola çıkarak Kızılırmak yayına doğru geldiklerini ele aldım. Hitit
imparatorluğunun büyük kralı olan II.Murşili veba hastalığından öldü.
Kadeş savaşının kesinlikle Mısır zaferiyle sonuçlanmadığı
kabul ediliyor. Mısır tapınaklarında , mezarlarında ve saraylarında yazı ve resimlere karşılık
savaşı Hititlerin kazandığını gösteren bazı kanıtlar var.
Kısaca ilk kanatim Amurru prensi Bentaşina’nın Mısır’a
bağladığı Amurru ülkesinin savaştan hemen sonra yeniden Hititlere bağlı hale
getirilmesidir. Hititler savaşı kaybetseydi Amurru ülkesi eski konumuna dönüp
yeniden Hititlere bağlı hale gelemezdi.
İkinci kanaatim savaştan yaklaşık 15 yıl sonra Hitit
kralı III.Hattuşili ile II.Ramses
arasında imzalanan Kadeş andlaşması sonrasında
Hattuşili’nin büyük kızını Ramses’e çok büyük törenlerle gelin
vermesidir. Hititli kızın Mısır’da kraliçe konumuna gelmesi savaştan kazançlı
çıkanların Hititler olduğu kanaatidir.
Her ikiside bu savaştan kesin bir galibiyet elde edemese de
savaştan sonra Hititlerin, Mısırlılara karşı çok daha avantajlı bir konuma
geçmiş olması savaşta Hititlerin üstün geldiğini ortaya koymaktadır. Dolaylı
şekilde Mısır kaynaklarına dayanarak aksini anlatan öyküler yada yorumlar doğru
görünmemektedir.
HİTİTLİLERLE OSMANLILAR ARASINDA BENZERLİKLER:
Anadolu’yu yurt edinerek, aşağı yukarı 3000 yıl arayla büyük
imparatorluk kurmuş olan Hititlerle Osmanlılar arasında ilk bakışta fark
edilebilen bazı benzerlikler var. Bu benzerlikler aynı topraklarda tarihi sırayla yaşamış olan
medeniyetlerin birbirine devrettiği mirasın
yalnızca bilinen yönlerini ortaya koyuyor.
Hititlilerin de Osmanlıların da ele geçirdikleri toprakların
yönetimini bir çeşit özerk konumda tutmaya özen göstermiş olmaları ortak bir
yöndür.
Aslında ele geçirilen yerlerin yerel sorunlarıyla uğraşmak
yerine oraları uzaktan, haraç alarak yönetmek gibi bir kolaycı yöntemdir.
Hititlilerde ki taht kavgası, Osmanlıda ki taht kavgasına
çok benziyor. Hititlerde kanlı yada kansız olarak tahttan indirilmiş bir çok
kral var. Aynı olay Osmanlı padişahları içinde söz konusu. Bu iktidar
kavgasının bir çeşit gelenek gelenek oluşturduğunu söylemek mümkün.
Hititler tahta geçişi Telipunu Fermanıyla babadan oğula
geçme sistematiğine bağladıkları halde Osmanlıda böyle bir kural(usul)
olmamıştır.
Hititler ve Osmanlılar büyük ordulara sahip olmuşlardır.
Bunun birinci
sebebi Anadolu coğrafyasının getirdiği
savunma gerçeğidir.
İkinci sebebi ise her imparatorluğun da ele geçirilen
topraklardan alınan haraçlar üzerine kurulu olmasıdır. O nedenle hem yurdunu
koruyacaksın hem de yeni topraklar elde edeceksen o halde büyük ordu
gereklidir.
Hitit ekonomisi büyük ölçüde yeni ülkeler ele geçirmeğe
bağlı olarak güçlenmiş.
Benzer bir gelişmede Osmanlı imparatorluğu için geçerli.
Sonuç her iki imparatorluk içinde bu imkan daralınca kendi kabuğuna çekilme
dönemi başlayınca yıkılma kaçınılmaz hale gelmiştir.
Hititler, savaşa giden krala asker verirlerdi. Savaş
bittikten sonra bu erkek çocukların sağ
kalanları yine kendi işlerine dönerlerdi.
Osmanlıdaki tımar, has ve zeamet olarak dağıtılan
toprakların sahipleride savaşa giden
padişaha asker yetiştirmek ve orduya asker vermekle yükümlüydüler. Savaş
bitince bu askerler orduda tutulmaz eski yerlerine iade edilirlerdi.
Hititler, deniz kavimlerinin Hatti ülkesini işgaliyle
yıkılmışlardır.
