14 Ekim 2007 Pazar

SÜMERLERİN HEKİMLİKTE Kİ TEMEL YORUMLAR

SÜMER’LERDE HEKİMLİK

Eski Yunan tarihçisi Herodot, Mezopotamya’da doktor olmadığını tesbit etmiş.

Babilde insan hastalanınca, kendisini kentin meydanına götürürler yanına birde levha asarlardı.Yanından gelen geçen hastanın halini sormasını isterlerdi. Bilinir ki sıcak memleketlerde göz hastalıklarına karşı otlar kaynatılıp yağ içinde merhem yaptıkları yada bakır madenini arpa suyuna karıştırarak hastanın gözünü pansuman yaparlarmış.

Mesela Strabon Mezopotamya’da ayrı halk hekimliği bulunduğunu yazmış. Fakat inanılmamış.Yakın zamanlarda yapılan arkeolojik keşiflerde halk hekimliğinden başka bir hekim sınıfı olduğu anlaşılmış. Sümerliler çivi yazısını yazmadan evvel kullandıkları yazıda memeler ile mide resmi bir araya gelince gebe kadın demek olurdu.Bunun gibi vücudun muhtelif kısımlarının resimleride bazı fikirler ifade ederdi.

İnsan bir ruh ile bedenden ibarettir.

Zekanın merkezi kalptir. Onun için bütün akıl hastalıkları ve aklı bozan hallerin hepsi ya bir kalp hastalığından yahut kalbin fena duruşundan ileri gelir.

Hayatın esas merkezi kandır. Kan hayatın en mükemmel ve lüzumlu elemanıdır.

Kan devaranının merkez üyesi karaciğerdir. Mesela: Domuz yavrusunu kurban et ve parçalara ayır. ve hastanın üzerine koy ve şeytanlar yok olsun.

Sümer dilinde hekimlere A-Su denirdi. Kabın içine su koy, anında üzerine zeytinyağı damlat suya damlayan yağa göre hekim fala bakarak hastanın iyi olup olmayacağına bakılırdı.

Sonunda Sümerlileri Asur ve Babilliler yıktı.Sümerde hekimlik esasında yanlış bile olsa bugün fizyolojik diyebileceğimiz fikirlere inanmakla birlikte tedavi usulleri halk hekimliğinden çıkınca şimdi bakıcılık ve üfürükcülük denilen sihir şekillerinden ibaretti.

Sümerden sonra Mezopotamyaya hakim olan Babil ve Asur devletleri devrinde tatbik etmek lazımdı. Asur ve Babil, Sümer medeniyeti üzerine kurulmuş olan Sümer medeniyetidir.Arabistan çöllerinde ve Acem körfezinde yaşıyan göçebe oymaklar. Delta topraklarında yaşıyan yerli halkla münasebete geçmişler.Sümer ülkesi verimli ve rahat olduğundan göçebeler halinde küçük gruplar halinde Sümerlerin arasına yerleşmişler. Daha da ileri giderek fizyonomik anlamda yerli halklarla

karışmışlar.Bu yeni gelenler Arapların,Yahudilerin ve Fenikelilerin ilk ataları Samiler idi.Yerli halk gibi yumuşak huylu ve sakin insanlar idi. İştar iyilik ilahı olup erkek ve kadınlarda cinsel isteği yaratan ilah idi.

Tufanı yorumlayan manzumede tanrı İştar insanları mahvedeceğini söyler. Onun yardımı olmadan cenin tamam olmadan ölür. Hastalıkları meydane getiren 7 büyük şeytan kabul edilip, her hastalığın bir şeytanı olduğu kabullenilir.

Babillilere göre her hastalık bedene giren yabancı maddenin tesiriyle meydane gelir.İlah Marduk’a yalvarılır ve bu hastalıklar iyi olur.Babil ve Asurda hastadan kan alınır.

Mö.3.bin de Hammurabi zamanında ameliyat yapan doktorlar var.Ameliyat bıçağı tunçtan yapılıdır. Olaki doktor hastayı ameliyat yaparken öldürürse doktorun elleri kesilir.

Örneğin Ms. 20.yy sonu ve 21.yy da Batı ülkelerinde mesela İngiltere’de ameliyatta hasta ölürse doktor tazminat ödemektedir. Kay: Galip Aataç,Sümerde Hekimlik.