HİTİT MİMARİSİ ve YAPI MALZEMELERİ :
Hattuşa ülkesinin, aşağı kent bölümünde en eski binaların
çoğunluğu avlulu olan evlerdi. Bu evler alt ve orta tabakadan Hititlere aitti. Sonraları halk arasında ticaret ve
savaşlar nedeniyle zenginleşenler çıkmaya başlayınca ve ardından üstü kapalı
sofalı evlerde bu dönemde yaygınlaşmaya başladı.
Evlerin duvarları, tahta çerçevelerle desteklenmiş kerpiç
tuğlalarla örülüyordu. Zaman içinde kentin surları dışında da evler yapılmaya
başlandı.
Evlerin damları düzdü. Tahta ayaklar üzerinde duruyordu.
Evler çok odalıydı. İçlerinde ocaklar ve banyo küvetleri olanlar vardı. O
dönemlerde erzak depolama, depoları vardı. Birde sıvı olan yağ ve içecekler
içinde büyük küpler vardı.
Hitit tapınağının damıda düzdü. Ahşap kolonlar (ağaç direk)
üzerinde yükselen çatı, toprak ve saman
karışımı çamurla sıvalıydı. Büyük tapınağın girişinde büyük taş bloklar üzerine çakılmış delikler
üzerinde dönen büyük tahta kapılar vardı.
Hitit kralı Hantili zamanında surlar tamir edildi. Hattuşa,
büyük bir kale kentti ve 30 bin nüfus yaşıyordu.
Hititlerin egemen olduğu bölgede pek çok dil bir arada
konuşuluyordu.Başlıcaları Hattice,Hititce,Hurrice ve Luviceydi.
Hititler asker bir kavimdi. Toprakta mülkiyet krala aitti.
Kölelik Hititlerin, Hatti ülkesine egemen oldukları dönem
kölelik doruk noktaya çıktı. O zamanın bilinen dünyasının her yanında kölelik
son derece yaygındı.
Mısır’da kölelerin hemen hemen hiçbir hakkı yoktu. YAHUDİLER
kavim olarak Mısırda köleydiler. Tapınakların sarayların hatta kentlerin
inşasında hep köle emeği kullanılıyordu.Yahudiler, kendilerine yeterince hak
vermeyen Mısırlılara isyan ettiler sonunda. Ve II.Ramses döneminde ,Hz.
Musa’nın önderliğinde Mısır’ı terk edip
vaad edilmiş toprakları aramaya gittiler.
Hatti ülkesinde böyle bir şey olmadı. Çünkü Hititlerde
kölelerinde bir takım haklarıvardı. Örneğin özgür insanlara benzer yargılamadan
yararlanma hakkına sahipti. Sınırlıda olsa mülk edinme hakları vardı.
Hitit hukuku düzeni o zamanın bilinen dünyanın en gelişmiş
hukuk düzeniydi. Hitit yasalarının bir özelliğide gelişmeleri izleyerek
değiştirilmesiydi.
Mesela Başlangıçta kentlerde
yaşlılar meclisi vardı. Zaman içinde soylular meclisi biçimini alarak
Pankuya dönüştü.” Panku: hepsi, hep birlikte demek dahada demokratlık.”
Hititlerin tanrıları sayılamayacak kadar çoktu. O nedenle
Hattuşa “bin tanrılı kent” Hitit ülkesinde “ Bin tanrılı ülke” adıyle
anılıyordu.
Önemli kentleri Hattuşa’dan başka Neşa, Nerik, Arinna,
Şapinuva, Kargamış, Emar önemli kentlerdir.
Hitit ekonomisi, tarım, ticaret ve zanaattır. Arpa, buğday,
tahıllar, elma, nar, üzüm gibi meyvalar.
Hayvan olarak koyun, dana, at, katır,öküz, domuz.
Demiri eritmeyi biliyorlardı. Hititler altın, gümüş, bakır
gibi madenleri işliyorlardı ve takı imalatından tutta “para çubuklara” kadar yayılan alanda
kullanılıyordu.
Hattuşa; Hattile, Hititler,Frigler ve Bzans’a ev sahipliği
yaptığı için bütün uygarlıkların izini taşıyor.
İki önemli Hitit kalıntısı Yazılıkaya ile Alaca höyük birde
Anadolu medeniyetleri müzesini gezip iyi gözlemek gerekir. Hititlerin en büyük
ideali Hattuşa’ya yerleşmekti. Ama orası Hititlere aitti. Daha öncede Hatti
ülkesine doğru göç eden Hititler çeşitli bölgelere yerleşmiş. Hattilerle
kaynaşmış. Göçe başladıklarında 3 bin kişiydiler. İyi at yetiştiricilerdi. Esas
göç nedeni yıllarca süren kuraklıktı. Sonunda Kuşşara’ya yerleştiler. Hızlı
atlı arabaları vardı. Hatti arabaları iki yekpare tahtadan yapılı tekerlek
üzerine oturuyor ve öküzlerce çekiliyor.