MS. 20.YY OSMANLI ve CUMHURİYET FOTOĞRAF KESİTLERİ












ÇİVİ YAZISI NASIL ÇÖZÜLDÜ

ÇİVİ YAZISI NASIL ÇÖZÜLDÜ
Çivi yazısını çözen öncü yazı Eski Persçe yazıttır. Bu üç dilli yazıtlar Ahamenid kralları dönemine aittir. Yazının çözümü Rawlinsonun on yılına mal oldu.
Bu yazıt sayesinde Eski Pers dili ve yazı sistemine Grotefend den daha çok uğraşan Rawlinson; öncelikle Yunan tarihinden yaptığı karşılaştırmalarla, Parius’un egemenliği altındaki halkların ve kralların isimlerinin metindeki yerlerine saptayarak aldı.
Rawlinson Sankritçe hakkındaki bilgileriyle eski persçenin bu dillerle olan ilgisini fark etmesi, kelime anlamlarını ve gramakik özellikleri bulmasına yardım etti.
Rawlinson ms.1846 yılında Bisutun anıtı eski persçe bölümünü tamamlıyarak yayınlaması, dillerin çözümü araştırmasında bir başlangıç oldu. Örneğin.Bugünkü bilgimizle Yunanca Hystaspes isminin eski persçe, vı-sa-a-ta-a-sa-pa-ha-ya, Elamca I Mi-is-da-as-da, Babilce m Us-ta-as-pa şeklinde yazılı. Yinede başa dönüp çözüm için Ahameneid yazıtlarından yola çıkılmalı denip devam edildi. Ahameneid kral listesinde 300 den fazla işaret vardı. Kelimeler arası ayraç yani birbirinden ayıran nokta yoktu diyelim. Grotefend adlı bilimcinin Babilceden sağladığı Xerxes yazıtı Babilce bölümünün çözümü biraz kolaylık sağladı. Eski persçede 4 işaretle ifade edilen “kral” kelimesi için sadece 1, “büyük” ifadesi içinde 2 işaret kalıyordu.
Babilce Sarru “kral” kelimesi yerine, Sümerceden alınmış logografik şekli LUGAL kullanılmış.
Çivi yazısının bir özelliğide bir”r” harfi için 7 değişik işaret yani karekter saptandı, ama yanlış girdi. Hemen anladığı hatayı düzeltti, düzeltme şöyle.Sesli ve sessiz harflerin bir arada yazıldığı heceleri tesbit etti. En son 790 satırlık sekiz yüzlü kil prizmayı çözmeye karar verdiler.
Dilcilerin her birine kapalı zarflarda metinleri gönderdiler. Özellikle bir araya gelmemeleri istendi.
Sonuçta dört çözümde önemli oranda birbiriyle tutarlılık gösterince, çivi yazısını bilimsel olarak yayınlayabilmek için hiçbir engel kalmadı. Yalnız çift, üç veya daha çok dilde yazılmış tabletlerin bulunması ve okunabilen dilin yaşayan başka dillerle olan akrabalık ilişkilerinin ortaya çıkarılması. Nitekim Babilde rahip okullarında Sümercenin o dönemde ölmüş dil olmasına karşın, sayısız dini, mitolojik ve edebi metinlerde sözlük listelerinde geçmekteydi.
Hititçe de 1906 yılında Boğazköyde çıkan onbinlerce tablet eski Babil yazı sistemi kullanılmış olduğu için kolayca okundu. Çözen Hrozny’nin üzerinde durduğu bir cümlede Hititçede watar “su” (almanca “wasser”. Hititçece ed- yemek (almanca “essen” Latince “edere” kelimeleri saptandı. O dönem dahi diller arası akrabalıkların saptanmasında ve dillerin çözümünde önemli oldu. İlk çözülen ortak cümleler;
Hrozny Hititçe metinde geçen NINDA-an ezzatteni, WATARNA- ekutteni Çevirisi ekmek yedim, su içtim.( Nında: ekmek, Watar:su )demektir.Böyleliklede çivi yazısı çözülmüş oldu diyebiliriz.

IBN FADLAN SEYAHATNAMESİNDEN ÖRNEK

İBN FADLAN SEYAHATNAMESİNDEN ÖRNEK

Oğuzlar ms.922 yılında göçebe olarak kıl çadırlarda yaşamaktadırlar. Örneğin büyük ve küçük abdesten sonra yıkanmazlar.Özellikle kışın yıkanmazlar. Zina yapan kadın erkek eğer zina halinde yakalanırlarsa her ikiside öldürülüyorlar.Tabii ki yakalanırlarsa,

Bir yetişkin evli adam ölürse dul kalan karısını, ölen adamın oğlu alabiliyor, ama kadının öz oğlu değil.

Koyunu boğazından kesmeyip başına vurup öldürürler, ondan sonra yerler.

Bütün Türkler sakallarını yolarlar ama bıyıklarını bırakırlar.

Peçeneklerin yüzleri traşlıdır. Ama çok esmer türk boyudurlar.

Başkırtlar çok insan öldürmeğe düşgündürler.Aynı zamanda bit yerler.Ağaçların baş kısmını penis formunda yapıp ona kutsal olduğuna inanırlar.

7 Ekim 2007 Pazar

Yunan filozofu Eflatun'un mezarı Konyada

30 Aralık 1950 Cumhuriyet Gazetesinin haberine göre Konya müze asistanı Mehmet Önder'in verdiği bilgiye göre Eflatun'un mezarı
A. Alaaddin Tepesindeki şimdi yıkılmış olan Saat kulesinin civarında
B. Üçler mezarlığında bulunan latince yazılı mezar taşının Eflatun'a ait olduğunu söylemiştir.