Hitit nüfusu Hatti ülkesinde hızlıca artıyordu. Aslında
Hattuşalıları saymazsak kim Hititli, kim Hattili idi ,o bile birbirine
karışmıştı. Birbirlerine kız verip, kız almışlar, akraba olmuşlar.
Hattuşa’dan başka Neşa,Zalpuvas, Ankuwa, Ullama,Harkimaş ve
Şalatıvasa en büyük Hatti kentleriydi. Kuzeyde Karadeniz kıyılarında Palalar ve
Kaşkalar yaşıyordu.Batıda Arzavalılar, Güneyde ise Tabal, Kizzuvatna, Hilakku, Hattuşa
krallıkları vardı.
Güneydoğuda yani onlarında bir zamanlar yaşadığı yerlerde
Hurriler egemendi.
Hurriler at yetiştiricisi ve arabaya koşmayı en iyi onlar
biliyordu. Hurrilerin sınır komşusu Assur krallığıydı bunlarda savaşçı kavimdi.
Ticarettede oldukça ileri gitmişlerdi. Sonunda Hattilerin ülkelerine göçmen
gelen Hititler en sonunda Kuşşara’yı ele geçirdiler. Hitit kralı Anitta,
Hattuşa2yıda ele geçirdi. Böylece Asur ticaret sömürüsüde sona erdi.
Hitit devletinin gerçek kurucusu Labarna’dır. Soylular
meclisinde (Panku) kral Hattuşili’nin , Murşiliye mesajı “ben öldüğümde
cesedimi yıka göğsüme bastır ve öylece toprağa ver. Burada Hititlerin cenazelerini
toprağa verdiği ortaya çıkıyor. Büyük kral Labarna’dan sonra Hattuşili kral
oldu. Düşman ülkelerini ele geçirip onları denize kadar sürdü. Halpa’yı aldı
sonra Babil’i yıktı.
Hatti ülkesinin büyük kralı Şuppilulima Kargamış ve Halpa kentlerini ele geçirdi.
Şuppilulima, Hattuşa’dan Kargamışa
dönerken e iyi taş ve kaya ustaları, mimarları getirmişti.
Mısır Fravunu Tutenkamon öldü.III.Arnuvanda büyük kraldı.
MÖ. 14. YY.da Hitit tahtına geçti. Krallık yıllarında Kaşkalar, Hitit imparatorluğu kentlerinden
Hurşima, Nerik, Kastama, Serisa, Hura, Dankusa,Tarugga ve Patalya gibi
ülkelerdeki bütün tapınakları yıktılar. Tanrıların heykellerini çaldılar,
kırdılar. Size hizmette görevli rahipleri köle yaptılar. Bir taraftan
Kaşkaların saldırıları devam ediyordu. Sonunda III.Arnuvanda veba hastalığından
öldü ve ölüsü yakıldı. Ölünün ruhu için “alkollü içki” içildi. Birde ölünün
ruhu için bir öküz ve birde koyun kurban edildi. Hititler ruhtan haberdarlar”
Kadeş savaşı Hitit imparatorluk dönemi kral Şuppilulimaydı. Mısır Fıravunuda
II.Ramses di.Şuppilulima’nın siyasi projesi. Eğer Kadeş elimizden giderse
düşman Hatti ülkesinin içine sokulabilir ülkeyi
korumak için ileri karakol Kadeş’ti. Hitit ordusu 30 bin askerdi. Bu
ordu III.Hattuşilinin komutasında Ramses’in RA tümenini darmadağın etti. Mısır
ordusu atlarını arabalarını, kılıçlarını bırakarak geri çekiliyordu.
Hitit ordusu pek çok ülkeden derlenip toplanmış asker olduğu
için disiplini çok güçlü değildi. Onun için savaştan kopup daha çok yağmaya
başladılar. Hitit ordusu Kadeşi aldı ve geri Hattuşa’ya döndü.
Kadeş andlaşması tabletlerinin bir kopyası Mısırda
tapınaklara yazıldı. Bir kopyasıda Hattuşa’da korundu.
Hattuşa’nın 2km. kuzeydoğusunda yer alan Yazılıkaya
tapınağına “Kapıdan girilince avlunun duvarları yekpare kayaydı. Kaya üzerine
atmışüç Hitit tanrı ve tanrıçanın resimleri oyularak işlenmişti.Kay: Mahfi
Eğilmez.